Rusya'nın Ukrayna'yı vurması yeni dünya düzeni hakkında ne söylüyor?
Amerika'nın Irak ve Afganistan operasyonlarının ardından ülkesine yönelmesi dünyada yeni dengelerin oluşmasına sebep oldu. Rusya ve Çin ortaklıklarını stratejik seviyeye taşırken, kurulan yeni dünya düzeni Ukrayna krizi ile iyice ortaya çıktı. Yeni dengeler ne söylüyor?
Amerika Birleşik Devletleri Bush döneminden sonra yaşadığı güvenlik paradigmaları ile birlikte kendi kıtasındaki sorunları öncelemeye başladı. ABD Başkanı Trump bu döneme geniş anlamı ile ‘America first’ (Önce Amerika) ismini verdi. Afganistan ve Suriye’den ABD ordusunun çekilmesi bu perspektifte okunabilir.
Amerika Birleşik Devletleri, pandemi, sağlık sisteminin düzeltilmesi ve ekonomi gibi kendi ülkesindeki sorunları çözmeye ağırlık verdi. Bazı uzmanlar bu dönemi ‘Amerikan hegemonyasının sonu’ olarak da niteliyor. ABD bu durumdayken Rusya ve Çin’in de 1950 yılındaki ittifaklarından çok daha farklı bir durumda oldukları aşikar.
Rusya artık Avrupa’nın en büyük doğalgaz sağlayıcısı, Çin ise dünyanın üretim üssü konumunda. Rusya’nın Avrupa üzerine yoğunlaşmasında Çin ile yaptığı ittifakın payı büyük çünkü doğu sınırlarında bir risk görmüyor.
MÜTTEFİKLERİN ASKERİ HARCAMA YAPMASINI SAĞLAMAK
Biden yönetimi şu an askeri harcamaları artırmak, müttefiklerin de bu yönde harcamalarını teşvik etmek ve Avrupa’nın enerji kaynaklarını çeşitlendirerek Rusya’ya olan bağımlılığını azaltmayı amaçlıyor. Obama döneminde Pentagon’un üst düzey yetkililerinden olan Michele Flournoy, “Her zaman Rusya’nın gri bölgede operasyonlar düzenleyeceğini biliyorduk. Putin KGB el kitabını kullanarak yakın bölgelerde istikrarsızlık yaratacaktı. Fakat şu an bağımsız bir ülkenin işgali söz konusu bu farklı bir şey” ifadelerini kullanıyor.
Flournoy’a göre Çin, Rusya’nın uyguladığı bu politikadan tam olarak memnun değil. Eski bürokrata göre; onlar Rusya ile birlikte otoriter devletleri temsil ederek Batı karşısında durmanın daha iyi olduğunu düşünüyor.
'BÜYÜK GÜÇ OLMA YARIŞI YENİDEN ORTAYA ÇIKTI'
ABD Savunma Bakanlığı dünya hegemonyasında Çin ve Rusya ile yeni bir yarışa girdiklerinin farkında. 2015 yılında resmi olarak bu dönemi, ‘büyük güç olma yarışının yeniden ortaya çıkması’ olarak tanımladılar. Savunma Bakanı Lloyd Austin ise sık sık şu an en büyük rakiplerinin Çin olduğunu, Rusya’yı daha uzun vadeli bir rakip olarak gördüklerini aktarıyor.
Aslında Biden ile Putin arasındaki ilişkiler (katil diyaloğunu saymazsak) çok da kötü başlamamıştı. İki lider geçen Haziran ayında temaslarda bulunmuş, bir dönem Afganistan’daki olaylarda ABD’nin Rusya’nın Orta Asya’daki hava üslerini kullanması bile gündeme gelmişti.
ABD KENDİNİ SAKININCA...
ABD ajandasını kendi ülkesine çevirdikçe, Rusya’nın da dış politika için daha rahat hareket etme imkanı oldu. Belarus ve Ukrayna üzerinde daha rahat planlar geliştirebildiler.
ABD’nin çekindiği başka bir konu ise Çin’in Atlantik Okyanusu’nda varlık göstermesi. Bu sebeple İngiltere ve Avustralya ile (AUKUS) imzaladığı yeni pakt, Çin’i kendi kara sularına hapsetmeyi amaçlıyor. Askeri tarihçi Eliot Cohen şu an ABD’nin içinde bulunduğu durumu, “ABD eskiden olduğu gibi sadece askeri değil, psikolojik ve dış politika alanlarında da farklı cephelerde mücadele etmek zorunda olacak” ifadelerini kullanıyor.
ABD, Rus enerji kaynaklarından Avrupa’yı uzak tutmak için kendi kaynaklarını öneriyor ancak ABD gazı ve petrolünün Avrupa’ya ulaşması için ciddi bir nakliye masrafı da var. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg yeni dönemin adını şu sözlerle koydu: Avrupa güvenliğinde yeni normale göre kendimizi ayarlamalıyız.
NATO YENİ YOL HARİTASINI ÇİZECEK
1997 yılında NATO ile Rusya arasında imzalanan anlaşmaya göre Doğu ve Orta Avrupa ülkelerine kalıcı olarak ek NATO gücü konmayacaktı. Bu durumun gözden geçirilebileceği ifade ediliyor. Haziran ayında NATO, Madrid’te toplanıp yeni yol haritasını belirleyecek. Konuşulanlara göre 2030 yılına kadar NATO için gereken kaynakların yüzde 50’sinin Kanada ve Avrupalılar tarafından konması böylece ABD’nin Çin ile ilgilenmek için daha fazla bütçeye sahip olması amaçlanıyor.
ABD’nin eski Birleşmiş Milletler elçisi Alexander Vershbow, “Şu an herkes Rusya’ya karşı birlik olmuş durumda” ifadelerini kullanıyor.
*Yukarıdaki derlemede yer alan bilgilerin önemli bir bölümü The Wall Street Journal'da Michael R. Gordon imzası ile yayımlanan 'Ukraine Crisis Kicks Off New Superpower Struggle Among U.S., Russia and China' isimli makaleden alınmıştır.
Kaynak: Web Özel