Japonya nükleer santrallerini nasıl hayata döndürecek?

Rusya'nın Ukrayna'yı işgali sonrası küresel enerji piyasasında dengeler değişirken, Japonya nükleer santrallerini diriltmeyi planlıyor. 2011 Fukushima faciasında yaşananlar ülke vatandaşlarının akıllarında hala taze.

Son Güncelleme:

2011 yılında yaşanan Fukushima nükleer faciası sadece Japonya’da değil, bütün dünyada nükleer enerjiye bakışı değiştirdi. Yaşanan kaza Çernobil’den sonra dünyanın en büyük ikinci nükleer kazası olmuştu. Bölgede yaşanan 9 şiddetindeki deprem ve sonrasında oluşan tsunami nükleer santralin işlevini yitirmesine sebep olmuş, nükleer reaktörü soğutan sistemler de devre dışı kalmıştı. Bu sebepten santralde yangın çıkmış ve patlamalar yaşanmıştı. Bölgedeki radyasyon havaya saçılmış ve okyanusa dökülmüştü.

Facianın ardından 20 bin kişi hayatını kaybetti, 150 bin insan evlerini terk etti. Başta Japonya olmak üzere Avrupa’da da pek çok ülke nükleer santrallerini kapattı. Şans eseri direkt nükleer sızıntıdan dolayı hayatını kaybeden kimse olmadı.

Japonya ise 11 yıl sonra tekrar nükleer santrallerini açmak istiyor. 2020 yılında ülke enerjisinin yüzde 4’ü nükleerden gelirken bu oranın yüzde 20-22 seviyesine çekilmesi hedefleniyor. Bunun sebeplerinden biri Japonya’nın dev sanayisini beslemek için sürekli kömür yakıyor olması ve bu durumun da karbon ayak izini yükseltmesi.

Önceki gün başbakan Fumio Kishida önümüzdeki yıl içinde yedi nükleer santrali da çalışır hale getirmeyi planladıklarını söyledi. Ülkenin yeni santraller inşa etmesi de bekleniyor. Kishida ülkenin karbon emisyon hedeflerini tutturması için nükleer enerjiye olan ihtiyacını vurguladı. Çevre örgütleri ise Fukushima sonrası, bir deprem ülkesi olan Japonya’da nükleer santrallerin güvenliği konusunda soru işaretlerini gündeme getiriyor.

MEVCUT TESİSLERİN ÖMRÜ UZATILACAK

Yeşil Dönüşüm Komisyonu’nda açıklamalarda bulunan Başbakan, kurmaylarından halka nükleer enerjiyi daha iyi anlatmalarını da istedi. Ülkede mevcut nükleer tesislerin de ömrünün uzatılması için çalışmalar yapılacak.

Japonya dünyanın enerjide en fazla dışa bağımlı ülkelerinden biri. Petrol kaynağı olmayan ülkenin enerjisinin yüzde 88’ini ithal ettiği belirtiliyor. Ülkenin başlıca enerji ithal ettiği ülkeler, Suudi Arabistan ve Rusya.

Fukushima Daiichi Nükleer Santrali'nin 3 numaralı reaktörü patlama sonrası böyle görüntülendi. Fotoğraf: Reuters

Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden sonra enerji fiyatlarının yükselmesiyle, Japonya’da da vatandaşların nükleer enerjiye karşı bakışının biraz daha yumuşadığı belirtiliyor. Tokyo Üniversitesi’nden Profesör Jun Arima’ya göre; ülke enerji politikasını normalleştirmeye başladı. Japonya’da geçen temmuz ayı itibarıyla çalışan yedi nükleer santral bulunuyor.

Mevcut yasalara göre; Japonya’da nükleer santraller 60 sene sonra ömrünü tamamlıyor. Mart 2020 itibarıyla ülkede 54 nükleer santral bulunuyordu, bu santrallerin 42 tanesi çalışabilecek haldeydi. Ancak 9 nükleer reaktör ve 5 nükleer santral çalışıyordu. Ülke Fukushima’dan sonra bütün nükleer santrallerin fişini çekmiş en son 5 Mayıs 2012 tarihinde Tomari-3 santrali çalışmayı durdurmuştu. Böylece Japonya 1970 yılından itibaren birkaç yıl ilk kez nükleer enerji olmadan ekonomik hayatını idame ettirmişti. Aradan yıllar geçtikçe bu santrallerin bazıları geri açıldı.

MİLYONLARCA İMZA TOPLANMIŞTI

Japonya nükleer felaketlerden çekmiş bir ülke. İkinci Dünya Savaşı’nı sona erdiren atom bombalarının ilki 6 Ağustos 1945 yılında Hiroşima’ya, 9 Ağustos 1945’te ise Nagazaki’ye atılmıştı. Bu iki acı olaydan dokuz yıl sonra Japonya’da bir nükleer santral açılması gündeme gelmiş, Japon halkı tarihte az görülecek şekilde 32 milyon imza toplayarak buna karşı çıkmıştı. Ancak daha sonra CIA eliyle yapıldığı iddia edilen propagandalar ile halkın bu tutumu değiştirilmeye çalışıldı.

Japonya’nın ilk nükleer enerji santrali Tokai, 1966 yılında İngiliz GEC firması tarafından yapıldı. 1970’li yıllarda ise ABD’li General Electric ve Westinghouse firmaları ülkede nükleer santraller inşa etti. Enerji açısından fakir olan ancak devasa bir sanayiye sahip Japonya, endüstrisini beslemek için 1980’ler ve 1990’lar boyunca nükleer enerji santralleri inşa etmeye devam etti.

Japonya gibi depremlerle anılan bir ülkede nükleer santrallerin bazı riskler taşıdığı bir gerçek. Bazı uzmanlar bu gerekçeyle ülkede aynı anda 54 nükleer santralin çalışmasını tehlikeli buluyor.

Kaynaklar: Le Monde, Reuters, Nuclear.org, Guardian

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber