Finlandiya üyeliğe çok yakın... NATO onlar için neden bu kadar önemli?

Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesi, Finlandiya'nın da NATO'ya üyelik talebinde bulunmasına neden olmuştu. Türkiye'nin, bu talebi uzun süren müzakerelerin ardından kabul etmesi bekleniyor. Peki NATO, Finlandiya için neden önemli?

Son Güncelleme:

Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından önce Ukrayna, sonra Finlandiya ve İsveç NATO'ya ülke üyelik başvurusu yapmıştı. Toprakları işgal altında olan bir ülke olarak Ukrayna'nın NATO'ya üye olmasını anlamak pek de güç değil. Başvuruların yapıldığı dönem konu, uzun süre dünya kamuoyunu meşgul etmişti.

Bilindiği üzere, Finlandiya ve İsveç'in başvurularının kabul edilmesi için 30 NATO ülkesinin de onay vermesi gerekiyor. Türkiye, İsveç'in PKK ile ilişkilerinden dolayı ülkenin NATO'ya üyeliğini veto ediyor. Ancak Finlandiya bu süreçte daha ılımlı adımlar attı ve Türkiye'nin Finlandiya'nın NATO'ya üyeliğini onaylaması bekleniyor. Peki, Kuzey Atlantik Paktı'na (NATO) üyelik Finlandiya için neden bu kadar önemli? 

Avrupa Birliği Küresel Araştırmalar Derneği Başkan Vekili Dr. Can Baydarol, Rusya'nın Ukrayna'ya saldırmasına kadar Finlandiya'nın NATO üyeliğine pek taraftar olmadığını dile getiriyor. “Çünkü kendi güvenliği açısından tarafsızlık statüsünü korumayı ve bu şekilde Rusya'nın tepkisini çekmemeyi tercih ediyordu” diyen Baydarol, ancak Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısının ardından Finlandiya için doğrudan doğruya bir tehdit oluştuğunu ifade ediyor ve Finlandiya'nın kendi güvenliğini NATO şemsiyesi altında pekiştirmek amacıyla üyelik talebinde bulunduğunu aktarıyor.

Emekli Büyükelçi Uluç Özülker ise değerlendirmesine, II. Dünya Savaşı öncesinde Stalin'in genişleme hayalini ve Finlandiya'nın da Sovyetler Birliği'nin parçası olması arzusunu anımsatarak başlıyor. II. Dünya Savaşı'nda Rus ordusunun Finlandiya'ya saldırması üzerine Finlerin çok çetin bir savunma gerçekleştirdiğini vurgulayan Özülker, bu savaş sonrasındaki anlaşmanın Finlandiya'nın tarafsızlığı üzerine bina edildiğini aktarıyor.

Özülker, Ukrayna savaşıyla Rusya'nın güvenlik kaygılarının hangi boyutta olduğunun net bir şekilde ortaya çıktığını belirtiyor. Rusya'nın en uzun sınırının Finlandiya ile bulunduğunun altını çizen Özülker, Putin'in bu politikalarının Finlandiya'yı da rahatsız etmeye başladığını kaydediyor. Emekli Büyükelçi sözlerine şu şekilde devam ediyor:

“Bu aynı zamanda ABD'nin müdahalesini gerektirebilecek bir noktaya gelmiştir diye düşünüldü. Ancak bunu ikili planda yapmak yerine NATO şemsiyesi altında yapmak, kolektif güvence sağlayacağından çok daha güvenli. Aynı zamanda katılan ülke itibariyle de sadece tek bir ülkeye tabi olmadan yaşama koşulunu da kolaylaştıracak. O nedenle NATO'nun kolektif güvencesini tercih ettiler.

Bunun elbette Rusya'yı rahatsız edeceğinin altını çizen Özülker, zayıflamakta olan bir Rusya olduğuna işaret ediyor ve ekliyor: “Rusya'nın daha fazla ileri gideceği bir ortamın var olmadığını dikkate aldığımızda Finlandiya'nın çok zamanlı bir biçimde adım attığını görebiliyoruz.”

TÜRKİYE VE NATO

Bu süreçte Türkiye'nin de NATO'ya üyeliği ara ara gündeme geldi. Peki Türkiye ve NATO'nun birbiri için önemi ne?

Can Baydarol bu soruyu, Türkiye'nin NATO'nun kurulmasının hemen ardından Batı ittifakı içinde yer almak üzere NATO üyeliğine başvurduğunu anımsatarak cevaplıyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Hatta bunun gerçekleşmesi için Kore Savaşı'nda çok sayıda askerimiz şehit ve gazi oldu. Türkiye açısından Batı ittifakı içinde yer almak son derece önemliydi çünkü Türkiye için en büyük korku 1800'lü yıllarda üç kere savaş durumuyla karşı karşıya geldiğimiz Rusya tehdidiydi. Bu nedenle Rusya'ya karşı bir güvence arayışı söz konusu oldu. Bir de Rusya'yla ilişkilerde Stalin'in Türkiye'den toprak ve Boğazlardan geçiş hakkı istekleri gibi uzun bir geçmiş var.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Finlandiya Cumhurbaşkanı Niinistö, İsveç Başbakanı Andersson ve NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, Haziran'da Madrid'deki NATO Zirvesi kapsamında dörtlü görüşmede bir araya gelmişti. Fotoğraf: AA

Türkiye'nin bugün NATO açısından vazgeçilemez bir stratejik ortak konumunda olduğunun altını çizen Baydarol, NATO'nun Türkiye'yi kaybetmesinin, örgütün bütün yapısını tekrar ele alması ve güvenlik kriterleri geliştirmesi anlamına geldiğini belirtiyor.

“NATO içinde örgütü Türkiye'ye karşı kışkırtmaya çalışan Yunanistan ve Fransa'yı görüyoruz ama NATO asla Türkiye'yi kaybetmek istemiyor. ABD'yle de ilişkilerimiz son zamanlarda pek hoş ilerlemiyor ama bütün bunlara rağmen aklı selimle bakıldığı zaman bu bölgede Türkiye'den daha önemli bir güç olmadığı görülüyor” diyen Baydarol, Türkiye'nin NATO'nun ikinci büyük silahlı gücü olduğunu hatırlatıyor.

Baydarol sözlerini, “Avrupa güvenlik mimarisi için Türkiye oldukça elzem. Türkiye'nin de NATO'da veto yetkisi var. Türkiye başka hiçbir kuruluşta bu kadar güçlü değil” ifadeleriyle sonlandırıyor.

 

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber