Kim, dünyayı ikiye böldü... | Kuzey Kore “radyoaktif tsunami” testi yaptı mı, yapmadı mı?

Kuzey Kore'nin “radyoaktif tsunami” testi düzenlediğini duyurması uluslararası toplumda yorum farkına neden oldu. Uzmanların bir kısmı Kuzey Kore'nin gerçekte böyle bir test gerçekleştirmediğini ileri sürüyor. Bazılarıysa Kim'in diplomatik zamanlamasını vurgulayarak, akılcı yaklaşma çağrısı yapıyor.

Son Güncelleme:

Bu hafta uluslararası politika açısından kritik gelişmelerin yaşandığı bir hafta oldu. Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile Putin Moskova'da ve aynı gün Japonya Başbakanı Fumio Kişida ile Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski de Kiev'de bir araya geldi. Öte yandan İsrail ve Fransa'da protestolar devam ediyor. Dünyanın gözü son  günlerde bu gelişmelerdeydi ancak Kore Yarımadası'nda da bir hareketlilik söz konusu ki bu hareketlilik pek çok Kore uzmanını karşı karşıya getiriyor.

Kuzey Kore cuma günü “radyoaktif tsunami” testi düzenlediğini duyurdu. Haber birçok basın kuruluşunda gündeme gelse de gündemdeki diğer konuların biraz gölgesinde kaldı.

Kim Jong Un yönetiminin yeni bir silahla nükleer saldırı simülasyonu gerçekleştirmesi, Doğu Asya'da (kısa) bir süredir yaşanan sessizliği bozdu. Kuzey Kore, ülke lideri Kim Jong Un'un nükleer başlık taşıma kapasitesine sahip sualtı drone'nunun saldırı simülasyonunu izlediğini duyurdu ve drone'un ABD ve müttefiklerinin limanları ile gemilerini hedef alma kapasitesine sahip olduğunu açıkladı.

Devlet medyasında çıkan haberlerde, söz konusu simülasyonla düşman sularına sızmak ve düşmanların gemileri ile limanlarını yok etmek için "radyoaktif tsunamiler" oluşturmanın test edildiğinin amaçlandığı belirtildi. Yönetim tarafından basına verilen fotoğraflarda, Kim'in torpido şeklindeki bir objenin yanında gülümsediği ve su üzerinde bir patlama meydana geldiği görülüyor. Kuzey Kore, drone sistemini "Haeil" yani “Tsunami” olarak adlandırdı.

Kuzey Kore'nin "gerçek savaş ihtimali" nedeniyle 10 Mart'ta düzenlediği ve yeri bilinmeyen tatbikattan bir görüntü. Fotoğraf: Reuters

Kuzey Kore bahse konu testi, Washington ve müttefiklerinin ortak askeri tatbikat düzenlemesi üzerine gerçekleştirdiğini belirtiyor. ABD ve Güney Kore geçtiğimiz günlerde, Amerikan amfibi hücum gemilerinin de dahil olduğu bir amfibi çıkartma tatbikatı yapmıştı. Pyongyang ise, ABD ve Güney Kore'nin tatbikatla Kuzey Kore'yi işgale hazırlandığını ileri sürdü ve ABD'yi Kore Yarımadası'nda gerginliği tırmandırmakla suçladı.

CİDDİYE ALINMALI MI, GÖRMEZDEN Mİ GELİNMELİ?

Dünyanın farklı üniversitelerinde ve enstitülerinde Kore çalışmaları yürüten uzmanlar, Kuzey Kore'nin son adımı konusunda fikir ayrılığı yaşıyor. Uzmanların bir kısmı, devlet medyası tarafından verilen haberin yeterli kanıttan yoksun olduğu gerekçesiyle olayın pek ciddiye alınmaması gerektiğini savururken, bazı uzmanlar da testin zamanlamasının tesadüf olmadığını belirterek, durumun akılcı şekilde ele alınması gerektiğini dile getiriyor.

Seul Ewha Kadın Üniversitesi'nde uluslararası ilişkiler çalışmaları yürüten Doç. Dr. Leif-Eric Easley, “Pyongyang'ın elinde nükleer kapasiteye sahip denizaltı drone'u olduğu iddiasına şüpheyle yaklaşmak gerekir. Çünkü Kuzey Kore hiçbir kanıt sunmadı” demekte.

Uluslararası Barış Carnegie Vakfı'ndan nükleer politika uzmanı Ankit Panda ise, Kuzey Kore'nin son adımının ciddiye alınması kanaatinde olduğunu belirtiyor ve ekliyor: “Ancak diğer yandan da olayın bir aldatmaca olduğu ihtimalini de göz ardı edemiyorum.”

Panda, “envanterine kara balistik füzeleri ilave etmek yerine, sualtı drone'nuna fisil (bölünebilir) madde eklemenin düşüncesiz bir adım olacağını” vurguluyor.

Kim'in kızı Kim Ju Ae ile 18 Mart'ta yine bilinmeyen bir lokasyonda nükleer tatbikat gözlemlediği gündeme gelmişti. Fotoğraf: Reuters

Oxford Üniversitesi New College'da politika dersleri veren ve özellikle Kore Yarımadası ile Doğu Asya hakkında çalışmalar yürüten Dr. Edward Howell ise, Kuzey Kore'nin testlerinin zamanlamasının hiçbir zaman tesadüfi olmadığına dikkat çekiyor. Howell, açıklamasını şöyle sürdürüyor:

“Kuzey Kore'nin harici güvenlik çevresini kendi çıkarları yönünde kullanma gibi bir alışkanlığı var. Bu son hamlesi de BM Güvenlik Konseyi'nin, II. Dünya Savaşı sonrası dönemde en çok bölündüğü sırada geldi. Dünyanın gözü, BM Güvenlik Konseyi'nin veto hakkına sahip iki daimi üyesi Rusya ve Çin'deydi. Ayrıca Kuzey Kore son denemesini, Çin ve Rusya liderlerinin Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin yıldönümünden neredeyse hemen sonra bir araya gelmesiyle Soğuk Savaş döneminin ilk yıllarına dair dostluklarını andıran sinyaller verdiği sırada yaptı.”

Howell, Kuzey Kore yönetiminin henüz “Soğuk Savaş hamileriyle” resmi bir işbirliği kurmak istemiyor oluşuna dikkat çekerek şu değerlendirmeyi yapıyor:

"Kim, hem Moskova hem de Pekin'i kendisini bu tarz hareketlerinin sonuçlarından koruyacak bir konumda buldu. Kuzey Kore silahlarının Rus Wagner Grubu'nun Ukrayna operasyonlarında faaliyetlerini sürdürmesini sağladı belirtiliyor ve Çin, Kore Yarımadası'nda istikrar tesis etmek istiyor. Yani her ikisi de Pyongyang'ın muhtemel bir yaptırımdan kaçınmasına yardımcı olabilir.” 

Kaynaklar: The Wall Street Journal, CNN, The Telegraph

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber