Fransa Büyükelçisi Dışişleri'ne çağrıldı

Fransız Parlamentosu'nun Barış Pınarı Harekatı kararı sonrası Fransa'nın Ankara Büyükelçisi Dışişleri'ne çağrıldı.

Son Güncelleme:

Fransa'nın Ankara Büyükelçisi Charles Fries, Fransa'nın Barış Pınarı Harekatı hakkında kabul ettiği karar nedeniyle Dışişleri Bakanlığına çağrıldı

NE OLMUŞTU?

Fransa Ulusal Meclisi, Türkiye'nin, güney sınırında oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu yok etmek, bölgeye barış ve huzur getirmek amacıyla başlattığı Barış Pınarı Harekatı'nı kınayan karar tasarısını kabul etmişti.

DIŞİŞLERİ KINAMA MESAJI YAYINLAMIŞTI

Fransız Senato’sunun ve Ulusal Meclisi’nin Barış Pınarı Harekatı hakkında kabul ettiği kararları şiddetle kınıyor ve reddediyoruz.

Suriye topraklarında bir terör devleti kurmaya çalışan Fransa’nın uğradığı hayalkırıklığı sonucu bu kararı aldığı gayet iyi anlaşılmaktadır.

Fransız Parlamentosu ve bu kararlara destek veren Fransız Hükümeti, attıkları bu adımlarla, AB tarafından da terör örgütü olarak tanımlanan PKK’nın Suriye uzantısı PYD/YPG ile saf tuttuklarını tüm dünyaya bir kez daha ilan etmiştir. Teröristlerin Elysee Sarayı’nda en üst düzeyde kabul gördüğü bu ülkenin parlamentosunun tutumu bizim için şaşırtıcı değildir.

Türkiye’nin terör örgütü DEAŞ’a karşı bir başka terör örgütü olan PYD/YPG’yle ortaklık kurulmaması yönünde müttefiklerine yaptığı müteaddit uyarılara karşın Fransa, Türkiye’nin ulusal güvenliğine karşı hayati bir tehdit oluşturan bu terör örgütünü DEAŞ’la mücadele kisvesi altında desteklemiş; PYD/YPG ile Suriyeli Kürtleri bir tutma hatasında ısrar etmiştir.

Fransız Parlamentosu ve Hükümeti’nin gerçeklik algısını felç eden sözde “PYD/YPG romantizmi”, Kürtleri temsil ettiği iddiasındaki bu terör örgütünün Suriye’de tahakküm altında tuttuğu bölgelerde, başta Araplar ve Kürtler olmak üzere Türkmen ve Hıristiyanlar dahil tüm topluluklara uyguladığı zulme karşı Fransa’nın gözlerini kör ve kulaklarını sağır etmiştir.

Evvelce her vesileyle ifade edildiği üzere, Barış Pınarı Harekatı uluslararası hukuk temelinde, Birleşmiş Milletler Şartı’nın 51. maddesinden kaynaklanan meşru müdafaa hakkımız ve BM Güvenlik Konseyi’nin terörizmle mücadeleye ilişkin kararları uyarınca yürütülmüştür. Harekatın meşruiyeti, ABD ve Rusya ile yaptığımız son anlaşmalarla da tescil edilmiştir.

Bugüne kadar defaatle uluslararası kamuoyuna ve en üst düzeyde yabancı resmi muhataplarımıza yaptığımız açıklamalarla, Parlamento’daki karar süreçlerinde Parlamento üyeleri ve Hükümet yetkilileri tarafından dile getirilen iddiaların tamamı evvelce tarafımızca yalanlanmış veyahut gerekli izahat getirilmiştir. Tarafımızdan yapılan tüm girişim ve açıklamalara rağmen Fransız Parlamentosu’nun gerçeklerle bağdaşmayan kararlar kabul etmesi, ancak Türkiye’ye karşı önyargılı ve sağduyudan yoksun tutumuyla ve Fransa’nın Suriye konusunda içinde bulunduğu çaresizlikle izah edilebilir.

Hiçbir ülke DEAŞ ile mücadelede Türkiye’ye ders veremez. Suriye sahasındaki DEAŞ mensubu vatandaşlarının sorumluluğunu almakta dahi ikircikli hareket eden bir devletin, DEAŞ’a karşı sahada göğüs göğüse mücadele etmiş, şehit vermiş ve sürekli operasyon düzenleyen Türkiye’ye ithamda bulunmaya hiçbir hakkı yoktur.

Barış Pınarı Harekatı’nın Suriye ihtilafına siyasi çözüm bulma çabalarını sekteye uğratacağını iddia edenlerin aldığı bu kararların sonuncusunun, siyasi sürece yeni bir ivme getiren Anayasa Komitesi’nin ilk toplantısını yaptığı tarihle aynı gün kabul edilmesi ancak tarihi bir ironidir.

Fransız Parlamentosu’nu ve Hükümeti’ni, terörle mücadelede teröristlerin değil, NATO ve Avrupalı Müttefiki Türkiye’nin safını tutmaya ve Türkiye’yle dayanışma göstermeye bir kez daha davet ediyoruz.

Sonraki Haber