İngiltere'yi karıştıran anlaşma: ABD'de ölüm cezası alabilecekler!

İngiltere İçişleri Bakanı Priti Patel'in gündeme getirdiği ABD ile yapılan hızlı veri paylaşımı anlaşması Birleşik Krallık'ta tartışmalara neden oldu. İngiliz vatandaşlarının ABD'de ölüm cezası alabileceği, Guantanamo'ya gönderilebileceği ortaya çıktı

Son Güncelleme:

Geçtiğimiz aylarda Washington ile imzalanan anlaşmanın bir dönüm noktası olduğu belirtilirken, iki ülke arasındaki anlaşmanın detayları da ortaya çıkmaya başladı.

Anlaşmanın asıl amacının, polis ve istihbarat teşkilatlarına teröristlerin, suç çetelerinin ve beyaz yakalı suçluların elektronik haberleşmelerine hızlı erişim sağlamak olduğu ifade edilirken, İngiliz vatandaşlarının ölüm cezası alabilecek olması ülke içerisinde tartışmalara yol açtı.

İngiltere eski milletvekili Lord Robin, "Bu ne anlama geliyor? Güvenilir bir teminat nedir? Güçler ayrılığının olduğu bir yerde, nasıl olur da bir siyasetçi mahkemenin ölüm cezası vermeyeceğine ya da eğer verirse, uygulamayacağına dair güvenilir bir teminat verir? Bu anlaşmanın sonucunda, biri ABD'ye gönderilebilir, ölüme mahkum edilebilir ve sonsuza dek idam mahkumu olarak yaşayabilir ya da bu güvenilir teminat işe yaramazsa idam edilebilir." ifadelerine yer vererek, Birleşik Krallık'ın "güvenilir teminatımız var." açıklamalarına tepki gösterdi.

Lordlar İkincil Mevzuat İnceleme Komitesi Başkanı Lord Hodgson ise "Bir sonraki parlamentonun, bakanlardan bu asimetriyi ve güvenilir teminatlar elde etme konusundaki alışılmadık ifadelerini açıklamalarını istemesi gerektiğini açıkça belirtiyoruz." dedi.

Hızlı veri paylaşımı anlaşmasının diğer sonuçlarından biri ise Birleşik Krallık vatandaşlarının Küba'daki Guantanamo hapishanesine gönderilmesi. Komitenin yayımladığı raporun sonucu ise, "Bu teminatlar yararlı olsa da, konunun ağırlığı göz önüne alındığında, teorik bir olasılığın dahi endişe verici olduğu görüşünü savunuyoruz." şeklinde açıklandı.

ABD'NİN UTANÇ KAYNAĞI

Uluslararası Af Örgütü, geçen yıllarda Guantanamo'nun askeri hapishane olarak kullanılmasını yasa dışı uygulamaları ve zanlılara yönelik yapılan sorgulama tekniklerini "insan hakları skandalı" olarak tanımlarken, Birleşmiş Milletler (BM) de hazırladığı raporlarda tutukevinde yapılan hak ihlallerine birçok kez dikkati çekti.

Özellikle suyla boğulma hissi yaratma, cinsel tehditler, makattan besleme-sulama, uykusuz bırakma gibi sorgulama yöntemlerinin ABD Senatosu'nun raporlarıyla da tespit edilmesi, hem ABD'de hem de uluslararası kamuoyunda tutukevinin "ABD'nin utanç kaynağı ve yüz karası" olarak adlandırılmasına neden oldu.

Sonraki Haber