Hindistan'da korkunç olay: Babası arkadaşlarına para karşılığı satıyordu!

Hindistan'da 12 yaşındaki bir kız çocuğunun, babasının arkadaşlarının tecavüzüne uğradığı haberleri ülkede şok etkisi yarattı.

Son Güncelleme:

BBC'nin haberine göre, Hindistan'da 12 yaşındaki kız çocuğu, 2 yıl boyunca yaşadıklarını avukatlara anlatıyor, her hafta sonu evlerine bazı adamların geldiğini, kendisine tecavüz ettiklerini, kimilerinin babasının arkadaşı olduğunu, kimilerini tanımadığını söylüyordu.

ANNE BABAMIN GÖZÜ ÖNÜNDE OLUYORDU

"Her şey babamın eve bazı arkadaşlarını davet etmesiyle başladı" diyordu. Eve gelip içki içiyorlar, sarhoş olup anne ve babasının gözü önünde orasını burasını elliyorlardı. Kimi zaman bazıları ortadan kayboluyor, annesiyle evin küf kokan tek yatak odasına giriyorlardı. 

Sonra bir gün, babasının onu arkadaşlarından biriyle yatak odasına itip odanın kapısını dışarıdan kilitlediğini, o gün orada babasının arkadaşının tecavüzüne uğradığını söyledi. 

Bundan sonra artık babasının eve adamlar topladığını, kızıyla buluşmaları için randevular verip karşılığında para aldığını söyledi. Avukatları, kız çocuğunun o günden bu yana en az 30 erkeğin tecavüzüne uğradığını tahmin ediyor.

TIBBİ KONTROLDE DEFALARCA TECAVÜZE UĞRADIĞI ANLAŞILDI

20 Eylül 2019'da kız çocuğu, öğretmenlerinin ihbarı üzerine çocuk esirgeme kurumu yetkilileri tarafından korumaya alınarak bir sığınma evine götürüldü. Yapılan tıbbi kontrolde, çocuğa defalarca tecavüz edildiği doğrulandı.

Davayla bağlantılı olarak babası dahil 4 erkek, tecavüz ve çocuk istismarı suçlamalarıyla tutuklandı. Polis, çocuğa tecavüz ettiği ya da istismarda bulunduğu iddia edilen 5 kişinin daha yerlerini tespit etmeye çalışıyor. Polisin elinde ailenin tanıdığı, evlerine girip çıkan yaklaşık 25 erkeğin ismi ve fotoğrafları bulunuyor ve bu resimleri kız çocuğuna gösterip kimlik tespiti yapmayı umuyorlar. Ancak çocuk hiçbir yüzü hatırlamadığını, her şeyin bir sis perdesi ardında, bulanık olduğunu söylüyor.


EVDEKİ TUHAFLIĞIN FARK EDİLMESİYLE BAŞLADI

Kız çocuğunun ailesi, Hindistan'ın nispeten refah düzeyi yüksek olan, gösterişli tepeleri, temiz havası ve ırmaklarıyla bilinen bir kentinde yaşıyordu.

Eylül ayında, kız çocuğuyla aynı mahallede yaşayan birkaç öğretmen, okulla iletişim kurarak, "Ailesi bir tuhaf, evde garip bir şeyler dönüyor gibi. Çocukla konuşmaya çalışın" dediler. Okul yönetimi bir kadın örgütüyle temasa geçerek avukat talebinde bulundu. 

Avukat, öğretmenler odasında kız çocuğuyla yüz yüze görüşmeye başladı ve çocuktan ailesini, evdeki hayatını anlatmasını istedi.

Kız çocuğu, evde zor bir hayat sürdüklerini, babasının işsiz olduğunu, kiralarını ödeyemediklerini söyleyip ağlamaya başladı. Avukat ise okuldaki bazı derslerde anlatılanlardan, çocuk istismarının ne kadar yaygın olduğundan söz etmeye başladı.

KORUNMA YÖNTEMLERİNE VERDİĞİ YANIT İTİRAF NİTELİĞİNDE

Çocuk, "Bizim evde de böyle şeyler oluyor, babam annemi istismar ediyor." dedi. Bir keresinde annesini görmeye gelen bir adamın kendisine saldırdığını, annesinin adama çıkıştığını, ama sonra o okuldayken, her gün daha fazla erkeğin evlerine gelmeye başladığını söyledi.

Avukatın kız çocuğuna korunma yöntemleri hakkında bilgisi olup olmadığını sorması üzerine ise, "Hayır, hayır. Prezervatif kullanıyoruz," yanıtı vermesiyle kendisiyle cinsel ilişkiye girilmiş olduğunu itiraf etmiş oldu.

"BENİ DOKTORA GÖTÜRDÜLER"

"Erkekler gelir, annemi yatak odasına götürürlerdi. Bunun normal olduğunu düşünüyordum. Sonra bir gün babam beni erkeklerle aynı odaya itti."

Babası bazen ondan çıplak fotoğraflarını çekmesini istiyor, sonra da bu fotoğrafları eve gelen adamlara yolluyordu. 

Birkaç ay önce, adet görmesi 3 ay kadar kesildiğinde ailesinin panik olduğunu söyledi. Onu doktora götürdüklerini, doktorun ultrason çekilmesini istediğini ve reçete yazdığını anlattı. 

Avukat, kız çocuğunun şimdiye dek anlattıklarından, bir dizi tecavüze uğramış olduğundan emin olmuştu. Çocuk esirgeme kurumu yetkililerini çağırdı, çocuğa kendisini bir sığınma evine götüreceklerini söylediler. Çocuk sakin görünüyordu.

Bu sırada okulda veli toplantısında olan annesi, kızının bir arabaya bindirildiğini görünce bağırmaya başladı: "Kızımı nereye götürüyorsunuz?"

Avukat anneye kızın bazı duygusal problemleri olduğunu, tedavi için götürüldüğünü söyledi. Anne, "Benden izin almadan kızımı nasıl götürürsünüz?" diyordu.

SIĞINMA EVİNDEKİ KIZ ÇOCUKLARININ DURUMU HEMEN HEMEN AYNI

Kız çocuğu çoktan sığınma evinin yolunu tutmuştu. İki aydır da kendisi gibi cinsel taciz ve tecavüze uğramış başka kız çocuklarıyla birlikte orada kalıyor. Çocuğun kaldığı sığınma evindeki 12 ila 16 yaşındaki diğer üç kız çocuğu mesela babalarının tecavüzüne uğramış.

Bir avukat, babasının tecavüzüne uğrayan 15 yaşındaki hamile kızı doğum odasına kendisinin götürdüğünü anlatıyor. "Çocuk doğduğunda bebeği ondan almak istedik. Neden bebeğimi verecekmişim? Babamın bebeği o. Bebeğimi büyüteceğim dedi bize" diyor.


"SENİ SEVİYORUM ANNE"

Sığınma evine getirildiği ilk birkaç gün aralıksız uyuyan kız çocuğu, daha sonra Amma'yı (anne) ne kadar sevdiğini anlatan notlar yazmaya başladı.

Annesi kızının kendileriyle sürekli çatışma halinde olduğunu, onlara bir ders vermek istediğini, o yüzden "bu tecavüz hikayesini uydurduğunu" savunuyor. Birkaç ay önce anne-kız arasında bir tartışma yaşanmış. Çocuk okuldan dönünce mavi bir pastel kalemi alıp, evin kapısına bir palmiye ağacı ile bacasından duman tüten bir ev resmi çizmiş. Kenarına da alelacele bir not yazıp, evden çıkmış. Notta "Özür dilerim Amma" yazıyormuş. 

Eskiden bu kadar kötü durumda olmadıklarını anlatıyor. Kocasının günde 1000 rupi (yaklaşık 80 lira) kazandığı zamanlar olduğunu söylüyor. Şimdi kocası hapishanede, kızı sığınma evinde. "Kızımın bana ihtiyacı var" diye konuşuyor.

Sonraki Haber