Batı yanıt vermedi... Putin neden nükleer kartını oynadı?
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Batı'ya yönelik nükleer tehdidine karşı şimdilik NATO ve ABD'den bir adım gelmedi. Putin Ukrayna'daki saldırıları sonrasında neden nükleer silah kartını oynama ihtiyacı duydu?
Ukrayna’da işlerin Rusların tam da istediği gibi gittiğini söylemek zor. Batı Rusya’ya karşı yaptırımlarını sembolik olmanın ötesine götürerek pek çok Rus bankasını SWIFT’ten çıkarma kararı aldı. Avrupa Birliği ülkeleri hava sahalarını Rusya’ya kapattı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise gördüğü yaptırımlar karşısında nükleer caydırıcı güçlerini özel savaş görevi durumuna geçirmesini emretti. Soğuk Savaş günlerinden çıkma bu karara dünya bir anlam veremedi.
Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupalı müttefikleri ise bu hamleye bir yanıt vermedi. ABD Defcon 3 protokolünü devreye sokup Hava Kuvvetleri’ni alarm durumuna geçirebilirdi ancak bunu yapmadı. Başkan Biden hamleyi görmezden geldi. Putin’in bu hamlesi daha önceden pragmatik ve iyi bir satranç ustası olarak tanınan Rusya lideri hakkında soru işaretleri oluşturdu.
Putin bu hamlesi ile bir hafta içinde Batı’ya ikinci kez askeri hamle yapmış oldu. Bu hamlelerin ilki Ukrayna’ya ülke çapında geniş bir müdahaleydi. Başkan Kennedy döneminde Küba Füze Krizi’nin yönetilmesini çalışan Harvard Üniversitesi’den Graham T. Allison’a göre Putin’in Ukrayna geriliminden dolayı nükleer kartını kullanabileceğini ima etmesi ‘mantık dışı’. Allison, “Gerçeklikten kopmuş olabileceği konusunda endişeler ortaya çıkıyor” demekte.
'NÜKLEER EMRİ BÖYLE UYGULANACAK'
Rus Genelkurmay Başkanı Valery Gerasimov’un Putin’in nükleer emrini nasıl uygulayacağı merak konusuydu. Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Putin'e, emrine uygun olarak Nükleer Caydırıcılık gücü birimlerinin güçlendirilmiş personel ile muharebe görevi yapmaya başladığını bildirdi.
Şoygu, "Stratejik Füze Kuvvetleri, Kuzey ve Pasifik filolarının kontrol noktalarında görevde. Uzun menzilli havacılık komutanlığının güçlendirilmiş personelle muharebe görevi yapmaya başladı" dedi.
Bazı uzmanlara göre Rusya’nın önümüzdeki günlerde nükleer silahları hangardan çıkartıp denizaltılara yüklemesi söz konusu olabilir. Böyle bir hamle olursa Amerika Birleşik Devletleri’nin karşılığında ne yapacağı merak konusu.
Karadaki nükleer füzeler ve kıtalar arası balistik füzeler iki ülkenin de hangarlarında duruyor. Putin ABD ve NATO’yu Ukrayna meselesinin dışında kalmaları çağrısını yaptıktan birkaç gün sonra nükleer kartını masaya koydu. Putin bu çağrıyı yaparken, “Sonuçları tarihte görülmemiş gibi olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
NÜKLEERİ AZALTMA ANLAŞMALARI
ABD ile Sovyetler Birliği zamanında nükleer silahların kullanımının sınırlanması konusunda sık sık bir araya geliyorlardı. Zaman zaman devlet başkanları düzeyinde gerçekleşen bu temasların her biri tarihi dönüm noktaları olarak biliniyor. SALT (Strategic Arms Limitation Talks-Stratejik Silah Sınırlandırma Görüşmeleri) ismi verilen bu toplantılar sonucu ciddi mesafe alınmıştı. Rusya ile ABD arasındaki nükleer güç azaltma anlaşması START’ın bitmesine ise az bir süre kaldı.
Putin ayrıca ABD’nin Ukrayna’ya nükleer silah koyabileceğini de düşünüyor. Ülkeye saldırılarının gerekçelerinden biri olarak da bunu gösteriyor. Geçen haftaya kadar ABD ve Rusya yeni silah kontrol anlaşmalarını görüşeceklerdi, Trump IRNFT olarak bilinen (Orta Menzilli Silah Kontrol Rejimi) anlaşmasından 2019 yılında çekilmişti. ABD, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırıları sonucu bu görüşmeleri askıya aldığını açıkladı.
Washington’daki düşünce kuruluşu Nükleer Bilgilendirme Projesi Direktörü Hans M. Kristensen, Putin’in 2014 yılında Kırım’ı ilhakında da nükleer iması yaptığını hatırlatıyor.
NÜKLEER SİLAH KULLANIMI NE ZAMAN GÜNDEME GELDİ?
Georgetown Üniversitesi’nde hükümet biçimleri ve dış servisler üzerine çalışan Profesör Matthew Kroenig 20. yüzyılda nükleer silahların kullanılması 1950’lerdeki Berlin krizi, 1962’deki Küba Füze Krizi, 1969 yılında Çin, Sovyetler Birliği gerilimi, Arap ve İsrailliler arasında 1973 Savaşı ve 1999 yılında Hindistan-Pakistan arasındaki savaşta gündeme gelmişti. Trump, 2017 yılında Kuzey Kore lideri Kim Jong-un’a karşı da nükleer tehditte bulunmuş ve ABD’nin potansiyel saldırısını, ‘dünyanın daha önce görmediği ateş ve öfke’ olarak tanımlamıştı.
Profesör Matthew Kroenig Rusya’nın Batı’yı caydırmak için nükleer ihtimalinden söz ettiğini söylerken, “Nükleer oyunu oynuyorlar, savaş riski beklentisini artırıp bir tarafın geri adım atmasını bekliyorlar” ifadelerini kullandı.
*Yukarıdaki derlemede yer alan bilgilerin önemli bir bölümü The New York Times’ta David E. Sanger ve William J. Broad imzasıyla yer alan ‘Putin Declares a Nuclear Alert, and Biden Seeks De-escalation’ isimli makaleden alınmıştır.
Kaynak: Web Özel