Yeni Zelanda'daki cami saldırısında 9 kez vurulan Türk olay oldu

Yeni Zelanda'nın Christchurch kentindeki 2 camiye düzenlediği silahlı saldırıda 51 kişiyi şehit eden, 49 kişiyi de yaralayan terörist Tarrant'ın yargılanması, şehit yakınlarının ifadeleriyle devam etti

Son Güncelleme:

Yeni Zelanda'nın Christchurch kentindeki 2 camiye düzenlediği silahlı saldırıda 51 kişiyi şehit eden, 49 kişiyi de yaralayan terörist Brenton Tarrant'ın yargılanması, şehit yakınlarının ifadeleriyle devam ediyor.

Yargılamanın ikinci duruşmasında konuşan şehit Tarık Omar'ın babası Raşid Omar, terörist Tarrant'a, oğlunu elinden aldığını kaydederek, "Kendi içinde huzur bulmanı dilerim, fakat o huzurun sana geleceğinden şüphe ediyorum. Seni asla affetmiyorum." diye konuştu.

9 KEZ VURULAN TÜRK OLAY OLDU: GÜÇLÜ VE İNATÇI BİR TÜRK ERKEĞİYİM

Brenton Tarrant'ın duruşmasının ilk gününde, dokuz kez vurulan Temel Ataçocuğu yaşadıklarını anlattı.

Reuters haber ajansının aktardığı haberde, Saldırganla göz göze geldiklerini belirten Temel Ataçocuğu, "Onun silahının beni hedef aldığı anı gördüm. Saldırgan tarafından dokuz kez vuruldum. Aldığım kurşun yaraları nedeniyle, kalıcı şekilde engelli olacağım ve acı çekeceğim. Ama, ben güçlü ve inatçı bir Türk erkeğiyim. Ben mücadeleyi bırakmamak üzere yetiştirildim" ifadelerini kullandı.

15 Mart 2019'da düzenlenen saldırıda El Nur Cami'nde olan Temel Ataçocuğu, sol ayağından beş kurşunla, sol kolundan üç kurşunla ve çenesinden bir kurşunla yaralandı. Avustralya medyasında kurtuluş öyküsü belgesele konu olan Ataçocuğu ile "9 kurşun - Kurtulanın hikayesi" ismiyle bir de belgesel hazırlandı. Bu belgeselde Ataçocuğu, saldırı günü cami içinde yaşadıklarını ve sonrasındaki zihinsel, fiziksel iyileşme sürecini anlatıyor.

Yeni Zelanda'da kebap işletmesi olan Ataçocuğu, sözlerini Mauri dilinde "güçlü ol" anlamına gelen "Kia Kaha" ifadesi ile bitirdi.

Olayın travmasının hep kendisiyle yaşayacağını belirten Ataçocuğu, "Görüntüler ve o gün caminin içindeki koku hep benimle olacak. Acının olmayacağı bir gerçek görmüyorum ancak gelecek Güneş'e doğru özgürce yürürken, üstünden geldiklerimi düşünüp gururlanacağım. Güçlü ol!" sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.

"BU SALDIRI BÜTÜN YENİ ZELANDA'YI DERİNDEN ETKİLEDİ"

Saldırının gerçekleştiği Linwood Camisi'nin imamı İbrahim Muhammed Abdelhalim ise bu saldırının ırkçı ve terörist bir eylem olduğunu vurgulayarak, "Bu saldırı, sadece ülkedeki Müslümanları değil bütün Yeni Zelanda'yı derinden etkiledi." ifadesini kullandı.

"HALA UYUMAKTA ZORLUK YAŞIYORUM"

Saldırılarda hem eşi Naeem Raşid’i hem de oğlu Talha’yı yitiren anne Ambreen Naeem, "Eşim ve oğlumu kaybettiğimden beri düzgün bir şekilde uyuyamadım. Uyuyabileceğimi de zannetmiyorum. Bu benim için tamir edilemez bir hasar. Bu yüzden cezası de sonsuza dek sürmeli" dedi. Naeem Rashid, Tarrant’ı El Nur Camisi’nde durdurmaya çalışmış ve diğer masum insanların kaçması için zaman kazandırmıştı.

"HAYALLERİMİZİ ÖLDÜRDÜN"

Saldırılarda bacağından yaralanarak 3 ay hastanede kalan Motasim Uddin, “Olanları unutamıyorum. Gördüklerimi unutamıyorum. Deniyorum ama uyandığımda hala aklımda oluyor” dedi. Kolundan yaralanan Mohammed Siddiqui ise, Tarrant’ı ‘şeytan’ olarak çağırdı ve “Evet sana şeytan diyorum çünkü sen Allah’ın evine şeytani emellerle girdin ve masumları öldürdün. Arkadaşlarımın ve ailelerinin hayallerini öldürdün” dedi.

"ANNEMİ BENDEN ÇALDIN"

Saldırılarda annesi Linda’yı kaybeden Angela Armstrong, terörist Tarrant’a yönelik şu ifadeleri kullandı: "Annemi benden çaldın, onun sevgisini ve gücünü benden çaldın. Aynı şekilde sen de bir daha asla annenin sevgisini ve sıcaklığını hissedemeyeceksin. Annen için acı duysam da senin için hiçbir şey hissetmiyorum. Sen hiçbir şeysin. Sen o kafeste kısılıp kalmışken, annem özgür. Bu nedenle Tarrant'a kalan ömrünü, bozmaya ve yok etmeye çalıştığı çeşitlilik ve özgürlükte bulunan güzelliği ve hayatı düşünmek için kullanması için meydan okuyorum."

Kaynak: Haber Global TV

Sonraki Haber