Suriye eski liderinin oğlu: Eli Cohen'in yerini biliyorum!

Geçmişte Türkiye'nin de arabuluculuk yaptığı, eski Suriye lideri Emin el-Hafız'ın oğlu, Mossad için çalışarak Suriye'nin içine sızan ve bir kahraman olarak görülen casus Eli Cohen'in en az 3 kez yer değiştirilen naaşının yerini bildiğini iddia etti

Son Güncelleme:

İsrail'de ulusal kahraman olarak kabul edilen, Suriye'ye sızarak tüm devlet adamları, orduyla yakınlık kurup uzun süre Mossad için çalışan ve çok kritik bilgiler elde eden, özellikle Golan Tepeleri'nde askerlerin yerini diktiği ağaçlarla belirleyerek 1967 yılındaki Altı Gün Savaşları sırasında İsrail ordusu tarafından askerlerin yerini belirleyip hedef olarak vurmalarını sağlayan ajan Eli Cohen'in naaşının nerede olduğu bilinmiyor. Suriye, İsrail'in bulmasını engellemek için ise en az 3 kez naaşının yerini değiştirdi. Suriye ile İsrail arasında, 2007 yılında Türkiye'nin arabuluculuğuyla ilişkilerin normalleştirilmesi için yürütülen müzakere sürecinde Cohen'in naaşının iade edilmesi konusu da masaya getirildi. Ancak bir sonuç alınamadı.

SURİYE ESKİ LİDERİ EL HAFIZ'IN OĞLU YERİNİ BİLİYOR MU?

Cohen'in Suriye'ye sızdığı süreçte iktidarda olan ve yakın dostluk kuran, hatta Cohen'i Savunma Bakanı yapmak isteyen Suriye Devlet Başkanı Emin el-Hafız'ın mülteci olarak Yeni Zelanda'da banliyöde yaşayan oğlu Halid El Hafidh'in yerel basına göre, Mossad'a para karşılığı Cohen'in yerini bulmakta yardımcı olabileceği belirtildi. 


Dün Yeni Zelanda basınına açıklama yapan Halid El Hafidh, ajan Eli Cohen'in yerini bilmesine Mossad'ın ilgi gösterdiğini, 2 yıl önce Yeni Zelanda Gizli İstihbarat Teşkilatı'nın (NZSIS), Mossad için bir anlaşma yapmaya çalıştığını, kendisinin bildiği her şeyi anlatmasının ve babasının yakın arkadaşından da bilgi koparmaya çalışacağının karşılığı olarak 1 milyon dolar talep ettiğini söyledi.  Hafidh, "Ben yeryüzünde naaşın nereye gömüldüğünü bilen tek kişinin oğluyum. Yardım etmemi istediler." dedi. 

YENİ ZELANDA DA KONUYA DAHİL EDİLDİ

Ancak asıl büyük iddia, Hafidh'in Cohen'in naaşını arayan Mossad için Yeni Zelanda'nın da araya girdiği oldu. "İsrail casusu Eli Cohen'in naaşını bulmak amacıyla Yeni Zelanda Gizli İstihbarat Teşkilatı ile  İsrail istihbaratı Mossad'ın da dahil olduğu bir görevdeydim. İyi niyetliydim. Kötü gitti, gerçekten kötü gitti. Denemeden başaramazsınız, ama evet başarabilirdik" dedi.

İletişimin yalnızca kendisini 'Carl' olarak tanıtan bir ajan aracılığıyla kısa mesajlar yoluyla yapıldığını söyledi. Basına da gösterilen bazı mesajlarda 'Carl'ın "Cevabınızı ortaklarımıza ilettim ve bir cevap bekliyorum" dediği, bir diğerinde "Geleceğiniz için güvenlik mekanizmalarının olduğundan emin olun" yazdığı görüldü. 


Hafidh, hem hizmetleri hem de Mossad için çalışıyormuş gibi görünebileceğini düşünerek 1 milyon dolar istediğini, Carl'ın da buna karşılık "Başlangıç için en az 1 milyon dolar. Teşekkürler" yazdığını aktardı. Fakat Mossad daha sonra bundan vazgeçip bir daha asla yanıt vermedi. Hafidh, "Onlara bu sessizliğinin kabul edilemez olduğunu tavsiye ettik ve önümüzdeki hafta sonuna kadar haber alamazsak, tüm anlaşmanın sona ereceğini söyledik" diyor.

Borçlu olduğunu itiraf etmesine rağmen Hafidh, "Para için, Mossad için yapmak istemedim. Eli Cohen'in karısı ve çocukları için yapmak istedim" dedi. 

Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern ve İsrail Büyükelçisi bu açıklamalar hakkında bir yanıt vermedi. 


ELI COHEN KİMDİR?

Mısırlı bir Yahudi olan Eliyahu (Eli) Cohen, 1924 yılında İskenderiye'de dünyaya geldi. Daha sonra İsrail'in Mısır'da kurduğu casus ağının üyeleri arasına girdi. Ancak bu ağ, Mısır tarafından 1954 yılında ortaya çıkarıldı. 1960 yılında ise Mossad tarafından ajan olarak işe alındı. Kendisine Suriyeli bir işadamı kimliği verildi ve bu kimliğinin oturması için de Güney Amerika'ya gönderildi. Sosyal hayatı sayesinde tanıştığı isimler arasında yer alan üst düzey Suriyelilerden çok kritik bilgiler topladı. Bu dönemde Suriye'nin Arjantin'deki askeri ataşesi olan ordunun en etkili isimlerinden Albay Emin el Hafız ile tanışması casusluk kariyeri açısından bir dönüm noktası oldu. 

Hafız, Suriye'ye döndükten sonra Baas Partisi'ne mensup bir grup subay ile birlikte darbe yaparak, yönetimi ele geçirdi. Bunun ardından Cohen'in devlet sırlarına erişim olanağı daha da genişledi. Darbenin ardından devlet başkanı olan Hafız, Cohen'i en yakın isimlerinden biri haline getirdi. Hatta bir dönem Hafız, Cohen'i savunma bakanı olarak atamayı bile düşündü.

GOLAN TEPELERİ İÇİN KRİTİK ROL OYNADI

Tanıştığı kişiler aracılığıyla Suriye'nin askeri üslerine erişim olanağı elde ederken, İsrail ile en çatışmalı yerlerden biri olan Golan Tepeleri'ndeki Suriye ordusunun karargahlarını sık sık ziyaret etme olanağı elde etti.

İsrail'in Golan Tepeleri'ni işgal etmesiyle sonuçlanan savaşın gidişatında özellikle Suriye'nin tek kademe değil, üç kademeli bir savunma hattı kurduğu yönündeki istihbaratı kritik rol oynadı. 

Cohen, Kasım 1964'te hem yeni doğan üçüncü çocuğunu görmek hem de yeni elde ettiği belgeleri teslim etmek için İsrail'e gitti. Burada Mossad'a Suriye'ye geri dönmek istemediğini, kendini tehlikede hissetiğini söyledi. Ancak bu talebi kabul edilmedi ve son bir kez daha Suriye'ye gitmeye zorlandı. Cohen, Ocak 1965'te evinden İsrail'e istihbarat geçerken suçüstü yakalandı ve çok yoğun işkencelerden geçirildi. Çıkarıldığı askeri mahkeme tarafından casusluktan suçlu bulunarak, idam cezasına mahkum edildi. 

İsrail, Cohen'in iadesi edilmesi için uluslararası alanda geniş çaplı bir kampanya başlatmış olmasına karşın, Suriye geri adım atmadı. 18 Mayıs 1965 günü Şam'ın Merci Meydanı'nda asılarak idam edildi. Suriye ile İsrail arasında, 2007 yılında Türkiye'nin arabuluculuğuyla ilişkilerin normalleştirilmesi için yürütülen müzakere sürecinde Cohen'in naaşının iade edilmesi konusu da masaya getirildi. Ancak bir sonuç alınamadı. 

Temmuz 2018'de Cohen'a ait kol saati, detayları açıklanmayan "özel bir Mossad operasyonu" ile İsrail'e getirildi.  


NETFLIX COHEN'İN ANLATILDIĞI MİNİ DİZİ 'THE SPY'I YAYINLADI

Netflix'in Eylül ayında yayınlamaya başladığı altı bölümlük, Orta Doğu'daki istihbarat savaşları tarihinin en önemli isimlerinden Eli Cohen'in öyküsü konu edildiği The Spy adlı mini diziye yoğun ilgi gösterildi. 

Sonraki Haber