Platon'u bilim doğruladı... Atlantis Ege'de sulara gömüldü
Antik Yunan filozofu Platon'un kayıp Atlantis adasına dair anlatısı, uydu teknolojisi ve yeni su altı arkeolojisi kanıtlarıyla doğrulanıyor. Araştırmalar Atlantis'in Ege'de, Girit'in hemen kuzeyinde nasıl sulara gömüldüğüne ışık tutuyor.
Antik Yunan filozofu Platon'un, ünlü eseri "Timaeus" ve "Critias" diyaloglarında anlattığı kayıp kara parçası Atlantis ile ilgili araştırmalar her zaman ilgiyle takip ediliyor. Platon'un hayal gücüne dayalı kurgusal adasının peşine düşen bilim insanları hem uydudan hem de su altından elde edilen kanıtlarla Atlantis'in gizemini aydınlatmaya çalışıyor. Bu araştırmaları bir araya getiren Christos A. Djonis'in “Atlantis... Hayatımın Buluşu” adlı çalışması, Atlantis'in nerede ve nasıl battığıyla ilgili yeni ve farklı bir teori sunuyor.
ATLANTİS HANGİ DENİZDE BATTI?
Platon söz konusu diyaloglarında Atlantis adasının gelişmiş bir uygarlığa sahip olduğunu, ancak sonunda felaketle yok olduğunu anlatır. Atlantis hikayesi, Platon'un birçok eserinde olduğu gibi, felsefi düşüncelerini açıklama amacı taşır. Platon, Atlantis'in "Pillars of Hercules" olarak da bilinen Cebelitarık Boğazı'nın ötesinde, büyük bir ada olduğunu söyler. Bu ifadeden, Atlantis'in Akdeniz'in batısında veya Atlantik Okyanusu'nda yer aldığı anlaşılabilir.
SANTORİNİ EN GÜÇLÜ ADAY AMA...
Platon'un, Atlantis'in etrafı küçük kayalıklarla çevrili bir taç şeklinde olduğuna yönelik anlatısı bilim insanlarının dikkatini Ege'deki Santorini adasına çevirmişti. Milattan Önce 1650-1600 arasında gerçekleştiği düşünülen patlama Ege ve Akdeniz'i büyük ölçüde etkilemişti. İklim koşullarının alt üst olmasına, uygarlıkların yer değiştirmesine, dini inançların tartışmaya açılmasına, yerleşik kültlerin sorgulanmasına neden olan patlama, Atlantis'le ilgili anlatıların pek çoğuyla uyumluydu.
TARİHLER VE YÜZÖLÇÜMÜ ÇELİŞİYOR
Yunan araştırmacı Christos A. Djonis'in çalışması ise, Santorini anlatısına yeni bir bakış açısı getiriyor. Santorini'nin kayıp Atlantis olduğuna dair teori geniş kesimleri ikna etse de bu teorinin bazı kusurları bilim insanlarını uzun süredir düşündürüyordu. Djonis'e göre öncelikle Santorini'de yaşanan patlamanın tarihi Atlantis'le ilgili verilen Milattan Önce 9600 tarihi ile çelişiyordu. Bununla birlikte Santorini'nin yüzölçümü de Atlantis anlatısıyla uyumlu değildi. Nitekim söz konusu çalışmada da, “Platon tarafından bize verilen ipuçlarından herhangi biri eksikse, unsurlar doğru sırada düzenlenmemişse veya kronoloji Platon'un verdiği kronolojiyle örtüşmüyorsa, elimizdeki tek şey spekülasyondur” deniliyor.
AKDENİZ 400 FEET DAHA ALÇAKTI
Söz konusu çalışmada ise önerilen yerin fiziksel özelliklerinin yanı sıra verilen kronoloji de Platon'un tanımına uymakla kalmıyor, aynı zamanda tüm unsurlar Platon'un hikayesinde tasvir ettiği gibi tam olarak sıralanıyor. Çalışmaya göre, oşinografik veriler Akdeniz'in o dönemde 400 feet daha alçak olduğunu ortaya koyuyor. Buna göre Santorini M.Ö. 9600 dolaylarında başka bir tarih öncesi süper-ada ile bağlantılıydı. Neredeyse Girit büyüklüğündeki bu devasa ada ve ana adadan 9 kilometre uzakta yer alan tarih öncesi Santorini, Atlantis'i oluşturuyordu.
KİKLAD ÇEVRESİNDE SULAR MI YÜKSELDİ?
Çalışmada işaret edilen nokta ise tam olarak geniş Kiklad Platosu. Görünüşe göre Kiklad Adaları bir zamanlar şu anda 400 feet su altında olan geniş bir plato ile birbirine bağlıydı. Bugün bildiğimiz Kiklad Adaları 5282 km2'lik bir alanı kaplayan tarih öncesi süper adanın dağ tepeleriydi. Bu tanım Platon'un, Atlantis'in 'taç şehrinin bulunduğu ada içinde bir ada olduğu' betimlemesine de bire bir uyuyor. Araştırma, Atlantis'in tektonik bir hareketle birdenbire batmadığını, suların yükselmesiyle Kiklad Platosu'nun bir bölümünün suya gömüldüğünü ortaya koyuyor.
SANTORİNİ PATLAMASI NASIL OLDU?
Peki jeolojik olarak Santorini'deki yanardağ patlaması nasıl oldu? Jeolog Ahmet Ercan, Santorini adasını sulara gömen yanardağ patlamasının nasıl meydana geldiğini şöyle anlattı: “Afrika anakarası yılda 3-4 santimetre hızla Ege Denizi ve Batı Anadolu'nun altına doğru dalıyor. Bu daldığı zaman yaşlı kabuk eriyor. Eriyerek hafiflediği için de tekrar yüzeye çıkmak istiyor. Ege'deki kabuğun zayıf yerlerinden püskürüyor. Santorini patlaması böyledir. Burada ada yayları oluşuyor. Dolayısıyla dalma batma kuşaklarının olduğu yerlerde bu tür yanardağ kuşakları oluşuyor. Miken uygarlığını ortadan kaldıran da bu yanardağ patlamalarıydı.”
Kaynak: Web Özel