'Çimleri sulamak' | Yakında bu cümleyi duyamayabiliriz...

'Çimleri sulamak' sıkça karşılaştığımız bir eylem ancak küresel ısınma nedeniyle artık bu kadar sık duyamayabiliriz. Çim yetiştirmek için çok fazla suyun gerekmesi, bu kültürün yavaş yavaş terk edilmesine neden oluyor. Bazı yerler kuraklık gerekçesiyle çimleri sulamayı yasaklamaya başladı bile.

Son Güncelleme:

Küresel iklim değişimi nedeniyle dünya çok kurak bir yaz geçiriyor. Avrupa, Amerika ve Çin'de nehirler kururken birçok yerde çıkan orman yangınları doğal hayatı tehdit ediyor. Ren, Tuna, Yangtze gibi dünyanın en önemli nehirlerinin sularının çekilmesi de sorunun ne kadar büyük olduğunu gösteriyor.

Suyun çok değerli olduğu şu zamanlarda aşırı kuraklıklar ile savaşan Avrupalı ve Amerikalılar, aşırı su tüketiminin suçlularından biri olarak gördükleri çim yetiştirme kültürüne veda ediyorlar.

Çim yetiştirme kültürü Avrupalılarda çok uzun yıllar öncesine dayanıyor. Orta Çağ'da çim, tarım için besleyici gübre yapmak için yetiştirilirken, zaman içinde bahçenin güzel görünmesini sağlamak için de kullanılmaya başladı.

Avrupalıların Amerika kıtasına göçüyle birlikte çim kültürü yeni dünyaya da taşındı. Çim yetiştirme, ABD'de de giderek yaygınlaşıyordu. Özellikle 1929 yılında yaşanan büyük buhran sonrası bahçede çim yetiştirmek bir statü göstergesi haline geldi. 1937'de New York Times'ta yayımlanan makale, “Hem evi hem de manzarayı 'iyileştirmek' için iyi bir çim dikmek hayati önem taşır” diyordu. Daha sonrasında ise Amerikalılar çim yetiştirmeye tabiri caizse aşık oldular. Çimler, özellikle II. Dünya Savaşı sonrasında bir zevk, sakinlik, güç, ayrıcalık, düzen ve disiplin göstergesiydi.

İÇ ANADOLU'DAN BÜYÜK ÇİM ALAN 

Bunun üzerine ABD giderek çim ülkesi haline geldi. NASA'nın uydu aracılığı ile hesapladığı verilere göre ABD genelinde 161 bin 874 kilometre kare çim alan bulunuyor. Bu alan, neredeyse İç Anadolu kadar bir alanı kaplıyor. ABD Çevre Koruma Ajansı'nın verirlerine göre her yıl, bu çimlerin sulanması ve çevre düzenlemesi için 34 milyon litre su harcanıyor.

Peyzaj uzmanı Edamarie Mattei, ABD'lilerin bu çim tutkusu hakkında "Birçok Amerikanlı için, topraklara sınırsız erişimimiz varmış gibi görünüyordu ve üzerine inşa etmeye devam ettik" diyor. Ancak Mattei "Toprağa bir güç veya başarı göstergesi olarak bakmaktan, toprağa değerli bir kaynak olarak bakmaya doğru gerçek bir değişim görüyorum" diye ekleyerek, artık ABD toplumunda çim kültürüne bakış açısının da değişmeye başladığını savunuyor.

Ancak temiz su kaynaklarının giderek yok olması ve kuraklık, bu aşkı yavaş yavaş öldürmeye başladı. Çim yetiştirmek için metreküplerce su harcamak gerekiyor. Estetik görüntü açısından hiçbir fayda sağlamayan bu bitkiye ise çoğu çevre aktivisti savaş açmış durumda. ABD'de ise bazı kuruluşlar ve eyaletler, halkı çim ekmemeye teşvik etmeye çalışarak su kullanımında tasarrufa yardımcı olmaya çalışıyor.

ABD eyaleti California'nın ana su kuruluşu, müşterilere kaldırdıkları canlı çimin her metrekaresi için 2 ila 5 dolar arasında ödeme yapıyor. Geçen yıl bir diğer ABD eyaleti Nevada bazı çim türlerini yasakladı. Üstelik eyalet, Colorado nehrinden taşınan su ile Güney Nevada'da sulama yapılmasına da izin vermiyor. Colorado Nehri, kuraklık nedeniyle su seviyesi düşen nehirlerden biri.

FRANSA'DA ÇİM SULAMAYA YASAK 

Sadece ABD değil, Avrupa'nın çeşitli yerlerinde de çime karşı bazı kısıtlamalar getirildi. Güney Fransa'da yaşanan kuraklık nedeniyle çim sulamak yasaklandı. Ancak bu yasaktan golf sahaları muaf tutulması ise bölge halkı ve çevre aktivistleri tarafından tepki ile karşılandı. Fransa'daki 700'den fazla golf sahasının çimlerine bakmak için ortalama olarak yılda 25 bin metreküp su gerekiyor. Almanya'da da çim ekimi yerine farklı bitkilerin ekimi teşvik ediliyor. 

Çimin harcadığı suya dikkat çekmek için İsveçliler de farklı bir yol deniyor. İsveç'in en büyük adası Gotland'ın sakinleri, hangisinin en çirkin çime sahip olduğunu belirlemek için yarışıyor. Bu yarışmada en bakımsız bahçe birincilik ödülünün sahibi oluyor. Yarışmayı Gotland Belediyesi, su tasarrufuna teşvik amacı ile düzenliyor. 2022 OECD raporuna göre, Gotland'da su mevcudiyetinin 2021 ile 2050 yılları arasında yüzde 13,3 oranında azalması bekleniyor. 2045 yılına kadar su talebi yüzde 40'tan fazla artacak.

Kaynaklar: The Washington Post, Die Welt, The Guardian, Euronews 

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber