Ukrayna'daki savaşın psikolojik bedeli: 'O çocuklar tank ve top çiziyor...'
Ukrayna'daki savaş, çocukları da mağdur ederken çatışmalar yüzünden yerinden edilen çocuklarda ağır psikolojik sorunlar baş gösteriyor. Sanatçıların desteğiyle etkinlikler yaptırılan çocuklar, çizdikleri resimlerde tank ve bombaları resmediyorlar.
Ukrayna'daki kanlı savaş devam ederken milyonlarca Ukraynalı kadın ve çocuk savaştan kaçmak için günlerdir yollarda. Her gün yüz binlercesi Ukrayna'nın çeşitli yerlerinden Lviv Tren İstasyonu'na gelip Polonya'ya ya da diğer ülkelere giden trenlerde ya da otobüslerde yer bulabilmek için saatlerce bekliyor. Çile bununla da bitmiyor. Bu çocuklar sınır geçişi için günlerce dondurucu soğuk altındalar.
Tren istasyonuna gelen mülteci çocuklar, orada bulunan psikolojik destek merkezinde tedavi altına alınıyor. Bu çocuklar, bombardımanlar, çatışmalar ve ailesindeki kayıplar sonucu ağır travmalar yaşıyorlar. Çocuklar sadece ailelerini değil akranlarını da kaybediyor. Seferberlik ilanı sonucu savaşmaya giden babalarının eksikliği de bir diğer etken. Ukrayna'daki yetkili makamlar, savaşın başlamasından bu yana 90 çocuğun hayatını kaybettiğini açıkladı.
SAVAŞIN EN BÜYÜK MAĞDURU ÇOCUKLAR
Dünyanın pek çok bölgesinde yıllarca savaşları takip etmiş gazeteci Coşkun Aral haberglobal.com.tr'nin sorularını yanıtlarken, kadınlarla çocukların savaşların en büyük mağdurları olduğunu vurguluyor. Aral, bu durumun dünya üzerinde devam eden Yemen, Suriye, Filistin gibi her çatışma ortamında da geçerli olduğunu, bu bölgelerde de milyonlarca çocuğun hayatını kaybettiğini söylüyor. Afganistan'da, Lübnan'da, Bosna'da ve daha birçok yerde savaşın en kanlı yüzüne şahit olan Aral, deneyimlerini şöyle aktarıyor:
Lübnan iç savaşı sırasında Beyrut, İsrail tarafından kuşatıldı. Fransız doktor arkadaşım ile bir hastaneyi ziyaret ettik. Hastane gece, fosfor bombası ile vurulmuştu. Dün sevdiğimiz, saçlarını okşadığımız o çocukların gözümüzün önünde saatlerce yanışına ve etlerinin lime lime oluşuna şahit olduk. Gerçekten korkunç bir manzara idi.
Aral, Afganistan iç savaşında şahit olduğu bir anıyı ise şöyle anlatıyor: "Doğum yapmakta olan kadının kan nakline ihtiyacı vardı. Ancak silahlı mücahitler doktorların erkek olduğu gerekçesi ile kan nakline izin vermedi. Kadın ve çocuğu orada can verdi."
Savaş tarihini bilmemiz gerektiğini belirten Aral, böylece savaşın ne kadar korkunç olduğunu anlayabileceğimizi ifade etti. Aral, "Bugün Ukrayna'ya saldıran Rusların dedeleri, aynı vahşeti 2. Dünya Savaşı sırasında Nazilerin, Sovyetler Birliği toprağını işgal ettiğinde kendileri de yaşadılar. Nazilerin katliamlarının yanı sıra baş gösteren açlık ve yamyamlık yüzünden çok fazla çocuk öldü" derken sözlerini "Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Milletin hayatı tehlikeye düşmedikçe savaş cinayettir' sözünün bugün Ukrayna'da ne kadar doğru olduğunu görüyoruz" şeklinde sonlandırdı.
SAVAŞTAN KAÇAN ÇOCUKLAR AĞIR PSİKOLOJİK SORUNLAR YAŞIYOR
Ukrayna'nın geleceğini oluşturan genç nesil yaşam mücadelesi verirken, bu travmanın izlerini de hayatları boyunca taşıyacaklar. Ukraynalı doktorlar Lviv tren istasyonuna gelen çocuklarda katatonik (travma nedeniyle hareketsiz kalma) semptomların görüldüğü, çoğunun hiç konuşmadığı ya da ellerini ve parmaklarını travma nedeniyle hareket ettiremediklerini ifade ediyor.
Uzman Pedagog Halide Karaarslan, bu şartlarda "Travma Sonrası Stres Bozukluğu" yaşanabileceğini de sözlerine eklerken "Ailesini kaybeden çocuklar, ailesi sağ olanlara göre çok daha ağır travmalar yaşayacak. Sürekli olarak bir güvensizlik ve şüphecilik hali taşıyacaklar" diyor ve devam ediyor: "Mutlaka destek almaları gerekiyor ancak savaş olumsuz izler bırakacak."
ÇOCUKLAR SAVAŞI RESMEDİYOR
Ukraynalı sanatçılar da savaşın korkunçluğunu çocuklara kısa süre de olsa unutturmak için sanat etkinlikleri düzenliyorlar. Ancak çocuklar travmaların etkilerini bu etkinliklere de yansıtıyor. Lviv'deki kitabevinde çocuklar için sanat etkinlikleri yürüten Kateryna Sukhorebska, İngiliz The Guardian gazetesine çocukların savaşın gerçekliğini resmettiklerini söylüyor: “Bombalar ve tanklar çiziyorlar çünkü kendi gözleriyle gördükleri bu.”
Pedagog Dr. Bora Küçükyazıcı ise savaş kavramının toplumlar için stratejik bir yanlış olduğunu ve bu hataların taktik doğrular ile düzeltilemeyeceğini belirtti. "Tabii ki tedavi görmeliler ama savaşın etkilerini hiçbir şey tamamen düzeltemez" diyen Dr. Küçükyazıcı "5 yaşında bir çocuk ailesini kaybederse hayata olan bütün dayanağı çöker. Günlük yaşamında, rüyalarında, hayallerinde hep savaşı görür" dedi.
Kaynak: Web Özel