Dışişleri Bakanı Fidan: "İsrail güvenlik peşinde değil, toprak peşinde"

Dışişleri Bakanı Fidan, katıldığı televizyon programında açıklamalarda bulundu. Bakan Fidan "İsrail güvenlik peşinde değil. İsrail daha fazla toprak peşinde. Filistinlilere kendi devletini verdiği gün zaten İsrail güvende olacak." ifadelerini kullandı.

Son Güncelleme:

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, ABD ile İran'ın kontrollü çatışmasına ilişkin, "Bölgesel yayılmadan kaçınmak lazım. Durum iyi değil. Daha büyük bir yayılmayla karşı karşıya kalabiliriz." dedi.

Bakan Fidan, katıldığı A Haber yayınında gündemi değerlendirdi, soruları yanıtladı.

"ATEŞ HER AN YANGINA DÖNÜŞEBİLİR"

Fidan, ABD'nin İran destekli gruplara düzenlediği saldırılara yönelik soruya ilişkin, ABD'nin "ateşle oynadığını" vurgulayarak, "Ateşle oynadığınız zaman o ateş her an yangına dönüşebilir. Kontrol altına alınamayabilir. Burada bir riskle karşı karşıyayız. Bu kontrol altına alınamamazlık meselesi bir tehdit olarak karşımızda duruyor." ifadelerini kullandı.

Türkiye olarak bölgesel ortaklarla ve ABD ile sürekli görüşüldüğünü dile getiren Fidan, "Bölgesel yayılmadan kaçınmak lazım. Durum iyi değil. Daha büyük bir yayılmayla karşı karşıya kalabiliriz." şeklinde konuştu.

"FİLİSTİNLİLERE KENDİ DEVLETİNİ VERDİĞİ GÜN ZATEN İSRAİL GÜVENDE OLACAK"

Fidan, dünya kamuoyunda İsrail'in güvenliği konusunun sürekli gündeme getirildiğinin altını çizdi.

İsrail'in, dünya kamuoyuna yalan söylemekten vazgeçtiği zaman kendini güvende hissedeceğini belirten Fidan, "İsrail güvenlik peşinde değil. İsrail daha fazla toprak peşinde. Filistinlilere kendi devletini verdiği gün zaten İsrail güvende olacak." dedi.

Fidan, bölge ülkeleri olarak sorumluk almaya hazır olduklarını defaatle ilettiklerini anımsatarak, "İki devletli çözümü gündeme getirirken bu sefer farklı olarak, metodolojik olarak da garantörlük mekanizmasını öne sürmemizin arkasında bu yatıyordu." diye konuştu.

FİNLANDİYA VE İSVEÇ'İN NATO ÜYELİĞİ

Dışişleri Bakanı Fidan, Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğiyle ilgili müzakere süreçlerinin perde arkasını ve Türkiye’nin kazanımlarını şöyle özetledi:

“İsveç ve Finlandiya denkleme girdiği zaman burada bir aşamalandırma ile denkleme girme ihtiyacı hissettik. Özellikle Türkiye’nin hem NATO hem de bazı NATO ülkeleri ile güvenlik açısından bazı stratejik sorunlarının olması, bunu bizim müzakere etmemizi gerektirdi. (…) NATO’dan kaynaklanan ve NATO üyesi ülkelerin de içinde bulunduğu bazı sorunlar yumağının bir şekilde gündemden çıkması gerekiyordu, bunların müzakere edilmesi gerekiyordu.”

"İLK KEZ TERÖRLE İLGİLİ YÜKSEK ENDİŞELERİMİZ GÜNDEME TAŞINDI"

“2022’de Madrid’de NATO Genel Sekreterinin de katılımıyla bir zirve düzenlendi. İsveç, Finlandiya devlet ve hükümet başkanlarının, Cumhurbaşkanımızın katılımıyla bir zirve düzenlendi. Burada alınan kararla ve yazılı mutabakatla ilk kez bizim terörle ilgili yüksek endişelerimiz gündeme taşındı. PKK’nın yanı sıra, YPG -ki bizim için zaten PKK ile eşit- ve FETÖ ile mücadelenin de NATO metinlerine geçmesini sağladık. Bu örgütlere yeni girecek ülkeler tarafından hiçbir şekilde destek verilmemesini taahhüt altına aldık.”

"GENEL BİR MUTABAKAT ORTAYA ÇIKTI"

“NATO bir güvenlik örgütü olduğu için Cumhurbaşkanımız, güvenlikle ilgili konuların çerçevesini çizip bunu gündeme taşıyan, bunun müzakeresini yapan bir politika vizyonunu benimsedi. Bu yönde bir çerçeve çizildi. Vilnius’ta NATO Genel Sekreteri, İsveç Başbakanı ve Cumhurbaşkanımızın katılımıyla üçlü bir zirve yapıldı. Bu sefer burada terörle mücadeleye ilave olarak, özellikle NATO ülkeleri tarafında Türkiye’ye yönelik yaptırımların hiçbir şekilde olmaması gerektiği, buna yönelik engellerin kaldırılması ve Türkiye ile AB üyeliğine diğer ülkeler tarafından destek verilmesi konularında genel bir mutabakat ortaya çıktı.

Bunu biz bir belgeye bağladık. Bu belgeye bağlandıktan sonra da bir yol haritası çıktı. O yol haritası doğrultusunda çalışmalara, görüşmelere başladık. (…) Daha sonra sırasıyla Hollanda’nın, Kanada’nın bazı Avrupa ülkelerinin yaptırımları kaldırdığını görmeye başladık.”

F-16 SÜRECİ

Dışişleri Bakanı Fidan, Türkiye’nin F-16’ları yenilemesi konusunda ABD’deki süreçle ilgili olarak ise “Cumhurbaşkanımız onaylayınca da anlaşmanın ev sahibi ülkeye depozit edilmesinin akabinde onlar da hemen eş zamanlı olarak Kongre’ye bildirdiler. Gönderdikten sonra iki hafta süren bir bekleme süreci var. Önümüzdeki cumartesi bu iki haftalık süreç tamamlanacak” dedi.

F-35 PROJESİNE DÖNÜŞ OLASILIĞI

Dışişleri Bakanı Fidan, kendisine ABD menşeli haberlerden hareketle yöneltilen, “ Türkiye’nin F-35 projesine dönüşü konusuna bakışınız nedir?” sorusunu şu sözlerle yanıtladı:

“Bu uzman kuruluş olarak esasen askerlerimizin konuşması gereken bir konu. Ama genel strateji olarak şunu söylemek gerekirse, bu bir yetenektir. Bu yetenek eğer bizim diğer yeteneklerimizi kaybetmeden ilave olarak alacağımız bir yetenek olursa, neden olmasın? Tabii ki almak isteyeceğimiz bir yetenektir. Ama bu yeteneği alma karşılığında, bizim başka yeteneklerimizden vazgeçmemiz, kendimizi başka politikalara adapte etmemiz gibi bir şart olursa, bu tür şartlar hiçbir şekilde uzlaştırılamaz bir şart olursa, o zaman tabiatıyla başka alternatifleri aramaya devam edeceğiz.”

Sonraki Haber