Çin Devlet Başkanı Şi: "Dünya, Çin ve ABD'nin ortak refahına yetecek kadar büyük"

Çin Devlet Başkanı Şi, ABD Senatosu heyeti ile yaptığı görüşmede, güç çatışmasının zorunlu ve kaçınılmaz olmadığı mesajını verdi. Şi, "'Tukidides Tuzağı' kaçınılmaz değil. Dünya, Çin ve ABD'nin birlikte kalkınması ve ortak refahına yetecek kadar büyük." dedi.

Son Güncelleme:

Çin Devlet Başkanı Şi, Pekin'i ziyaret eden ABD Senatosu heyeti ile yaptığı görüşmede, iki ülke arasındaki rekabet ve cepheleşme yerine işbirliğine odaklanılması gerektiğini vurgulayarak, güç çatışmasının zorunlu ve kaçınılmaz olmadığı mesajını verdi.

Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre Şi, Çin'i ziyaret eden ABD Senatosu Çoğunluk Lideri Senatör Chuck Schumer başkanlığındaki heyeti kabul etti.

Görüşmede, Çin ile ABD arasındaki ilişkide ortak çıkarların farklılıklara ağır bastığını, iki ülkenin gelişiminin birbiri için tehdit değil fırsat olduğunu belirten Şi, "'Tukidides Tuzağı' kaçınılmaz değil. Dünya, Çin ve ABD'nin birlikte kalkınması ve ortak refahına yetecek kadar büyük." dedi.

Çin liderinin, ABD'li tarihçi Graham Allison'ın, Antik Yunan tarihçisi Tukidides'in Sparta ve Atina kent devletleri afrasındaki "hakim güç-yükselen güç" mücadelesine ilişkin tarihsel anlatısını temel alan, ABD ile Çin arasındaki güç mücadelesinin kaçınılmaz bir çatışmaya dönüşüp dönüşmeyeceğini tartışırken kullandığı "Tukidides Tuzağı" kavramına gönderme yapması dikkati çekti.

Çin-ABD ilişkisinin dünyadaki en önemli ikili ilişki olduğunu, iki büyük gücün nasıl geçineceğinin insanlığın kaderini tayin edeceğini ifade eden Şi, rekabetin ve cepheleşmenin zamanın eğilimine uygun olmadığını ve ne iki ülkenin kendi problemlerini çözmesine ne de dünyanın karşı karşıya olduğu zorluların üstesinden gelmeye yardımcı olacağını vurguladı.

Şi, Çin ve ABD ekonomilerinin bütünleşme ve çakışan çıkarlar göz önüne alındığında, bir ülkenin kalkınmasının diğerinin faydasına olduğunun görüleceğini ifade ederek, Kovid-19 salgını sonrası ekonomik toparlanmanın, iklim değişikliği ile mücadelenin ve uluslararası ve bölgesel krizlerin çözümünün iki ülkenin işbirliğini gerektirdiğinin altını çizdi.

Dünyanın en büyük ekonomilerine sahip iki ülkenin ilişkilerinde sorumlu davranması, birbirine saygı duyması, barış içinde bir arada yaşaması gerektiğine işaret eden Şi, "Çin ve ABD, uluslararası toplumun beklentisi olan açık fikirliliği, vizyonu ve atılımı göstererek tarihe, insanlığa ve dünyaya karşı sorumluluk içinde hareket etmeli." ifadesini kullandı.

"ÇİN UYGARLIĞI 5 BİN YILDIR KESİNTİSİZ GELİŞİYOR"

Şi, Çin uyarlığının 5 bin yılı aşkın zamandır kesintisiz geliştiğini, daima zamana ayak uydurarak kapsayıcılık ruhuyla başkalarından öğrendiğini, işbirliğini ve etkileşimi öne çıkaran bir "barış felsefesini" muhafaza ettiğini savundu.

Çin'in hızlı bir ekonomik kalkınma ile uzun dönemli toplumsal istikrarı aynı anda sağlayarak bir "ikiz mucizeye" imza attığı, mutlak yoksulluğu sonsuza dek bitirdiği ve "her yönüyle ortalama refaha sahip bir toplum" inşa ettiğini dile getiren Şi, "Bu başarılar ancak ülkenin kendi ulusal koşullarına uygun, halkın beklentilerini karşılayan ve desteğini alan bir kalkınma yolunu bulmasıyla mümkün oldu." değerlendirmesinde bulundu.

Şi, ülkenin, "Çin karakterin sosyalizm" olarak adlandırdığı yolda ilerlemeyi sürdüreceğini ve Çin modernleşmesini her cephede geliştireceğini, barışçı kalkınmaya bağlı kalarak tüm ülkelerle "insanlık için ortak geleceği paylaşan topluluk" ülküsü doğrultusunda birlikte çalışacağını vurguladı.

Schumer ve diğer ABD'li senatörler de ilişkilerindeki istikrarın yalnızca iki ülke için değil dünya barışı ve kalkınması için de hayati olduğuna dikkati çekerek, Çin'in kalkınması ve refahının ABD halkının da yararına olduğunu, ABD'nin Çin ile çatışma veya ekonomik bağlarını koparma arayışında olmadığını, karşılıklı saygı anlayışı içinde ilişkileri güçlendirmek ve sorumlu şekilde yönetmek için açık ve samimi diyaloğu ve iletişimi geliştirmeyi istediğini dile getirdi.

Demokrat Partili Senatörler Shumer, Maggie Hassan ve Jon Ossoff ile Cumhuriyetçi Partili Senatörler Mike Crapo, Bill Cassidy ve John Kennedy'nin yer aldığı 6 kişilik heyet, 7 Ekim'de Çin'e gelmişti.

2019'dan bu yana ABD Kongresi'nden Çin'e ilk ziyareti gerçekleştiren heyet, hafta sonunda Şanghay şehrinde temaslarda bulunmuştu.

Schumer ve beraberindekiler, Çin'in ardından Japonya ve Güney Kore'yi ziyaret edecek.

ABD-ÇİN İLİŞKİLERİNDE DİYALOG ARAYIŞLARI

Senato heyetinin ziyareti ABD-Çin ilişkilerinde jeopolitik ve ekonomik rekabetin yarattığı gerilimlerin ardından ilişkilerde diyalog arayışlarının arttığı bir döneme denk geldi.

Şubatta Çin'e ait yüksek irtifa balonunun ABD hava sahasına girmesinin yol açtığı kriz nedeniyle durma noktasına gelen Washington-Pekin ilişkilerinde son dönemde üst düzey temasların yoğunlaştığı gözleniyor.

Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın balon krizi nedeniyle iptal etiği Çin ziyaretini haziranda yapmasının adından, temmuzda Hazine Bakanı Janet Yellen ve İklim Değişikliği Özel Temsilcisi John Kerry, ağustosta ise Ticaret Bakanı Gina Raimondo ülkeyi ziyaret etmişti.

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in kasımda ABD'nin San Francisco şehrinde yapılacak Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) Zirvesi'ne katılması ve burada Başkan Joe Biden ile görüşmesi bekleniyor. Şi'in ABD'li senatörleri kabul etmesinin buluşmanın gerçekleşeceğine dair güçlü bir işaret olduğu değerlendirmesi yapılıyor.

Biden ve Şi, en son Kasım 2022'de Endonezya'nın Bali Adası'nda düzenlenen G20 Zirvesi'nde yüz yüze görüşmüştü. Bu yıl Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi'deki G20 Zirvesi'ne Biden katılırken, Çin lideri katılmamıştı.

Kaynak: AA

Sonraki Haber