Jurassic Park gerçek mi olacak? Soyu tükenmişti...

Jurrasic Park gerçeğe dönüşecek mi? Avustralyalı bilim insanları soyu tükenen tazmanya kaplanını geri getirmeye uğraşıyor. Ama projeye karşı çıkanlar da oldukça fazla.

Son Güncelleme:

Avustralya; kanguru ve koala gibi birçok kıtaya özgü hayvan türüne ev sahipliği yapıyor. Bu türlerin bazıları koruma altında iken 'Tazmanya kaplanı' (thylacine) başta olmak üzere birçok türün de soyu tükendi. 

Etçil bir keseli türü memeli olan son Tazmanya kaplanı, 1936'da Avustralya'nın Hobart kentindeki hayvanat bahçesinde öldü. Bir köpek büyüklüğünde olan bu hayvan, çizgili kürkü nedeniyle "kaplan" olarak anılmakta idi.

Son Tazmanya kaplanı 1936'da öldü. Kaynak: Reuters

Ancak şimdi Avustralya'lı bilim adamları resmen 1993 yapımı "Jurrasic Park" filmini gerçeğe dönüştürmek istiyor. ( Filmde, bir adada nesli tükenmiş dinozorların canlandırılması ile bunların barınaklarından kaçıp misafirleri avlamaya başlaması anlatılmaktadır.)  Melbourne Üniversitesi'nden bir grup bilim insanı kurdukları TIGRR isimli laboratuvardaki araştırmaları ile Tazmanya kaplanını yeniden üretmeye uğraşıyorlar. 

Projede çalışan biyolog Stephen Frankenberg, laboratuvardaki kutudan bir 'dunnart' çıkarıyor. Bu, Avustralya'ya özgü, fare benzeri küçük bir keseli hayvan. Küçük dunnart, Frankenberg'in elini ısırınca biyolog onu yerel otlar ve yumurta kutuları ile dolu yuvasına geri bırakıyor.

Projenin başındaki Prof. Dr. Andrew Pask, dunnartdan alınan bir hücreyi Tazmanya kaplanı hücresine çevireceklerini söylüyor. Sonra bu hücreden laboratuvar ortamında ya da bir hayvanın rahminde embriyo oluşturulacak. Elde edilen embriyo bir 'quoll'un (Kedi büyüklüğünde bir keseli hayvan) rahmine yerleştirecek. Son olarak quoll bir Tazmanya kaplanı dünyaya getirecek.

Profesörün anlattıkları Jurrasic Park filmini çağrıştırıyor. Dinazorların geri getirildiği filmin baş kahramanı John Hammond'ın bir figürü Pask'ın ofisinde de bulunuyor. Pask "Jurrasic Park'ı seviyorum!" diyor "Ancak bir dinozor ile bir Tazmanya kaplanını geri getirmek çok farklı" diye de ekliyor.

'GERÇEK BİR TAZMANYA KAPLANI ELDE EDEMEYEBİLİRLER'

Avustralya son yıllardaki orman yangınları, insan tahribatı ve insanlar tarafından kıtaya getirilen vahşi kediler ve tilkiler yüzünden en yüksek memeli türü yok olma oranına sahip bir ülke. Son 200 yılda Avustralya'da 36 memeli türü yok oldu. Pask, bu proje ile yakın zamanda soyu tükenen türleri geri getireceğini ya da tehlike altındaki türleri kurtaracağını umuyor. Tabii sürecin çok uzun ve zorlu olduğunun farkında.

Projede yer almayan Commonwealth Bilimsel ve Endüstriyel Araştırma Örgütü'nün Çevresel Sentetik Genomik grup lideri Owain Edwards, proje hakkında "Kesinlikle mümkün" diyor ancak bir nokta nın da altını çiziyor: "Yapmayı önerdikleri şey yapılabilir. Henüz kimse için net olmayan şey şudur: Bu tam olarak nasıl sonuçlanacak? Çünkü asla saf bir Tazmanya kaplanı olmayacak."

Edwards gibi projeye şüpheyle bakanlar hatta baştan aşağı yanlış olduğunu savunanlar da var. Saf bir Tazmanya kaplanı elde edememe ihtimali Prof. Pask'ın da farkında olduğu bir durum. Pask, "Yüzde 99 mu yoksa yüzde 99,99 mu yoksa yüzde 78 Tazmanya kaplanı mı olacağını bilmiyorum ama bir şeyleri geri getireceğiz." diyor.

Tazmanya Kaplanı'na ait bir kafatası. Kaynak: Shutterstock

Pask projenin kopyalamak ile aynı olmadığını savunuyor. Projede bir Tazmanya kaplanı genomu kopyalanmayacak. O şekilde yapılsa idi ortaya çıkacak hayvan Tazmanya kaplanı ve dunnart karışımı bir melez olurdu.

Adelaide Üniversitesi'nde çalışan moleküler biyolog Paul Thomas, gerekli olacak kapsamlı genom düzenlemesinin önümüzdeki on yıl içinde mümkün olacağından şüphe duyuyor. Thomas, Dunnart ve Tazmanya kaplanı genomları hakkında "muhtemelen yüz binlerce, muhtemelen milyonlarca farklılığa sahip"  derken "İlginç bir yaklaşım ama kesinlikle uzun ve zor bir proje olacak." diye sözlerini bitiriyor. 

KARŞI ÇIKANLAR DA VAR

Projeye karşı çıkanlar ise projenin doğada tahribat yaratacağını savunuyor. Bazı bilim insanları, projeyi ahlaki yönden doğru bulmayanlar ve çevreciler, potansiyel sonuçları tam olarak anlamadan genetiği değiştirilmiş canlıları serbest bırakma fikrine itiraz ediyorlar. Avustralyalı doğa aktivistlerinin oluşturduğu bir organizasyon olan Friends of the Earth Australia'nın sözcüsü Cam Walker, insanların doğal dünyayı korumaya odaklanması gerektiğinde gen düzenlemenin ekosistemlere yeni riskler getirdiğini söylüyor.

Walker, "Korumada gen düzenlemeyi desteklemiyoruz. Bütün süreç, sonuçları tahmin edilemeyen birçok rastgele olayı içeriyor." diyor.

Kaynak: Bu yazının bir bölümü The Washington Post'ta Franchis Vinall imzası ile yayımlanan "Scientists try to bring Australian ‘tiger’ back from extinction" başlıklı makaleden derlenmiştir. 

Ek kaynak: Euronews 

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber