Fransa ve İngiltere'nin 'deniz tarağı' krizi! Her şeyin başı...

Birleşik Krallık'ın Brexit'le Avrupa Birliği'nden ayrılması ülkenin AB ile olan ilişkilerini sarsarken en büyük kriz Fransa'yla yaşanıyor. Manş Denizi'nin ev sahipliği yaptığı kriz, her geçen gün farklı olaylarla kızışmakta. İşte o olaylar ve krizin temeli!

Son Güncelleme:

Fransa ve Birleşik Krallık'ın arası bir süredir epeyce gergin. Brexit kararının çıktığı referandumun ardından Twitter'dan “Sonsuza kadar komşuyuz” etiketiyle Fransa'ya sıcak bir mesaj gönderen Birleşik Krallık, komşusuyla ara ara ısınan bir soğuk savaş yaşıyor!

Pandemide sınırda bekleyen TIR'lar ve kamyonların yarattığı kriz, “deniz tarağı krizi”, daha sonra Dover ve Calais şehirleri arasındaki göçmen krizi, AUKUS krizi ve şimdi de yine bir balıkçılık krizi tansiyonu ciddi biçimde artırdı.

Son gelişmeden geçmişe doğru gidelim ve gerginliğe bakalım.

EN YAKIN OLAY: BALIKÇI TEKNESİ KRİZİ!

İngiltere'den beş gün boyunca deniz tarağı avlamak için denize açılan Cornelis Gert Jan adlı balıkçı teknesi kaptanı ve yedi mürettebatıyla alıkoyuldu. Fransa'nın Le Havre kentinde bir limana çekilen teknenin avlanma izni olmadığı öne sürülüyor.

Tekneyi gönderen MacDuff Shellfish adlı şirketten yapılan açıklamada ise teknenin ve kaptanın izninin olduğu ancak belgelerde İngiliz makamlarının yaptığı bir hata nedeniyle problem yaşandığı ifadelerine yer verildi.

Şirket adına açıklama yapan Andrew Brown probleme rağmen teknelerin Brexit Balıkçılık Anlaşması'na bağlı olarak bölgede avlanmasının önünde bir engel olmadığını ve Fransa'nın, Birleşik Krallık hükümetini kışkırtmak için böyle bir yola başvurduğunu öne sürüyor.

'İNGİLİZLER BU DİLDEN ANLIYOR!'

Bir adım daha geri gidelim. Fransa Avrupa Birliği İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Clement Beaune günler önce gemi kontrollerinin başladığını söylerken şu sert ifadeyi kullanmıştı:

“Şimdi güç dilini konuşmalıyız çünkü korkarım İngiliz hükümeti sadece bu dilden anlıyor.”

Fransa aslında 2 Kasım'dan itibaren misilleme önlemlerini devreye sokacağını açıklamıştı. Peki neden “misilleme” ifadesi? Bunun da bir geçmişi var.

BİRAZ DAHA GEÇMİŞE: 'SABRIMIZIN SINIRI AŞILDI'

Fransa Hükümet Sözcüsü Gabriel Attal; Fransız balıkçıların, İngiliz kara sularında avlanmaları amacıyla lisans alabilmek için İngiltere'ye gerekli tüm belgeleri ilettiklerini ancak lisansların sadece yüzde 50'sinin verildiğini söylemiş ve “Bu kabul edilemez. Sabrımızın sınırı aşıldı” demişti.

Bu “belge” sorunu da yeni çıktı! Birleşik Krallık, AB ile 2021 balıkçılık kotalarına dair anlaşma yaptı. Ancak Fransız balıkçılar çeşitli bürokratik engellerle işlerini yapamadı. Fransızlar, Birleşik Krallık'a bağlı Jersey Adası sularında avlanmaya devam etmek isteyince Jersey, geçmişe dair belge istedi; bu da dev bir kriz yarattı.

TEHDİT, ABLUKA, SAVAŞ GEMİLERİ...

Fransa, Jersey'nin elektriğini keseceğini söyledi, Fransız balıkçılar ada limanını ablukaya aldı. İngiltere bunun üzerine adaya iki donanma gemisi gönderdi, Fransa da buna aynen cevap verdi. Bunun üzerine balıkçılar ablukayı sona erdirdi.

Calais'ten Dover'a geçmeye yeltenen göçmenleri engellemek için Dover Sahil Güvenlik ekipleri yoğun çaba sarfetmiş, göçmenler Fransa'ya dönmek zorunda kalınca iki ülke arasında kriz çıkmıştı. Fotoğraf: Reuters

GÖÇMEN KRİZİ!

Eylül 2021'de ise iki ülkenin en yakın olduğu şehirler olan İngiltere'nin Dover şehri ile Fransa'nın Calais şehri bir göçmen krizine ev sahipliği yapmış Calais kentinden İngiltere'ye geçmek isteyen göçmenler Birleşik Krallık'ın sert politikası nedeniyle Fransa'ya geri dönmek zorunda kalmıştı.

Birleşik Krallık İçişleri Bakanı Priti Patel, Sınır Gücü yetkililerine göçmenleri denizde taşıyan tekneleri İngiltere'ye ulaşmalarını engellemek için geri çevirme yetkisi vermişti.

DAHA ÖNCESİ DE VAR: AUKUS 

Bunların öncesinde ise gerginliği harlayan AUKUS oldu. Avustralya, ABD ve Birleşik Krallık arasında yapılan güvenlik anlaşmasıyla Fransa'nın Avustralya ile yaptığı nükleer denizaltı anlaşması suya düşmüştü. Fransa bu noktada ABD'yle de gerilirken, AB'den çıktıktan sonra kendisine yeni oyun alanları ve yeni müttefikler arayan Birleşik Krallık'ın da krizdeki payının farkındaydı.

HER ŞEYİN BAŞI: BREXIT

Her şeyin başı ise elbette Brexit. Le Monde Londra Muhabiri Cecile Ducourtieux, bugün (29 Ekim) tarihli yazısında şöyle anlatıyor:

“İngiliz muhafazakar medyası Emmanuel Macron'u kıskanç ve çekingen bir Napolyon olarak gösterip onunla alay etme, Fransız medyası ise Boris Johnson'ı müzmin bir yalancı olarak gösterme fırsatını kaçırmıyor. Kavga, iki ülkenin geçmişlerindeki eski sömürgeci imparatorluklarına ve uluslararası etkilerine dayanan klasik rekabetin çok ötesinde. Brexit iki ülkeyi yavaş yavaş zehirliyor gibi görünüyor.”

*The Telegraph, Le Monde

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber