Montrö Boğazlar Sözleşmesi nedir? Montrö Boğazlar Sözleşmesi maddeleri nelerdir?

Rusya ve Ukrayna arasında süren gerginlik, Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ni de tekrar gündeme getirdi. Özellikle Karadeniz’de olan tüm gelişmelerin aynı sözleşmeye dayanması, herkes tarafından sözleşmenin maddelerini merak konusu haline getirdi. İşte Montrö boğazlar sözleşmesi hakkında merak edilenler.

Son Güncelleme:

Rusya ve Ukrayna arasında çıkan savaş, dünya gündemini uzun bir süredir meşgul etmekte. Bu savaş aynı zamanda Montrö Sözleşmesi ile Türkiye’nin alacağı konumu da bir hayli etkileyecek. Peki, Türkiye'nin Boğazlar üzerindeki hakları nelerdir? Savaş, barış zamanında Türkiye boğazlar üzerinde hangi haklara sahip?

MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ NEDİR?

Montrö Sözleşmesi, kısa bir ifade edilişi ile birlikte İstanbul ve Çanakkale boğazlarından geçiş yönetimi ve boğazların güvenliği ile alakalı bir sözleşmedir. 22 Haziran 1936 tarihinde, İsviçre’nin Montrö şehrinde boğazlar sorununu ele alıp incelemek için Fransa, Bulgaristan, İngiltere, Yunanistan, Romanya, Avustralya, Japonya, Yugoslavya, Sovyetler Birliği ve Türkiye arasında görüşülen konular, bu ülkeler tarafından 20 Temmuz 1936'ta imzalanmıştır. Bu sözleşmeye göre de Türkiye’nin daha önce kısıtlanmış bulunan hakları geri verilmiş ve boğazların egemenliği de tamamen Türkiye’de olmuştur.

MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ'NİN MADDELERİ

Savaş zamanında Türkiye, savaşan değil ise bayrak ve yük ne olursa olsun Boğazlar'dan geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğünden yararlanacaklardır. Kılavuzluk ve yedekçilik (römorkörcülük) isteğe bağlı kalmaktadır.

Türkiye'nin kendisini pek yakın bir savaş tehlikesi tehdidi karşısında sayması halinde, Boğazlar'dan geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) tam özgürlüğünden yararlanacaklardır; fakat gemilerin Boğazlar'a gündüz girmeleri ve geçişin her seferinde Türk makamlarınca gösterilen yoldan yapılması lazımdır.

Kılavuzluk, bir halde zorunlu kılınabilecek; fakat ücrete bağlı olmayacaktır. Barış zamanında, gündüz ve gece, bayrak ve yük ne olursa olsun, herhangi bir işlem (formalite) - sağlık denetimi hariç - olmaksızın Boğazlar'dan geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) bütün özgürlüğünden yararlanacaklardır.

Savaş zamanında Türkiye savaşta ise Türkiye ile savaşta olan bir ülkeye bağlı olmayan ticaret gemileri, düşmana herhangi bir şekilde yardım etmemek koşulu ile birlikte Boğazlar'da geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğünden yararlanacaklardır. Bu gemiler Boğazlar'a gündüz girecekler ve geçiş, her seferinde Türk makamlarınca gösterilecek yoldan gerçekleştirilecektir.

SAVAŞ SIRASINDA MONTRÖ UYGULAMALARI NELERDİR?

Saldırıya uğramış bir devlete ve Türkiye'yi bağlayan bir karşılıklı yardım antlaşması gereğince yapılan yardım durumları haricinde savaşan herhangi bir devletin savaş gemilerinin Boğazlar'dan geçmesi yasak olacaktır.

Savaş zamanında, Türkiye savaşan ise, savaş gemilerinin geçişi hakkında Türk Hükûmeti tamamıyla dilediği gibi davranabilecektir. Türkiye kendisini pek yakın bir savaş tehlikesi tehdidi karşısında kabul ederse, Türkiye savaş durumu geçiş rejimini uygulamaya başlayacak fakat; Milletler Cemiyeti Konseyi Türkiye'nin almış olduğu önlemleri 3'te 2 çoğunlukla haklı bulmaz ise Türkiye bu önlemlerini geri almak durumunda kalacaktır.

Savaş zamanında, Türkiye savaşan değilse, savaş gemileri yukarıda ifade edilen koşullar içinde, Boğazlar'da tam bir geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğünden yararlanacaklardır. Karadeniz'e kıyıdaş olan veya olmayan devletlere ait olup da bağlama limanlarından ayrılmış olan savaş gemileri, kendi limanlarına gitme amacıyla boğaz geçişi yapabilirler.

Savaşan devletlerin savaş gemilerinin Boğazlar'da herhangi bir el koymaya girişmeleri, denetleme (ziyaret) hakkı uygulamaları ve başka herhangi bir düşman bir davranışça eylemde bulunmaları yasaktır.

BARIŞ ZAMANINDA MONTRÖ UYGULAMALARI NELERDİR?

Karadeniz'e kıyısı olan devletler, bu deniz haricinde yaptırmış oldukları ya da satın aldıkları denizaltılarını, tezgâha koyuştan ya da satın alıştan Türkiye'ye vaktinde haber verilmişse, deniz üslerine katılmak üzere Boğazlar'dan geçirme hakkına sahip olacaklardır.

Söz edilen devletlerin denizaltıları, bu konu hakkında Türkiye'ye ayrıntılı bilgiler vaktinde verilme koşulu ile birlikte, bu deniz haricindeki tezgâhlarda onarılmak üzere de Boğazlar'dan geçebileceklerdir. Gerek birinci gerek ikinci durumda, denizaltıların gündüz ve su üstünden gitmeleri ve Boğazlar'dan tek başlarına geçmeleri gerekecektir.

Boğazlar'dan geçişte bulunabilecek bütün yabancı deniz kuvvetlerinin en yüksek toplam tonajı 15.000 tonu aşmayacaktır. Karadeniz'de bulunmalarının amacı ne olursa olsun, kıyıdaş olmayan devletlerin savaş gemileri bu denizde yirmi-bir günden çok kalamayacaklardır.

Savaş gemilerinin Boğazlar'dan geçmesi için, Türk Hükümeti'ne diplomasi yoluyla bir ön bildirimde bulunulması gerekecektir. Bu ön bildirimin olağan süresi sekiz gün olacaktır; ancak, Karadeniz kıyıdaşı olmayan devletler için bu süre on beş gündür.

Herhangi bir anda, Karadeniz'in en güçlü donanmasının (filosunun) tonajı sözleşmenin imzalanması tarihinde bu denizde en güçlü olan donanmanın (filonun) tonajını en az 10.000 ton aşarsa diğer kıyıdaş ülkeler Karadeniz donanmalarının tonajlarını en çok 45.000 tona varıncaya değin arttırabilirler.

Bu amaçla, kıyıdaş her Devlet, Türk Hükümeti'ne, her yılın 1 Ocak ve 1 Temmuz tarihlerinde, Karadeniz'deki donanmasının (filosunun) toplam tonajını bildirecektir; Türk Hükümeti de, bu bilgiyi, kıyıdaş olmayan diğer devletlerle Milletler Cemiyeti nezdinde paylaşacaktır. Bununla birlikte, Karadeniz kıyıdaşı olmayan bir ya da birkaç Devlet, bu denize, insancıl bir amaçla deniz kuvvetleri göndermek isterlerse, bu kuvvetin toplamı hiçbir varsayımda 8.000 tonu aşamaz.

Sonraki Haber