Hollanda tarımının sırrı ne?

Bütün Avrupa yıllardır bu konuyu konuşuyor: Hollanda tarımının sırrı ne? Ülkedeki seralardaki farklı üretim teknikleri sayesinde yüz ölçümü küçük olan bu ülkede verim bir hayli yüksek...

Son Güncelleme:

Hollanda, tarımda önemli adımlar atmaya devam ediyor. Yüz ölçümü küçük bir ülke olmasına karşın Hollanda 2021 yılında dünyanın en büyük ikinci tarım ihracatçısı olmayı başardı. Ülke ihracatta Fransa, Çin, Almanya ve Brezilya gibi üreticileri geride bıraktı.

15 milyon nüfuslu ve 41 bin km kare büyüklüğündeki ülkede kilometre kare başına 500 kişiden fazla insan düşüyor. Kısaca ülkede tarım arazisi kurmak için alan oldukça sınırlı. Peki nasıl oluyor da Hollanda bu kadar ihracat yapabiliyor? Bunun cevabı lojistik ve ticari başarının yanında inovasyonda gizli.

Hollanda seraları teknolojiye son yıllarda çok yatırım yaptı. Bunu başta domates üreten seralarla birlikte birçok sebze meyve, tahıl ürünleri üreten seralarda ve hayvan çiftliklerinde görebiliyoruz. Hollanda, Meksika'dan sonra (2.8 milyar dolar) 2020 verilerine göre dünyada en çok domates ihraç eden 2. ülke konumunda. Hollanda'nın domates ihracı 1.8 milyar doları aştı. Bunu da son teknoloji ile donatılmış domates seralarına borçlu. 

Hollanda'da hayvan çiftlikleri de son teknoloji ile donatılmış durumda. Foto: Reuters

AZ ENERJİ İLE ÇOK ÜRETİM 

Tesislerin çoğunda toprak kullanılmıyor. Onun yerine özel üretim teknikleri ile domates filizleri raf benzeri bölmelerde büyütülüyor. Seralarda su kullanımı çok önemli. Yağmur suyunu toplayan çatıdaki özel bir sistem domatesleri damıtma tekniği ile suluyor. Böylece çok az suya çok daha fazla domates üretilmiş oluyor. Bu yöntemle tesisteki bir kilo domates üretimi için 15 litre su harcanırken, İspanya'daki açık bir tarlada 72 litre harcanıyor.

Hollanda'da en büyük sorunlardan biri de güneş ışığı ve ısı yönetimi. Genellikle soğuk havaların hüküm sürdüğü ülkede kısıtlı güneş ışığı mevcut. Ancak tesisteki özel led lambalar güneş ışığının yetersiz olduğu zamanlarda devreye giriyor. Böylece şirketler, tıpkı güneşin bol olduğu Meksika ve İspanya'daki gibi domates üretebiliyor.

Isı konusu ise zekice bir yöntemle halledilmiş. Sistem jeotermal kaynaktan gelen sıcak suyun tüm zemine yayılması ve petekler sayesinde tesisi sürekli olarak 19 derecede tutuyor. Böylece karbon salınımı da olmuyor. Ancak hala doğalgaz kullanan tesisler de var ancak onlar milyonlarca euro yakıt parası ödemek zorunda. 

KARBONDİOKSİT DEPOLUYORLAR 

Seraların bazıları, civardaki tesislerin karbondioksit salınımından da yararlanıyor. Fosil yakıt kullanan civardaki işletmelerinin karbondioksit dumanını depolayan şirketler, bu gazı seranın tavanındaki depodan domateslere belirli zamanlarda spreyliyor. Böylece bitkiler fotosentez için yeterli karbondioksit miktarına ulaşmış oluyor.

Bu seralardan biri de bir aile şirketi olan ve 1935'de kurulan Duijvestijn Tomaten'e (Duijvestijn Domatesleri) ait bir üretim tesisi. Yılda 17 milyon kilogram domates üreten tesis, 25 hektarlık bir alan üzerine kurulmuş. Burası bir seradan çok bir üniversite kütüphanesine benziyor. Raflardaki kitapların yerini ise domatesler almış durumda.

Şirketin yöneticilerinden biri Ted Duijvestijn, “Bu şirketin her zaman odak noktası enerji olmuştur. Çünkü bitkilerin büyümesinin nedeni budur” diyor. Duijvestinjn, enerji tasarufu ile açık arazide domates üretimi için kullanılan enerji ve suyun çok daha azına çok daha fazla üretim yapabileceklerini söylüyor.

Duijvestijn, pandemi ve Ukrayna savaşı ile tarımın önem kazandığını söylüyor. Bilindiği üzere Ukrayna savaşı ve pandeminin tedarik zincirlerini etkilemesi ile dünyadaki tahıl ticareti sekteye uğradı. Seralardaki az enerji ile çok üretim bu tarz gıda arzı sıkıntısı durumlarında çare olabilir. 

'EN BÜYÜK İTİCİ GÜÇ REKABETTİR' 

Şirketin CEO'su Ad Van Adrichem, önce şirkete tesisin taşınması konusunda yardımcı olması için işe alınmış. Ancak daha sonra CEO'luğa kadar yükselmiş. Van Ardichem, teknolojiye atıfta bulunarak, '30 yıl önce ürettiğimizin iki katını üretiyoruz' diyor.

Üretimdeki başarının sadece yüksek teknolojili yetiştirme tekniklerinden ve genetikteki gelişmelerden ibaret olmadığını söyleyen CEO, 'Hollanda'daki en büyük itici güç rekabettir' diyor. CEO Van Adrichem "Gelecek için en büyük zorluk, tüm süreçlerimizi döngüsel hale getirmektir." diyor. 

Ancak bu modern üretime karşı çıkanlar da var. İngiliz sebze meyve ticareti şirketi Natoora nın CEO'su Franco Fubini, modern üretim tekniklerinin ürünün lezzetini düşürdüğünü ifade etti. Fubini "Toprak minerallerden, organik maddelerden ve mantarlardan oluşan kompleks bir yapı. Topraktan yoksun olan ürünler sağlık için gerekli vitamin ya da minerallerden de yoksun oluyor" dedi.

*Yukarıdaki derlemede yer alan bilgilerin bir bölümü The Telegraph'ta Ed Cumming imzasıyla yayımlanan 'This Dutch tomato farm might just solve the global food crisis' isimli makaleden alınmıştır.

Ek Kaynaklar: OEC World 

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber