Rusya-Ukrayna savaşında büyük şüphe: Kazanıyor mu?

Ukrayna, 24 Şubat 2022'de topraklarının bir kısmının işgal edilmeye başlanmasından bu yana üçüncü kışına giriyor. Kiev, 22 ay sonra, haziran ayında başlatılan askerî karşı saldırının umutları kırmasına rağmen hâlâ cesurca direniyor! Ancak bunun bedeli ne olacak ve daha ne kadar sürecek?

Son Güncelleme:

Savaşın başlamasından bu yana Ukrayna'ya askerî ve insanî yardım için 111 milyar dolar harcayan ve halihazırda Başkan Joe Biden'ın ABD Kongresi'nin iki kanadına kabul ettiremediği 61 milyar dolar konusunda tökezleyen ABD başta olmak üzere AB ve NATO ülkeleri arasında şüphe yayılıyor gibi görünüyor.

Atlantik'in diğer yakasındaki Kasım 2024'te yapılacak Başkanlık seçimleri öncesinde Avrupa'da da endişe ve belirsizlik artıyor.

Ukrayna halkının dayanıklılığı kanıtlanmış durumda. Bu dayanıklılık, bu çatışmanın Ukraynalılara verdiği yüz binlerce ölüm ve bunun üç ila dört katı kadar yaralanma ile kanıtlandı. 

Batılı toplumlar, tam anlamıyla bir savaş ekonomisine girmediği sürece Ukrayna'ya silah, mühimmat ve silah sistemleri sevkiyatını destekleme konusunda gittikçe daha isteksiz hale geliyor.

Rus askerî-sınaî kompleksinin amansız ve ölümcül seferberliği karşısında Ukraynalılar tarafından sarf edilen çok ağır savaş çabasını destekleyecek tam teşekküllü bir savaş ekonomisinin yokluğunda, Batılı toplumlar, Ukrayna'ya silah, mühimmat ve silah sistemleri sevkiyatında yetersiz kalıyor.

AVRUPA BİRLİĞİ NE YAPIYOR?

Macaristan, Rusya'ya yaptırım uygulama ve Ukrayna'yı silahlandırma konusunda isteksiz davranması Avrupa Birliği'nin iradesizliğini teyit edebilir, NATO'nun beyin ölümünü destekleyebilir ve Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un hâlâ sık sık dile getirdiği stratejik özerklik ütopyasına son verebilir.

Kiev'de halihazırda Genelkurmay Başkanı General Valeri Zalujni ile kavgalı olan Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile Kiev Belediye Başkanı Vitali Kliçko arasındaki anlaşmazlıklar, dünya kamuoyunu Ukrayna'ya yardımı sürdürmeye kesinlikle yardımcı olmuyor.

Bu nedenle, Perşembe ve Cuma günü Avrupa Birliği Konseyinde Avrupa kalesinin çökme riski büyük görünüyor.

VETO TEHDİDİ

Macaristan ve Slovakya'nın çifte veto tehdidi, Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen'in geçen haziran ayında söz verdiği 50 milyar euro'nun ve AB Dışişleri ve Savunma Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'in teklif ettiği 20 milyar euro'luk savunma fonunun sağlanmasını ciddî şekilde tehlikeye atıyor.

Rusya, AB'nin kendi iç zayıflıklarını bir kez daha ortaya koyduğu bir dönemde, AB ve G7 ülkelerinin Moskova'ya olan bağımlılığı kırmak ve çatışmaya son vermek için yeterince caydırıcı olacağı düşünülen 11 yaptırım paketinden sağ çıkmasıyla övünüyor gibi görünüyor.

Vladimir Putin'in birkaç gün önce, Dubai'deki COP28 İklim Konferansının öncesinde Birleşik Arap Emirlikleri'ne yaptığı umursamaz “küstahça ziyaret” ve Rusya ile Çin arasındaki ticaretin 2023 yılında kadar 200 milyar dolara çıkacağının belli olması, "küresel Güney"in Batı tarafından Rusya'ya uygulanan diplomatik "dışlamaya” pek de uymadığını teyit ediyor. 

BRICS

Rusya'nın 1 Ocak 2024'te BRICS'e başkanlık edecek olması, Batı’nın stratejik çıkarları açısından gittikçe daha elverişsiz hale gelen bu "Batılılaşmış" Realpolitik'i teyit edecek gibi görünüyor. Üstelik de Ağustos ayında Johannesburg'da yapılan son BRICS zirvesinde yeni altı yeni üyeye (Arjantin, Mısır, Etiyopya, Suudi Arabistan, İran ve Birleşik Arap Emirlikleri) kapıların açıldığı ve 40 yeni adayın daha katılmayı umduğu bir dönemde…

Ancak Avrupalıların, Rus işgalini takip eden ilk saatlerde, haftalarda ve aylarda AB tarafından gösterilen kayda değer kararlılığın sadece geçici bir yanılsama olduğu izlenimini vermekten kaçınmaları için vakit henüz çok geç değil!

Bu nedenle, Devlet Başkanı Vladimir Putin'in birkaç gün önce açıkladığı üzere, Rusya'nın askerî yeteneklerini ve insan kaynaklarını yeniden mobilize etmesine direnmeleri için Ukraynalıların silahlandırılmasına devam edilmesi gerekiyor. 

Kaynak: Ajans Bizim

Sonraki Haber