Yeni bir kavram: Eko-anksiyete! 'Covid'den daha ağır etkileyecek...'

Dünyayı etkisi altına alan yeni bir kavram ortaya çıktı: Eko-anksiyete... Artık her kesimden insanlar çevre sorunları hakkında endişe duyuyor. Hatta öyle ki büyük bir çoğunluk "Covid'den daha ağır olacak" diyor!..

Son Güncelleme:

BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi kapsamında ülkeler her yıl Cop (Conference of the Parties / Taraflar Konferansı) adı verilen etkinlikte bir araya geliyor. Bu yıl 26. kez düzenlenen ve ismini de buradan alan Cop26, İskoçya'nın Glasgow kentinde gerçekleşmekte. 31 Ekim ve 12 Kasım tarihleri arasında sürecek olan organizasyona 197 ülke katılıyor.

Konferansın bu sene geçmişe nazaran daha çok ses getirdiği aşikar. Dünyanın dört bir yanında eylemler düzenleniyor, iklim ve çevre aktivistleri; küresel ısınma ve iklim değişikliğinin etkileri hakkında dünya liderlerini uyarmak için tüm güçleriyle çabalıyorlar.

YENİ KAVRAM BİZİ NASIL DEĞİŞTİRDİ?

İnsanları bu harekete iten etkenlerin en başında aslında “anksiyete” geliyor. Eko-anksiyete (eco-anxiety) olarak ifade edilen bu kavram önceliklerimizi ve soruna yaklaşımlarımızı değiştirdi. Peki nasıl?

90'larda “ozon deliniyor” endişesiyle harekete geçen aktivistler de belki eko-anksiyete ile bu yola başvurmuştu ancak bu kez insanlar “deodorantlarla mücadele etmenin” yetmeyeceğini biliyorlar. Zira doğanın mesajları artık çok ciddi. Ve en önemlisi, 2000'lerde gördüğümüz “küçük bir buz parçası üzerindeki çaresiz bir kutup ayısı” görüntüsü üzüyor ancak ucu direkt olarak insanlara dokunmuyordu. Artık işler değişti.

Yuvamız Dünya her yıl sıcaklık rekorları kırmakta. Bu yıl yine dünyanın pek çok noktasında tarihi sıcaklıklar kaydedildi. Avrupa'nın güneyi yangın kuzeyi ise sel felaketiyle sarsıldı. Aynı şekilde ülkemiz de güneyinde korkunç bir yangın felaketiyle mücadele ettikten sonra kuzeyden gelen sel haberleriyle çok zor günler geçirdi.

Cop26 öncesinde dünyaca ünlü iklim aktivisti Greta Thunberg, protestolara katılmak için Glasgow'a geldi. Fotoğraf: Reuters

Marmara'yı saran müsilaj kabusunu da hatırlatmakta fayda var... Bu direkt etkiler, yaşanması muhtemel enerji krizi ve ortaya koyulan pek çok rapor, derhal harekete geçilmesi gerektiğini gösteriyor.

HAREKETE GEÇİLMEDİKÇE...

Eko-anksiyete ise hareketsiz kalınan her an artmakta! Cop26 öncesi yapılan bir anket çalışmasına göre katılımcılar, iklim değişikliğinin insanlık üzerinde Covid-19'dan daha sert bir etki göstereceğini düşünüyor. Covid-19 şu ana kadar dünya üzerinde yaklaşık 5 milyon insanın hayatını kaybetmesine neden oldu...

Global Future ve York Üniversitesi tarafından yürütülen eko-anksiyete konulu ortak çalışma, söz konusu endişenin yaş ve maddi durum fark etmeksizin neredeyse aynı ölçüde gözlemlendiğini ortaya koydu. Çalışmada insanların yüzde 78'i bir düzeyde eko-anksiyete yaşadığını ifade etmekte.

Çalışmaya imza atan akademisyenler, geçmişte daha çok “gençlerin, beyaz yakalıların ve orta-üst sınıfın derdi” olarak görülen ve siyasilerin de bu ezberle değindiği konuda tablonun artık köklü bir şekilde değiştiğini vurguluyor.

Birleşik Krallık'ta yapılan ve 2 bin 100 kişinin katıldığı YouGov anketinde de benzer bir sonuca rastlandı.

Ankete katılanların yüzde 56'sı iklim değişikliğinin etkilerinin dünya için koronavirüsten daha büyük olacağına inandığını ifade ederken tüm yaş gruplarında ve sosyal sınıflarda çoğunluğunun bu görüşü benimsediği ortaya çıktı.

'BİR ŞEY DEĞİŞMEZ...'

Benzer şekilde, iklim değişikliği tüm yaş gruplarından insanlar arasında ve Birleşik Krallık'ın tüm bölgelerinde en önemli küresel öncelik olarak kabul ediliyor.

Fakat en önemli problem -hatta eko-anksiyeteyi artıran en önemli problem- toplumdaki hiçbir şeyin değişmeyeceği inancı. Ankete katılanların yüzde 31'i Cop26 zirvesinin çok az etkisi olacağına veya hiç etkisi olmayacağına inanıyor; yüzde 32 orta düzeyde bir etkiye sahip olacağına ve yalnızca yüzde 18'lik bir kesim konferansın büyük bir etkisi olacağına inanıyor.

Performans sanatçıları ve aktivistler, konferansın yapılacağı salonun çevresinde ekolojik sorunları dile getiren ve mevcut politikaları eleştiren eylemlerde bulunuyor. Fotoğraf: Reuters

Gözlemlenen tek ilginç fark ise kadınlar ve erkekler arasındaki fark. Kadın katılımcıların yaklaşık yüzde 45'i, erkeklerin ise yüzde 36'sı iklim değişikliği konusunda yüksek düzeyde endişe duyduklarını bildirdi.

'POLİTİKACILAR YANLIŞ VE STRATEJİK HATA YAPAR...'

Global Future direktörü Rowenna Davis ise siyasilere seslenirken herkesin eko-anksiyete yaşadığını ve buna değinmeyen, bu konuyu hafife alan bazı politikacıların “sadece yanlış değil, aynı zamanda stratejik bir hata da yaptıklarını” vurguladı.

York Üniversitesi'nden Dr. Pavlos Vasilopoulos ise “İklim değişikliği, çoğunluk tarafından öncelik olarak kabul edilen ve hükümetlerin performansını değerlendirmek için kullanılan, işsizlik ve güvenlik gibi konulardan biri olma yolunda gidiyor” diye konuştu.

*Bu haberdeki bilgilerin bir kısmı The Guardian'da "Eco-anxiety over climate crisis suffered by all ages and classes" başlığıyla yayınlanan makaleden derlenmiştir.

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber