İspanya Kraliyet Sarayı'nda unutulan Türk saati! Gizemi çözülemiyor

Aralarında bir fandangonun da bulunduğu dünyanın dört bir yanından 13 melodinin yer aldığı çift düzenekli Türk saati gizemini koruyor.

Son Güncelleme:

Restoratörler "Böyle bir şey görmemiştik" diyor. Hikayesine dair birçok söylenti var ancak eğer kaderi değilse Türk saati neden İspanya'da kaldı?

18. yüzyılda saatçilik dünyasına yön veren ülke İspanya'ydı. İspanyol hükümdarları sektörün en sıkı müşterilerindendi. O dönemin ünlü saatçisi Thomas Hatton, Londra'dan gelip Retiro Sarayı'na yerleşip kendini V. Philip'in hizmetine adadı. Sadece o da değil. Manuel Sanchez Salazar, Fernando van Ceulen, Guillermo Poulton, Nicolas Martin de la Penna gibi dönemin ünlü saatçileri de öyleydi.

İSPANYOL HÜKÜMDARLARIN SAAT ÇILGINLIĞI

6. Ferdinand'a kadar devam eden bu gelenek sayesinde İspanya Kraliyet Koleksiyonu'nda koruma altında olan çok sayıda saat var.

İspanyol hükümdarlar o dönem kafayı saat meselesine o kadar çok takmıştı ki bazı İspanyol zanaatkarları en iyilerle çalışmaları için İsviçre, Fransa ve İngiltere'ye göndermişti.

1788'de III. Charles, Kraliyet Saat Fabrikası'nın kurulmasını onayladı. Ancak fabrikanın ömrü kısa sürdü. III. Charles, saltanatı boyunca en büyük saat koleksiyoncularından biri oldu. Hatta 1808'de İspanya'dan ayrılırken saatlerini de yanına aldı. Binlerce saati olduğu belirtiliyordu. Sarayları, kraliyet mekanlarını mümkün olan en çok sayıda Fransız saatleriyle dekore ederdi.

"BU BİR BAŞYAPIT"

Günümüzde ise Madrid Kraliyet Sarayı'nın restorasyon atölyelerinde gözden kaçan bir saatin olduğu fark edildi. Ona Türk saati ya da Türk orgu deniliyor. Bu saat için "Bir başyapıt" ifadesi kullanılıyor.

Saat kısmında Eardley Norton'ın, müzik çalan kısmında ise Samuel Green'in imzası var. Her iki mekanizma da birbirinden bağımsız olarak olağanüstü olarak yorumlanıyor.

Zamanına göre çok gelişmiş olduğu belirtilen saat için Restoratör Victor J. Martinez şu ifadeleri kullanıyor:

"18. yüzyılın son dönemlerinde bu saat teknik gelişmişliğiyle saat ve müzik enstrümanı imalatçıları arasında ünlüydü. Çok yüksek bir hassasiyete sahip. O dönemin yeniliği yatay körüğün kullanımı ilk kez bu saatte görülüyordu."

PATENTİ GREEN'DE

Saatin patenti Norton'ın kızının kocası Green tarafından alınmıştı.

Bir başka restoratör Arantxa Santolaya ise "Açıkçası dünyada benzersiz. Yıllardır üzerinde çalışıyoruz. Buna benzer bir şey bulamadık" diyor.

Saati özel kılan "birbirine bağlı 3 mekanizmadan" oluşması.

İlk kısım, oluklara ulaşan havanın üretilmesinden sorumlu olan körüğü hareket ettiriyor. İkinci kısım ise melodilerin yazılı olduğu silindiri etkinleştiriyor. Üçüncü kısım ise hem saatin çalışmasını hem de melodilerin ne zaman çalınacağını ayarlıyor.

20 FARKLI YAMAYLA RESTORE EDİLDİ

200 yıldan fazla bir süredir varlığını sürdüren saat restorasyon sırasında temizlendi ve yeniden ayarlandı. Yapısı gereği aşınma ve yıpranmaya uğrayan cihaz, çalışmanın ardından orijinaliyle neredeyse tamamen aynı duruma getirildi. 20 farklı yama yapıldı.

Saatin tam tarihini bulmayı sağlayacak Türkçe ya da İngilizce dekoratif unsurları içeren bir plakası olmayan saatte 1780 İngilteresine özgü bir süs bulunuyor.

NASIL OLDU DA İSPANYA'YA GELDİ? TEORİLER

Ancak uzmanların asıl kafasını karıştıran soru ise Londra'da yapılan ve varış yeri Türkiye (Osmanlı) olan bu saatin neden hiç yerine ulaşmadığı ve kendini İspanya'da bulduğu.

Bu konuyla ilgili birçok teori var. O zamanlar kaliteli saat yapımcılığının en yaygın müşterisi İspanya'ydı. Bu saat bir komisyon ya da hediye olarak ülkeye gelmiş olabilir. Ancak bunları kanıtlayacak herhangi bir veri yok.

İspanyollar, saatin kimin için satın alındığını ve kime verildiği ortaya çıkarmaya çalışıyor. Kaynaklar alıcının III: Charles olduğunu ileri sürüyor. Ancak saatin, hükümdarın zevkine uymadığı ve ortada bir belge olmadığı da vurgulanıyor.

Saate Türk saati denmesinin nedeninin Türk büyükelçiliği tarafından hediye edilmiş olmasından kaynaklanabileceği de belirtiliyor. Ekim 1787'de Türk büyükelçinin La Granja'ya resmi bir ziyaret yaptığı biliniyor. O dönem III. Charles'ın Ahmet-Vasif Efendi'yi kabul ettiğine dair belgeler var. Ancak bu belgelerde saat hediye edildiğine dair bir detay bulunmuyor. Hediyeler arasında bazı mücevherler ve birkaç önemsiz şeyin olduğu yazıyor. Dev bir saate dair ise hiçbir şey yok.

İLK KEZ 1804 YILINDA ENVANTERE KAYDEDİLMİŞ

Bu saatin İspanya'da ilk kez belgelendiği yer 1804 yılına ait Palacio de la Granja envanteri.

Bir başka hipotez ise III. Carlos'un müzik ve saat aşığı oğlu Don Gabriel'i işaret ediyor. Birisinin ona bu saati teklif etmiş olabileceği belirtilse de buna dair de bir ipucu yok. Uzmanlar Türk Saatiyle ilgili daha fazla bilgi edinebileceklerini düşünmüyor.

Saatin La Granja'ya vardıktan sonra 19. yüzyıl boyunca orada kaldığı biliniyor. Daha sonra Aranjuez'e götürülüp burada restore edildiği ve tekrar La Granja'ya iade edilip bir depoda unutulduğu belirtiliyor.

Saray Günü nedeniyle yapılacak kutlama için restore edilen saat yeniden ortaya çıktı.

Sonraki Haber