Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'dan dikkat çeken Ukrayna açıklaması: Biz hazırız, gemimiz bekliyor

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Mariupol'daki çelik fabrikasında mahsur kalan saldırı altındaki yaralı Ukraynalı askerlerin tahliye edilmesi için Türkiye'nin teklifte bulunduğunu söyledi. Kalın, ABD ile ikili ilişkiler ve dış politikadaki diğer gündemlerle ilgili de konuştu.

Son Güncelleme:

Türkiye'nin var olan F-16 savaş uçaklarını modernize etmek ve yeni F-16'lar almak için ilettiği taleplerin değerlendirmesi Washington'da devam ederken, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın talebin ABD Kongresi'nden onay almasını umduğunu belirterek, bunun NATO'nun savunma kabiliyetini de güçlendireceğini söyledi.

Türkiye, ABD'den 40 adet Lockheed Martin yapımı F-16 savaş uçağı ve mevcut savaş uçakları için 80'e yakın modernizasyon kiti satın almak için Ekim ayında talepte bulunmuştu. Türkiye'nin alım talebinin ABD Kongresi tarafından onaylanması gerekiyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı, henüz Kongre'ye iletilmeyen alım talebi hakkında olumlu görüş belirtmişti. Biden yönetimi son olarak geçen hafta F-16'larda kullanılacak füzelerin Türkiye'ye satışına izin vermesi Kongre ile irtibata geçti. Kongre'nin bu talebe vereceği cevabın F-16 talebine olan yaklaşımı hakkında fikir vereceği düşünülüyor. 

Kalın, F-16'lara yönelik talep konusunda, "Biden yönetimi bunu ileriye taşımak için bir dizi somut, olumlu adım attı. Şimdi Kongre'den geçmesi gerekiyor ve Kongre'den onay alacağını umuyoruz. Bu zorlu dönemde sadece Türkiye-ABD ilişkilerini değil, aynı zamanda Türkiye'nin ve NATO'nun savunma kabiliyetlerini de güçlendirecektir. Daha fazla işbirliği ve karşılıklı anlayışa dayalı adımlar da devam etmektedir" dedi.

"Avrupalı ​​ortaklarımızın birçoğunda ve ayrıca söylemeliyim ki ABD yönetiminde stratejik vizyon ve liderlik eksikliği var" diyen Kalın, daha büyük resme bakıldığında Afganistan'dan Suriye'ye, göçten gıda güvenliğine ve terörle mücadeleye kadar Türkiye'nin bu konularda kilit bir ortak olduğunu ama bazı müttefiklerin politika varsayımları ile bu konularda Türkiye'nin ne tür bir stratejik rolü olduğunu takdir etmediğini vurguladı.

DOĞU AKDENİZ VE İSRAİL'DEN ENERJİ

Kalın, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki petrol ve doğalgaz arama faaliyetleri hakkındaki sorulara da cevap verdi.

Üç adet derin deniz sondaj gemisi satın alarak hem Akdeniz hem de Karadeniz'de petrol ve doğalgaz arayan Türkiye, Karadeniz'de doğalgaz keşfetmiş, Akdeniz'de açtığı kuyularda ise ekonomik miktarda doğalgaza rastlayamamıştı.

Kalın, Doğu Akdeniz'e kıyısı olan neredeyse her ülke tarafından doğalgaz keşfi yapıldığını, bu gazın Rusya-Ukrayna savaşının ardından Rus gazına bağımlılığını azaltmak isteyen Avrupa Birliği için alternatif bir kaynak olabileceğini ifade ederek, "Başlıca alternatiflerden biri Doğu Akdeniz gazı. Türkiye bu konuda yardımcı olmaya, sürecin bir parçası olmaya hazır" dedi.

Kalın, "Doğu Akdeniz'deki doğalgazın hepimizi için refah yaratacaktır. Bunu (Doğu Akdeniz'e kıyısı olan) tüm ülkeler için fırsata çevirmek istiyoruz. Yeni enerji keşiflerinin yeni gerilimler değil yeni fırsatlar yaratacağına inanıyoruz" dedi.

Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de gaz arama faaliyetleri hakkındaki soruya ise Kalın, "Sondaj faaliyetleri vakit alıyor ve keşif yapacağınızın garantisi yok. Arama lisansımız bulunan bölgelerde keşif ve sondaj yapmaya devam edeceğiz" cevabını verdi.

Türkiye'nin İsrail'den gaz ithalatı hakkındaki soruya ise Kalın, "Bu fikre açığız. Uzmanlar Doğu Akdeniz gazını taşımak için en uygun rotanın Türkiye'den geçtiğini ifade ediyorlar. Ceyhan'a kadar uzanan boru hattımız var ve gazı buradan Avrupa başkentlerine taşıyabiliriz" dedi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun İsrail'i Mayıs'ın son haftasında ziyaret edeceğini, buna müteakip Enerji Bakanı Fatih Dönmez'in de İsrailli mevkidaşı ile görüşmesinin planlandığını belirten Kalın, "Burada konu hakkındaki ayrıntıları ele alacaklar. Prensipte (İsrail'den gaz ithalatı konusunda) sorun görmüyor, hatta potansiyel görüyoruz" dedi.

SUUDİ ARABİSTAN İLE NORMALLEŞME

Kaşıkçı cinayeti sonrası iki ülke ilişkilerinde yaşanan krizin aşılması için Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın üç hafta önceki Suudi Arabistan ziyaretini değerlendiren Kalın, iki ülke ilişkilerinin "karşılıklı fayda sağlayacak şekilde" normalleşmesini istediklerini vurguladı.

Suudi Arabistan'a silahlı insansız hava aracı satışının gündemde olup olmadığına yönelik bir soruya Kalın, "Mümkün olmaması için bir gerekçe bulamıyorum... Ancak şu anda spesifik bir proje var mı, bu konuda bilgim yok" dedi.

Kalın, iki ülke arasındaki ticaretin önümüzdeki aylarda ve yıllarda hızla toparlanmasını beklediğini belirtti.

Kral Salman, Veliaht Prens Muhammed bin Salman ve Erdoğan'ın Türkiye ve Suudi Arabistan ilişkilerini geliştirmek ve derinleştirmek konusunda mutabık kaldığını belirten Kalın, "Bu kapsamda yeni yatırımlar, ziyaretler ve ticaret göreceğiz" dedi ve ekledi:

"Türkiye-Suudi Arabistan ilişkilerini tüm alanlarda geliştirecek somut adımlar atılacağına ve olumlu sonuçlar doğuracağına inanıyoruz... Sonuçları çok yakında göreceğiz."

ÇELİK FABRİKASINDAKİ ASKERLER İÇİN TÜRKİYE TEKLİFTE BULUNDU

Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın, Mariupol'daki çelik fabrikasında mahsur kalan saldırı altındaki yaralı Ukraynalı askerlerin tahliye edilmesi için Türkiye'nin teklifte bulunduğunu belirterek, askerleri oradan almak için bir geminin Türkiye'de hazır şekilde beklediğini söyledi.

Kalın'ın verdiği bilgiye göre, Rusya'nın kabul etmesi halinde Azovstal çelik fabrikasından tahliye edilenler kara yoluyla, Mariupol'den Azak Denizi'ndeki Berdyansk limanına götürülecek ve bir Türk gemisi onları Karadeniz'den İstanbul'a getirecek.

"GEMİMİZ HAZIR BEKLİYOR"

Kalın, "Plan bu şekilde hayata geçirilebilirse bunu yapmaktan memnun oluruz. Biz hazırız. Gemimiz yaralı asker ve sivilleri Türkiye'ye getirmek üzere yola çıkmak için hazır bekliyor" dedi.

Rusya ya da Ukrayna tarafı bu tahliye planı konusunda bugüne kadar herhangi bir değerlendirmede bulunmadı.

Rus askerleri tarafından etrafı çevrilen ve saldırı altında olan fabrikada yüzlerce Ukraynalı asker bulunuyor.

Kalın Rusya'nın tutumunun "bir günden diğerine değiştiğini" belirterek, "Sahadaki güvenlik durumu ve diğer dinamiklere bakıyorlar, müzakereleri ve kendi içlerindeki eşgüdümü göz önüne alıyorlar... Bazen iki taraftan da net bir cevap veya taahhüt almak zor oluyor" dedi.

Kalın tekliflerden birinin Berdyansk kentinden deniz yoluyla tahliye olduğunu ifade ederek, "Gerçekleşebilir. Gerçekleşebileceğine inanıyorum... Gemi İstanbul'da bekliyor. Yola çıkmaya hazır. Berdyansk'a gidişine ve yaralı askerlerin Türkiye'ye getirilmesi için Rusya ve Ukrayna tarafından gelmesi gereken izinleri bekliyoruz" diye konuştu.

RUSYA-UKRAYNA SAVAŞINI BİTİRMENİN SİHİRLİ FORMÜLÜ YOK

Savaşın başlamasından bu yana iki ülke dışişleri bakanları arasındaki ilk toplantıya ev sahipliği yapan ve müzakere heyetlerini barış görüşmeleri için İstanbul'da buluşturan Türkiye'nin diplomatik çabalarını sürdürmeye devam edeceğini kaydeden Kalın, "Bu tür çatışmalarda her zaman, son iki buçuk aydır gördüğümüze benzer durumlarla karşı karşıya kalıyorsunuz. Böylesine büyük bir çatışmayı bir gecede çözecek sihirli bir formül yok. Bu sorunu çözmenin ne kadar karmaşık olduğunun ve zorlukların farkındayız. Çok sayıda aktör, paydaş mevcut" dedi.

Kalın, Türkiye'nin amacının 24 Şubat'ta Rusya'nın Ukrayna'yı işgali ile başlayan savaşa bir an önce son vermek olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Bu savaş uzarsa uluslararası düzenin her unsurunu etkileyecek uzun vadeli stratejik sonuçlar doğacağını düşünüyoruz... Kazanan görmüyoruz. Er ya da geç sona erecek, ancak iki aya mı, iki yıla mı, kimse bilmiyor."

Türkiye işgalin hemen ardından Batılı ülkelerin Rusya'ya karşı başlattığı ağır yaptırımlara katılmamıştı. Ankara her ne kadar Rusya üzerinde baskı kurmadığı için eleştirilmişse de Karadeniz'i yeni savaş gemisi geçişine kapatmış ve Ukrayna'ya silahlı insansız hava aracı satışı gerçekleştirmişti.

Ankara'nın Rusya'ya karşı olan tavrını sertleştirip sertleştirmeyeceği hakkındaki soruya ise Türkiye'nin en başından bu yana Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşa karşı çıktığının altını çizen Kalın, aynı zamanda "herkes köprüleri yıkarsa Rusya ile konuşacak kimsenin kalmayacağını" vurguladıklarını kaydetti.

Kalın, "Rusya'nın güvenilir bir ortağa, arabulucuya, kolaylaştırıcıya, moderatöre, hem Rusya ile hem de Ukrayna ile konuşabilecek herhangi birine ihtiyacı var. Savaşın başlangıcından bu yana bu pozisyonu korumayı başardık. Herkesin dengeli bir pozisyonu sürdürmesinin herkesin ortak çıkarına olduğunu düşünüyorum" dedi.

Bucha'dan sonra Rusya'nın eylemlerini BM ve NATO düzeyinde de eleştirdiklerini ifade eden Kalın, "Bu nedenle müzakere edilmiş bir çözüm için bastırıyoruz. Bu yüzden Cumhurbaşkanı, bu savaşta daha fazla vahşet görülmemesi için her iki lideri de yüz yüze görüşmeye davet etti" dedi.

Erdoğan'ın iki lideri Türkiye'de bir araya gelerek müzakerelerde bulunmasına yönelik çağrılarına Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin halen olumlu yanıt vermedi.

Kalın, "Rusya karşıtı duruş sergilemenin ne getirisi olur? Bu noktada savaşın sonucunu veya savaşın gidişatını değiştireceğini düşünüyor musunuz? Bunun Türkiye ile Türkiye üzerinde baskı kurmak isteyen ülkeler arasında gerilim yaratmaktan başka ne faydası olur?" dedi.

Yaptırımlar konusundaki bir soruya karşılık Kalın, sıradan Rus vatandaşlarını cezalandırmanın doğru olmayacağını belirterek, "Rus vatandaşları Türkiye'de yaşıyor ve Türkiye'de iş yapıyor diye cezalandırmaya başlarsanız ve şimdi birdenbire bu tür bir ayrımcılık ve yaptırım baskısıyla karşı karşıya kalırlarsa... doğru değil. Rusya menşei kültürel etkinliklerini iptal etmek doğru değil" değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: Reuters

Sonraki Haber