Putin kendisini 'Deli Petro'ya benzetti

Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinde üçüncü ay geride kalırken, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, dün yaptığı açıklamada, kendisini Türkiye’de ‘deli’ olarak anılan Rus tiranı Büyük Petro ile karşılaştırdı.

Hem liberal hem de muhafazakâr Ruslar tarafından sevilen Büyük Petro, tam 43 yıl boyunca hükümdarlığını sürdürürken, İsveç’ten fethettiği topraklar üzerine ülkenin yeni başkenti Putin’in de memleketi olan St. Petersburg’u inşa etti.

Çar Peter’ın doğumunun 350. yıldönümünde konuşan Putin, Moskova liderliğindeki İsveç karşıtı bir koalisyonun İsveç imparatorluğunu parçaladığı ve Rusya’yı Avrupa’da yeni bir emperyal güç haline getiren Büyük Kuzey savaşına atıfta bulundu.

‘BİZE AİT OLANI GERİ VERDİ’

Putin, bir zamanlar İsveç’in elindeki topraklarda St Petersburg’un kurulması hakkında konuşurken “Peter, İsveç ile savaşıyor ve toprakları ele geçiriyordu. Yani onları geri alıyordu” dedi.

Putin, Çar Büyük Petro’ya saygı duruşunda bulunarak, Rus topraklarını geri kazanmaya yönelik tarihi arayışları arasında bir paralellik çizdi.

Günümüz Estonya’sında gerçekleşen Narva Savaşı’na atıfta bulunan Putin, ‘Neden oraya gitti? Bize ait olanı geri almak için. Ancak aldığı şey onlardan alınmış bir şey değildi. Aslında Rusya’nın olanı Rusya'ya geri verdi. Yaptığı tam olarak buydu.’ dedi. Putin sözlerine, “Görünüşe göre Rusya’nın olanı geri almak ve ülkeyi güçlendirmek de bize düştü. Ve bu değerlerin varlığımızın temelini oluşturduğu gerçeğinden yola çıkarsak, karşı karşıya olduğumuz sorunları çözmeyi kesinlikle başaracağız.” ifadeleriyle devam etti.

KORKULAR YENİDEN ORTAYA ÇIKTI

Putin’in bu sözleri, uluslararası basında üstü kapalı tehdit olarak yankı bulurken, Ukrayna’dan sonra Estonya, İsveç ve Finlandiya dahil olmak üzere Baltık’ta savaş başlayabileceğine dair korkuları da su yüzüne çıkardı.

Putin’in konuşması sırasında özellikle İsveç ile ilgili konuyu anlatırken sürekli olarak gülümsemesi de dikkat çekti. Putin’in alaycı tavrı uluslararası basında gündem oldu.

FİNLANDİYA’DA AÇIKLAMA

Putin konuşurken, Rus savaş gemileri Baltık Denizi’nde eğitim tatbikatlarına başladı.
Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinisto İsveç Kralı Carl Gustav XVI ve Kraliçe Silvia ile görüşmek üzereydi ki, toplantıyı aniden iptal ederek Finlandiya’ya döndü.

Helsinki yönetimi, bu olayın Putin’in yorumları veya Rus askeri tatbikatlarıyla bir ilgisi olduğunu reddetti.

POLONYA CUMHURBAŞKANI'NDAN TEPKİ

Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda, Fransa ve Almanya liderlerinin, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Ukrayna'daki savaş hakkındaki konuşmalarını sert dille eleştirdi.

Duda, Bild gazetesine verdiği röportajda "Şu anda Putin ile yapılan tüm görüşmeler, beni hayrete düşürüyor. Özellikle de (Alman) Şansölye (Olaf) Scholz ve (Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel) Macron tarafından yapılanlar. Bu görüşmeler hiçbir şey üretmiyor. Sadece Putin'in yaptıklarının meşrulaştırılmasına neden oluyor. Rus ordusu Ukrayna'da işlediği suçlardan sorumludur. " dedi.

Polonya Cumhurbaşkanı, "2. Dünya Savaşı sırasında Adolf Hitler ile böyle konuşan var mıydı? Hitler'in itibarını kurtarması gerektiğini söyleyen ya da Hitler'i aşağılamamak için hareket etmemiz gerektiğini? Ben hiç böyle sesler duymadım." diye konuştu.

Duda, Ukrayna'yı savunmanın önemini vurgulayarak "Emperyalist Rusya'yı durdurmak için her şeyi yapmalıyız. Ukraynalılara mümkün olan her şekilde yardım etmeliyiz. En büyük umudumuz, Rus emperyalizminin Ukrayna'da dişlerini kırmasıdır. Bu arada o kadar güçleneceğiz ki bize de saldırmaya cesaret edemeyecek." ifadesini kullandı.

Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i, "Adolf Hitler ve Joseph Stalin'den daha tehlikeli" olarak nitelendirmişti.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Rusya-Ukrayna Savaşı bittiğinde diplomatik kanallardan çıkış yolu inşa edebilmek için "Rusya'nın küçük düşürülmemesi" gerektiğini belirtmişti.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ise Macron'un Rusya'yı "küçük düşürmeme" yönündeki çağrısına tepki göstererek Fransa Cumhurbaşkanı'nın Batı'ya Rusya'ya, "küçük düşürme" ruhuyla muamele etmeme yönündeki çağrısına karşı çıkmıştı.