'Dünyanın en iyisi' Finlandiya eğitim sistemi neden geriliyor?

Finlandiya eğitim sistemi yıllardır bütün dünyaya örnek gösteriliyor. Ancak Finlere göre, öğrencileri eski seviyelerinde değil. Hatta gerilemenin 20 yıldan uzun süredir devam ettiğini düşünenler var.

Son Güncelleme:

Dünyadaki bütün gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler gelecek nesilleri yetiştirmek için eğitime ciddi bir kaynak ayırıyor. Türkiye de bu ülkelerden biri ancak öğrencilerin sınav performanslarına bakıldığında geliştirilmesi gereken noktalar olduğu da ortaya çıkıyor. Bugün dünyada herkesin kabul ettiği yaygın başarı ölçütlerinden biri Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) tarafından düzenlenen Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) testi. Bu testin sonuçları 2018 yılında Türkiye’de büyük yankı uyandırmıştı.

Türkiye, PISA testine katılan 37 OECD ülkesi arasında; Slovakya, Yunanistan, Şili, Meksika, Kolombiya ve İspanya'yı geçerek 31. sırada yer almıştı. Türkiye 2000’den bu yana 3 yılda bir yapılan PISA sınavında tüm branşlarda OECD ortalamasının altında kalıyor.

Bugün bu testlerin parlayan ülkelerinden biri Finlandiya olsa da bu ülke de eğitimin kalitesini tartışmaya başladı. Finlandiya, 5.5 milyonluk nüfusu ile öğrencilerine kaliteli bir eğitim sunabiliyor ancak belli ki durum eskisi kadar parlak değil. Finlandiya’da eğitimin kalitesi öncelikle öğretmenlerin yaşam standartlarının yüksek olmasına bağlanıyordu. Ülkenin kaliteli eğitim fakültelerinden birine ev sahipliği yapan Helsinki Üniversitesi her yıl 10 başvurudan 1’ini kabul ediyor.

Finlandiya'nın resmi medya organı tarafından yayınlanan bir çalışmaya göre; bugün ülkede 15 yaşında bir çocuğun okuma becerileri 1990'ların başında 13 yaşında bir çocukta görülebiliyordu. 

'İNSANLARIMIZ ARTIK EN AKILLISI DEĞİL'

Peki, ülke neden eğitim kalitesini tartışmaya başladı? Finlandiya Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Anita Lehikoinen, “Artık dünyanın en eğitimli toplumu değiliz. İnsanlarımız artık en akıllısı değil” diyerek meseleye açık bir giriş yapıyor. Başarının anahtarı kabul edilen kırsal okullarda kalite bozuldu. Ülkedeki öğretmenler sendikasının, eğitim politikası biriminin başındaki Jaakko Salo, “Okullarımızın performansı 20 yıldır düşüyor ancak bu düşüş son yıllarda iyice arttı” demekte. Salo, sözlerine şöyle devam ediyor:

PISA dahil bütün değerlendirmelerde bunu görebiliyorsunuz. Okuma, yazma, matematik, her branşta durum aynı.

PISA çalışmalarının araştırma koordinatörü Andreas Schleicher, Finlandiya’nın eğitim kalitesinin düşüşünün birkaç yıldır araştırmalarına da yansıdığını aktarıyor. PISA çalışmaları 2000 yılından bu yana 3 yılda bir gerçekleştiriliyor. Fakat bu testlerin iyi bir performans ölçütü olmadığını düşünenler de var fakat OECD’nin kendi ölçümleri de 21. yüzyılın başından bu yana eğitimin kalitesinin bozulduğunu ortaya koyuyor. Jaakko Salo’ya göre 2000 yılından önce de sistem düşüşe geçmişti. Yapılan araştırmalara göre; ülkedeki en eğitimli grup 1978 doğumlu olup şu an 44-45 yaşında olanlar.

Finlandiya Milli Eğitim Bakanı Li Andersson/Fotoğraf: YFE

'OKULLARIN KAPASİTESİ YETERLİ DEĞİL'

OECD’de PISA araştırmasının koordinasyonunu yürüten Schleicher ülkenin nüfusuna göre aldığı göçmen sayısının fazla olduğunu bunun da eğitim sistemini gerilettiği görüşünde. Schleicher, “Böyle bir okul kapasiteleri yoktu. Ayrıca okullarda dil sorunları yaşandı. Kültürel olarak farklılıklar vardı. Bunlar Finlandiya’yı hazırlıksız yakaladı” demekte.

Alman Die Welt gazetesine göre; benzer bir sorun kendi ülkeleri için de geçerli. Eğitim uzmanları eğitimde kaliteyi koruyarak entegrasyon meselesinin en iyi Kanada tarafından başarıldığını düşünüyor. OECD yetkilisi İsveç’in 1990’ların sonunda eğitimde rol model başka bir ülke olduğunu ancak kontrolsüz göçün orada da eğitimde sorunlara yol açtığını ifade ediyor. Bazı Finler 1990 yılındaki bankacılık krizi sonrasında eğitime devlet tarafından yeterli bütçe ayırılmadığını belirtiyor.

Bugün bütün dünyada eğitimin kalitesi PISA testine bakılarak ortaya çıkıyor. Test üçer yıllık dönemler halinde 15 yaş grubuna uygulanıyor. (Türkiye'de 9. sınıf) Bu testlerde matematik okuryazarlığı, fen bilimleri okuryazarlığı ve okuma becerileri konu alanlarının dışında, öğrencilerin motivasyonları, kendileri hakkındaki görüşleri, öğrenme biçimleri, okul ortamları ve aileleri ile ilgili veriler toplanıyor.

Kaynaklar: Die Welt, YFE, OECD, MEB, Haberglobal.com.tr

Sonraki Haber