Pakistan ve Hindistan birbirini terörizmle suçladı
Pakistan ve Hindistan, BM'nin 75. yıl dönümünde karşılıklı olarak birbirlerini bölgede terörizme yardım ve yataklık etmekle suçladı.
Pakistan'ın BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Münir Ekram, Hindistan'ı Güney Asya'da "terörizmin anası" olmakla itham etti. Pakistan'ın BM Misyonu'nun resmi Twitter hesabında da "Hindistan, bölgemizde Pakistan'a, Keşmir halkına, kendi Müslüman azınlığına ve tüm komşularına karşı terörizmin anasıdır." ifadesi kullanıldı.
Hindistan'ın BM temsilcisi T. S. Tirumurti de BM'nin 75. yıl dönümü kapsamında düzenlenen yüksek düzeyli etkinliğe gönderdiği video mesajında, Yeni Delhi yönetimini Müslümanlara karşı insan hakları ihlalleri işlediği gerekçesiyle eleştiren Pakistan Dışişleri Bakanı Şah Mahmud Kureyşi'nin yorumlarının "temelsiz yalanlar" olduğunu söyledi.
Tirumurti, "BM'de tamamlanmamış bir gündem varsa o da terörizm belasıyla mücadeledir. Pakistan, küresel açıdan terörizmin merkez üssü olarak tanınmış bir ülkedir." diye konuştu.
"CAMMU KEŞMİR VE FİLİSTİN UZUN SÜRELİ HATA"
Pakistan Dışişleri Bakanı Kureyşi, video mesajında, BM'yi Keşmir ve Filistin meselelerini çözmekte başarısız olmakla eleştirerek "Cammu Keşmir ve Filistin meseleleri, örgütün en göze batan ve uzun süreli hatalarıdır." diye konuştu.
BM'nin kararlarının ihlal edildiğini, başta BM Güvenlik Konseyi'nde olmak üzere uluslararası iş birliğinin en düşük seviyede olduğunu dile getiren Kureyşi, Pakistan'ın 26 ülkede BM barış gücü misyonlarına 200 binin üzerinde askerle katkıda bulunduğunu, 157 askerini kaybettiğini hatırlattı.
Kureyşi, Pakistan'ın en uzun süreli mülteci topluluğuna ev sahipliği yaptığını da vurgulayarak, diğer ülkeler faşist ideolojilere katkıda bulunurken, BM ilkelerini ihlal ederken, imtiyazlı olduklarını iddia ederken ülkesinin şikayet etmeden bunlara katlanmayı sürdürdüğünü kaydetti.
KEŞMİR SORUNU
İngiltere 1947'de sömürge olarak yönettiği Hindistan'dan çekilirken o dönemde bir prenslik olan Keşmir, bağımsızlıklarını yeni kazanan Hindistan ya da Pakistan ile birleşme konusunda tercihle karşı karşıya kaldı. Nüfusunun yüzde 90'ı Müslüman olan Keşmir halkı, 1947'de Pakistan'a katılmaktan yana tavır alsa da dönemin prensi, Hindistan ile birleşmeye karar verdi. Karara Müslüman Keşmir halkı karşı çıktı. Pakistan ve Hindistan'ın bölgeye asker göndermesiyle taraflar 1947'de ilk kez savaştı. İki ülke arasında yine aynı nedenle 1965 ve 1999'da savaş çıktı.
Savaşların ardından sağlanan geçici ateşkes sonucunda Cammu Keşmir'in yüzde 45'i Hindistan'ın, yüzde 35'i Pakistan'ın kontrolünde kaldı. Bölgenin doğusundaki yüzde 20'lik bir kısım ise sınırdaş Çin'in hakimiyetine verildi.
Ele geçirdiği bölgeleri "Cammu Keşmir" eyaleti adı altında kendine bağlayan Hindistan geçen yıl yaptığı anayasa değişikliğiyle bölgenin özel yönetim statüsünü kaldırarak, "Cammu Keşmir" ve "Ladakh" adıyla merkeze bağlı "Birlik Toprağı" statüsünde iki ayrı idari birim haline getirdi.
Pakistan ise kendi kontrolü altındaki Keşmir'e "Azad Keşmir (Bağımsız Keşmir)" ve "Gilgit Baltistan" olarak iki özerk bölge statüsü verdi.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), 1948'den itibaren aldığı kararlarla Keşmir'in askerden arındırılmasını ve geleceğinin halkoyuyla belirlenmesini öngörüyor. Hindistan, halk oylamasına karşı tutum benimserken Pakistan, BMGK kararlarının uygulanmasını istiyor.
Kaynak: AA