İtalya'nın yeni Başbakanı Draghi'den Türkiye-AB vurgusu

İtalya'da geçtiğimiz cumartesi günü yemin ederek görevine başlayan Başbakan Mario Draghi, Senato'daki güven oylamasından önce yaptığı konuşmada, "AB-Türkiye diyaloğunun daha erdemli olması için çalışacağız" dedi.

Son Güncelleme:

İtalya’da 26 Ocak’ta dörtlü koalisyonun bozulmasının ardından Başbakan Giuseppe Conte istifa etmişti. Conte’nin istifasının ardından İtalya Cumhurbaşkanı Sergio Matarella, Roma’daki siyasi krizi çözmesi için Avrupa Merkez Bankası eski Başkanı Mario Draghi’yi hükümeti kurmakla görevlendirmişti. Krizleri çözmesiyle tanınan “Süper Mario” lakaplı Draghi, yaklaşık 10 gün süren istişarelerin kabinesini belirleyerek 23 kişilik bakanlar kurulu listesini Cumhurbaşkanlığı Sarayı Quirinale'de Matterella'ya sunmuştu. Draghi ile 8 teknokrat ve 15 siyasiden oluşan yeni hükümet, 13 Şubat’ta Quirinale Sarayı'nda düzenlenen törenle yemin etmişti.

AKDENİZ SORUNU 

Yemin ederek görevine başlayan Başbakan Draghi, Senato'daki güven oylamasından önce yaptığı konuşmada, Avrupa Birliği (AB) -Türkiye ilişkilerine değindi. Draghi, Akdeniz bölgesinde göç ve çevre sorunu gibi konularda ortak hassasiyetlerin olduğu Yunanistan, İspanya, Malta ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile işbirliğini arttırmayı amaçladıklarını ifade etti.

TÜRKİYE-AB VURGUSU

Türkiye hakkında ayrı bir parantez açan Başbakan Draghi, Türkiye'nin NATO müttefiki ve partner ülke olduğunun altını çizerek, “Türkiye ile AB arasında daha erdemli bir diyalog başlatılana kadar çalışmaya devam edeceğiz" dedi.

Başbakan Draghi, dış politikada Birleşmiş Milletler (BM), AB ve NATO ittifakı çizgisini takip edeceklerini vurguladı. 2011-2019 yılları arasından Avrupa Merkez Bankası Başkanlığı görevini yürüten Draghi, güven oylaması öncesinde yaptığı konuşmada ayrıca euronun ülke için “geri dönülemez” olduğunun altını çizdi.

2021'DE ÖNEMLİ GÖREV

Türkiye, NATO bünyesindeki Çok Yüksek Hazırlık Seviyeli Müşterek Görev Kuvveti'nin (VJTF) kara unsurlarının komutasını 1 Ocak 2021'de bir yıl için devraldı.

NATO Mukabele Kuvveti'nin bir parçası olan VJTF'de 66'ncı Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı bünyesindeki yaklaşık 4 bin 200 askerin yanı sıra Arnavutluk, Macaristan, İtalya, Letonya, Karadağ, Polonya, Romanya, Slovakya, İspanya, İngiltere ve ABD'den askeri birimlerin katılımıyla 6 bin 400 askeri personel görev alıyor.

NATO İLE BAĞLANTILI TESİS VE KARARGAHLAR

Türkiye, NATO’nun komuta ve kuvvet yapısına bugüne kadar en kapsamlı katkılarda bulunan müttefiklerden biri oldu.

İttifak'ın komuta yapısında yer alan NATO Kara Komutanlığına (LANDCOM) Türkiye ev sahipliği yapıyor. Ayrıca, NATO Kuvvet Yapısındaki Yüksek Hazırlık Seviyeli dokuz kara kuvveti karargâhından biri olan NATO Hızlı Konuşlandırılabilir Kolordu Karargâhı Türkiye tarafından sağlandı.

NATO Balistik Füze Savunması mimarisi kapsamında Kürecik'te bulunan tespit ve takip radarına da Türkiye ev sahipliği yapıyor.

Ayrıca NATO Terörizmle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi, Barış İçin Ortaklık Eğitim Merkezi ve Çok Uluslu Deniz Güvenliği Mükemmeliyet Merkezi Türkiye'de bulunuyor.

AÇIK KAPI POLİTİKASI VE ORTAKLIKLARA DESTEK

Türkiye, NATO'nun "Açık Kapı Politikası" olarak da adlandırılan genişleme sürecine de destek verdi. Türkiye, NATO ile ittifakın Balkanlar, Kafkasya ve Kuzey Afrika ile Orta Doğu’da bulunan ortakları arasındaki ilişkilerin gelişmesi, NATO'nun Açık Kapı Politikasının uygulanması bağlamında öncü rol oynadı.

İttifak'ın genişlemesini istikrar ve güvenliğin yayılması için stratejik bir araç olarak gören Türkiye, özellikle Balkanların Avrupa-Atlantik kurumlarıyla bütünleşmesini savundu. Bu bağlamda Bosna-Hersek'in Üyelik Eylem Planı'nın etkinleştirilmesi ve 2020'de İttifak'a katılan Kuzey Makedonya'nın üyeliği güçlü şekilde desteklendi. 

NATO'NUN TÜRKİYE'YE DESTEKLERİ

Türkiye, kendisine yönelik çeşitli tehditler nedeniyle Washington Antlaşması'nın 4. Maddesi temelinde Kuzey Atlantik Konseyi’yle danışma mekanizmasını da harekete geçirdi.

Bu tehdit ve saldırıları Şubat 2003'te Irak'taki durum, Haziran 2012'de silahsız bir RF-4 keşif uçağının Suriye rejimince uluslararası hava sahasında düşürülmesi, Ekim 2012'de Suriye rejimi tarafından Akçakale’ye açılan top ateşi ile 5 vatandaşın şehit olması, Temmuz 2015'te DEAŞ’ın Suruç’taki terör saldırısı ve Şubat 2020'de Suriye rejimi ve destekçileri tarafından İdlib'deki Türk askerlerine yapılan saldırı oluşturdu.

Türkiye ayrıca tehditlere karşı savunma amacıyla NATO’dan çeşitli vesilelerle destek talep etti. 1991'de Birinci Körfez Krizi sırasında Türkiye'ye yönelik tehdide karşı NATO acil mukabele kuvveti (ACE Mobile) ile İttifak hava savunma yetenekleri Türkiye’nin talebi üzerine Türk topraklarında konuşlandırıldı.

İkinci Körfez Krizi'nde Türkiye'ye yönelik tehdit nedeniyle Şubat 2003'te Hollanda'ya ait 3 Patriot bataryası Diyarbakır ve Batman'a gönderildi.

Türkiye'ye ait silahsız RF-4 keşif uçağının 22 Haziran 2012'de Akdeniz'de uluslararası hava sahasında Suriye rejimi tarafından düşürülmesi ile 2 Ekim 2012'de Akçakale'de 5 vatandaşın Suriye rejim güçlerince açılan ateşle şehit olmasının ardından Türkiye'nin talebiyle müttefiklere ait hava ve füze savunması bataryaları Türkiye'de konuşlandırıldı. Şu anda İspanya’ya ait bir Patriot bataryası halen Adana'da bulunuyor.

Kaynak: AA

Sonraki Haber