İklim krizi nasıl finanse edilecek? 2030'a kadar 2,4 trilyon dolara ihtiyaç olduğu belirtiliyor
İklim krizinin yıkıcı etkilerini sınırlamak için düzenlenen en önemli yıllık toplantı niteliğindeki COP29, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de 11 Kasım'da başladı. Bu yılki konferansın ana temalarından biri iklim finansmanı.
Bakü'de, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 29'uncu Taraflar Konferansı başladı. 22 Kasım'a kadar sürecek konferans kapsamında, iklim değişikliğinin neden olduğu krizlerle ortak mücadele alanlarında ilerleme kaydedilmesi hedefleniyor. Başta ekonomik gerekçeler, ülkelerin söz konusu hedeflere ulaşmasında engel teşkil ederken COP29 bu engellerin aşılmasına yönelik atılabilecek ortak adımların müzakere edilmesi konusunda önemli bir platform oluşturacak.
Araştırmalar, iklim finansmanının Çin hariç gelişmekte olan ülkeler için 2030'a kadar yılda 2,4 trilyon dolara çıkması gerektiğini ve yalnızca temiz enerji yatırımlarında 1 trilyon dolara ihtiyaç duyulduğunu gösteriyor. Uluslararası Ticaret Odası tarafından hazırlanan raporda, 2014-2023 yılları arasında meydana gelen şiddetli yağış, sel ve toprak kayması gibi 4 binden fazla aşırı hava olayı incelendi.
Rapora göre aşırı hava olayları, bu dönemde dünyada 2 trilyon dolardan fazla hasara mal oldu. Aşırı hava olayları, yalnızca son iki yılda küresel ekonomide 451 milyar dolar zarara yol açtı. ABD, yaklaşık 935 milyar dolarla bu dönemde en büyük ekonomik kayba uğrayan ülke olurken onu 268 milyar dolarla Çin ve 112 milyar dolarla Hindistan takip etti.
Japonya, Almanya, Avustralya, Fransa ve brezilya gibi ülkeler de en fazla ekonomik kayba uğrayan ülkelerin arasında ilk 10'da yer aldı. 9 yıllık süreçte meydana gelen aşırı hava olaylarından yaklaşık 1,6 milyar kişi etkilendi. diğer yandan, yaklaşık 130 ülkenin cop28'de küresel yenilenebilir enerji kapasitesini üç katına çıkarmayı taahhüt etmesinin üzerinden geçen bir yılda, ulusal hedeflerde neredeyse hiç değişiklik olmadı.
Londra merkezli uluslararası enerji düşünce kuruluşu Ember, 96 ülkenin ve Avrupa Birliği'nin 2030 ulusal yenilenebilir enerji kapasite hedeflerini analiz etti. Bu ülkeler toplamda dünyanın yenilenebilir enerji kapasitesinin yüzde 96'sını, küresel elektrik talebinin yüzde 95'ini ve enerji sektörü emisyonlarının yüzde 94'ünü oluşturuyor. Uluslararası Enerji Ajansı son 12 ayda 2030'a yönelik güneş enerjisi büyüme tahminlerini yüzde 22 yukarı yönlü güncelledi.
Kuruluş, rüzgar enerjisi için ise, hükümetlerin ulusal hedefleri 2030'a kadar kapasitenin sadece iki katına çıkarılmasını öngörüyor. Türkiye, zirve kapsamında 2053 uzun vadeli iklim stratejisi belgesini Birleşmiş Milletler'e iletti. Strateji belgesi, Türkiye'nin 2053 yılına kadar "kalkınma önceliklerinden taviz vermeden" "net sıfır" hale gelme hedefine nasıl ulaşacağını detaylandırıyor.