Lübnan ordusu çatışmalara neden karışmıyor?

AVRUPA BİRLİĞİ

Güvenlik konusunda Lübnan uzmanı olan Agnès Helou, "Avrupa Birliği, her zaman Lübnan silahlı kuvvetlerinin kabiliyetlerini güçlendirmeye çalışmıştır. Ve bu yeni bir şey değil. Lübnan ordusuna daha önce de yardım etmişti" diyor.

Ona göre, "Almanya Lübnan ordusuna esas olarak Suriye ile kara sınırı boyunca gözetleme kuleleri ve Akdeniz'de deniz üsleri kurması için yardım etti".

Lübnan'ın AB Büyükelçisi Fadi Ajali, AB’nin katkısını memnuniyetle karşılıyor. Ajali, Euronews'e verdiği demeçte, "Avrupa Barış Fonu, Lübnan ordusuna, ülkeye ve bölgeye barış ve güvenlik getirecek olan 1701 sayılı kararın desteklenmesindeki merkezi ve hayati rolünü oynayabilmesi için fon sağlıyor" dedi.

Ancak Büyükelçi, Lübnan ordusunun Lübnan'ın iç güvenlik meseleleriyle uğraşmak ve AB'ye yönelik göçmen akınını kontrol altına almaya çalışmak zorunda kalması nedeniyle zor durumda olduğuna dikkat çekiyor.

BEKAA VADİSİ'NDEKİ ORDU?

Lübnan ordusu, Batı'daki mali destekçileri Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleriyle ilişkilerini tehlikeye atmadan İsrail güçleriyle Hizbullah arasında doğrudan bir çatışmaya giremez.

Halil Helu, Lübnan ulusal ordusunun uçaksavar savunması olmadığını belirterek, "Hizbullah'ın da yok. Suriyelilerin S-300'leri var ama onlar da hiç işe yaramadı. Eğer devasa bölgesel güçler füzeleri vurmaktan acizse, Lübnan ordusundan bunu yapmasını isteyemeyiz” diyor.

Claudio Bortolotti, Bekaa Vadisi'nin standart personele sahip operasyonel bir tugay tarafından kontrol edildiğini belirtiyor ve "Asıl soru, bu tugayın bugün tam olarak hazır olup olmadığı ve sadece dış değil, aynı zamanda iç de olabilecek bir tehditle yüzleşmeye hazır olup olmadığıdır" diye soruyor.

Bortolotti, "İsrail'in bir kara harekâtı durumunda, düzenli ordu birliklerinin ayrıldığını ve Bekaa Vadisi'nin İsrail ile Hizbullah arasında bir savaş alanı olarak kaldığını görebiliriz" diyor.

Lübnan ordusu, İsrail'in 2006'daki işgali sırasında, bazı askeri üslerinin bombalanmasına rağmen İsrail ordusuyla herhangi bir çatışmaya girmekten kaçındı ve savaşın sona ermesinden sonra 1701 sayılı kararın bağlayıcı hükümlerine rağmen Hizbullah'ı silahsızlandırmadı.