'Ben bu eve bakamıyorum!' İş konut sahibi olmakla bitmiyor...
Sadece kiralar değil, evlerin bakım maliyetleri de arttı. Birçok ev sahibi oturdukları konutların masraflarını karşılayamadıkları için taşınmayı düşünüyor. Evin yeterince ısıtılamaması ya da aidatların yüksek olması nedeniyle evini satmak isteyenler bulunuyor.
Dünyanın pek çok ülkesinin ana sorunlarından biri enflasyon. Çoğu ülkede konut fiyatları yeniden değerleniyor. Bazı ülkelerde merkez bankalarının yüksek faiz politikasından kaynaklı olarak konut fiyatları düşük. Türkiye’de ise özellikle büyük kentlerde arz talep dengesizliği sebebiyle konut fiyatları aldı başını gitti.
Haliyle sadece konut fiyatları artmıyor, konutta otururken çıkan masraflar da yükseliyor. Özellikle büyük kentlerde kentsel dönüşüm ile ev sahibi olan vatandaşlar, yeni evlerinin çıkan masraflarını ve yüksek aidatlarını karşılamakta zorlanıyor. İstanbul Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Nizamettin Aşa, evinin masrafını karşılayamadığı için taşınanların en çok İstanbul'da olduğunu söylüyor. Aşa, sözlerini şöyle sürdürüyor:
"Örneğin; İstanbul'daki Fikirtepe Mahallesi kentsel dönüşüme girince birçok mahalle sakini evleri karşılığı burada inşa edilen lüks rezidanslarda daire sahibi oldu. Bazılarının, 'Biz bu lüks konutların masraflarını, site aidatlarını karşılayamayız' diyerek buradan taşındıkları duyumunu aldık.
Bir de müstakil evde oturmak var… Bu evlerin bakım maliyetleri de giderek artıyor. Adını vermek istemeyen güney illerinden bir emlakçı müstakil evlerin bulunduğu Muğla'nın Bodrum ilçesinde 'Evim bana büyük geliyor ya da ısıtamıyorum soğuk oluyor' gerekçeleri ile evini satmak isteyenlerin olduğunu ifade ediyor. Muğla Güllük'te emlakçılık yapan Fatih Topçu ise, Bodrum ve civarında insanların genellikle başka bölgelere taşınmak için evlerini sattıklarını söylüyor.
Masrafları karşılayamadığı için evinden taşınmak sadece Türkiye'nin sorunu değil. Yurt dışında da evinin masraflarını karşılayamadığı ya da evi büyük geldiği için taşınmak isteyenlerin sayısı artıyor. Ev giderleri, Galler’de 18. yüzyıldan kalma bir malikanede oturan Roderick Thomas’ı yormaya başladı. Boulston Manor ismi verilen bu konutta 10 yatak odası var. Konutun toplam alanı 9 bin metrekare. Thomas evini satmaya çalışıyor.
YAKIT MASRAFLARI ÇOK ARTTI
Batı Galler’de emlak alanında çalışan Carol Peett son zamanlarda pek çok insanın bakım maliyetleri sebebiyle müstakil evini satmak istediğini aktarıyor. Londra’da emlak danışmanlığı yapan Nick Karamanlis ise Viktoryen dönemden kalan pek çok evi geçen yıl değerlediğini, bu evlerin on yıllardır el değiştirmediğini söylüyor.
Karamanlis, bu evlerde yaşayan insanların çoğunun konutun sadece bir katını kullandığını, yakıt masrafından dolayı üst katlara çıkmadıklarını bile söylüyor. Roderick Thomas’ın dedesi Galler’deki malikaneyi 1950 yılında, tereyağ işinden iyi para kazandıktan sonra satın almış. Thomas’ın ailesi ise 30’lu yaşlarında bu evi miras edinmiş. Ancak ev Thomas’a kaldığı zaman, bu evi çekip çeviremeyeceğini anlamış. Bugün söz konusu konut 2.82 milyon dolara sahibini bekliyor.
Roderick Thomas evin iki kişi için çok büyük olduğunu belirtirken, sadece elektrik ve yakıt giderinin yıllık 12 bin 300 dolar olduğunu söylüyor. Thomas eşi Jules ile birlikte malikanenin dört odasını konut olarak işletiyor. Çift bugüne kadar çocukları da bu evde büyüdüğü için kıyamadıklarından konutu satamamış. Ev satıldıktan sonra mobilyaların çoğunu da koyacakları bir yer bulamayacakları için satacaklar.
Rochelle Westropp, Batı Londra’da The Warren bölgesinde yaşıyor. 20. yüzyıldan kalan villasını satma konusunda duygusal değil. 2020’den beri bunu yapmak istediğini ancak zaman yaratamadığını aktarıyor. 40’larındaki Westropp üç çocuk annesi. Ağabeyi ile birlikte masrafları paylaşsalar da 5 bin 548 metrekarelik bu ev onlar için çok fazla.
Aile yadigarı konutlarını satmak isteyen bazı insanlar çocuklarının da tamir işleri ile ilgilenmemesinden şikayetçi. Pek çoğunun çocuğu başka vilayetlerde yaşıyor. Peter Moore Dutton, “Çocuklar pek ilgili değil ve başka yerlerde çalışıyorlar. Ben ölünce ne olacak diye düşünmeye başladım. Oğlum evi sattığım için çok mutlu yoksa onlar için kabus olacaktı” ifadelerini kullandı. Bu evlerin bir diğer özelliği ise düzenli olarak tadilat görmedikleri için her yerlerinden bir ses çıkması.
Kaynak: Web Özel