Çavuşoğlu'ndan harekat açıklaması!

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Meclis'te harekat hakkında bilgilendirme yaptığı açıklamalarda bulundu ve Barış Pınarı Harekatı'nın önemini, yaptırımların Türkiye'nin tavrını etkilemeyeceğini aktardı

Son Güncelleme:

Çavuşoğlu'nun açıklamalarından satır başları;

Suriye ihtilafının askeri sürecini külliyen reddettik. BM ve garantör olduğumuz Suriye muhalefetiyle yine Astana içerisiyle meyvelerini nihayet elde ettik. Ankara'da gerçekleştirdiğimiz 3'lü zirvede uygun ortamın oluşturulması için uygun bir eşik sağlandı ve anayasa kurulu kuruldu. Anayasa Komsitesi 30 Ekim'de Cenevre'de ilk toplantısını gerçekleştirecektir.

Türkiye ulusal güvenliğine tehdit oluşturan terörle mücadele kararlıdır. DEAŞ, PKK ve PYD ile mücadele edilmiştir. Tüm dünya DEAŞ ile mücadeleyi bomba yağdırmak olarak algılarken, biz tek bir sivilin bile burnu kanamasın diye karış karış araştırarak gerçekleştirdik.

Müttefiklerimiz terörle mücadeleyi başka terör örgütleriyle bağdaştırırken Türkiye olarak bunu asla kabul etmedik. Suriye'de meşru, ahlaki her türlü terörle mücadele mantığını sürdürdük. Bu bölgelerde alt yapı, üst yapı ve insani oluşumların sağlanmasında yardım kuruluşlarımız çalıştı, Suriyeli kardeşlerimiz bu bölgelere geri döndü. 

Bazı ülkelerin rahatsızlıklarının nedenini biliyoruz, burada bir terör örgütü kurmak istiyorlardı başta Fransa olmak üzere, biz bu oyunu bozduk. Sahada çok ciddi çalışma yaptı Fransa. Bunun neticesinde yaşadıkları hayal kırıklığıdır. 

Yüzlerce saldırı, taciz, hasmane saldırılara maruz kaldık. Teröristler de kaçırıldı. Sınırdan kaçırılan teröristler ülkemize yeniden sızmanın yollarını aradı. Sivilleri katlettiler, sürgüne gönderdiler. Yüzlerce DEAş militanı otobüslerle tahliye edildi. Türkiye'de eylem yapmaları, saldırmaları karşılığında YPG/PKK'ya para verildi. Bu terör örgütü palazlandıkça saldırının boyutunu artırdı. Kürt aydın ve siyasetçiler başta olmak üzere öldürdü, sindirdi, sürgüne gönderdi. Madem oralarda YPG var, madem Kürtlerin hakkını savunuyor, neden 350 binden fazla Suriyeli kardeşimiz buralara geri dönemiyor? Soruyoruz BM ülkelerine hiç sordunuz mu bu kişiler diye, hayır diyorlar. 

En az 1 milyon insan yerlerinden edildi, Arap kökenli çocuklar kendi dillerinden mahrum bırakıldı. PYD/YPG terör örgütü insanlığa karşı hangi suç tanımı varsa hepsini gerçekleştirdi, hepsi BM ve insan hakları kuruluşlarının raporlarında var. Biz PKK ve türevlerini çok iyi tanıyoruz. Batı'nın bu ikircikli tavrını çok iyi biliyoruz.

PYD/YPG beklentimizi ABD başta olmak üzere her yerde anlattık. Ne var ki çabalarımızın tamamı ABD askeri bürokrasinin engeline takıldı. 90 günde YPG'liler buradan çıkarılacaktı, 16 ay oldu YPG'liler Münbiç'te. Sayın Cumhurbaşkanımız Trump'la konuştuğunda Suriye'den çekileceklerini söyledi, 10 ay oldu çekilme olmadı. ABD askerleri kuzeyden çekiliyor, Suriye'nin tamamından değil. 

Trump 20 mil (32 km) güvenli bölge ifadesini kendi dile getirdi, yerine getirilmedi. Aralık ayında ABD ile güvenli bölge kurulmasına dair beklentilerimizi ısrarla söyledik, toplantılarda aktardık. Temmuzda Ankara'ya gelen ABD askeri heyetiyle ön mutabakat sağlandı. PYD/YPG'nin ağır silahlarının alınacağını, bölgeden çekileceğini, Suriye topraklarında birlikte devriye tesisleri oluşturabileceğimiz konuşuldu ama bu taahhütler yerine getirilmedi.

Nihayetinde, ülkemizin ve milletimizin güvenliğinin sağlanması için Türkiye olarak harekete geçtik. Cumhurbaşkanımız Başkomutan sıfatıyla Barış Pınarı Harekatı'nın başlatılması emrini verdi. ABD Başkanı Trump'a da iletmiş. Harekat başlamadan ve sonrasında Astana garantörlerine, BM Genel Sekreteri'ni bilgilendirdik. NATO Genel Sekreteri'ni de bilgilendirdik. Zeytin Dalı Harekatı'nda olduğu gibi Suriye'yi de nota vererek bilgilendirdik. Suriye'nin toprak bütünlüğüne bağlı olduğumuzu vurguladık. Diplomatlarımızla tüm dünyada bu harekatın önemini anlatırken, kara propagandalara da yanıt veriyoruz. Sadece Rusya ve Suriye dışişleri bakanlarıyla değil, birçok ülkenin dışişleriyle de görüşmelerimi sürdürüyorum. 

20'den fazla sivilimiz, terör örgütünün 700'den fazla havan topu saldırısıyla hayatını kaybetmiştir. Terörle mücadelemizde bugüne kadar demediğini bırakmayanlar, sivil ölümlerinde sessiz kalmıştır. Türkiye'nin harekat alanının demografisini değiştirme amacı yoktur. DEAŞ terörüne karşı bir başka terör örgütüne göz yuman, kendi vatandaşları olan DEAŞ'lıları ülkelerine dahi almayan ülkelerin ülkemiz hakkında yorum yapma hakkı yoktur. Bizim sorumluluğumuz harekatla ilgili DEAŞ'lılarla sorumluyuz, hepsinden sorumluluğumuz yoktur. Buradaki kadın ve çocukların rehabilite edilmesiyle ilgili ülkelerle görüşüyoruz.

ABD'nin tek taraflı politikalarıyla ilgili tavrımız nettir. Böyle bir zamanda nereden gelirse gelsin hiçbir yaptırım, tehdit bizim kararlılığımızı etkileyemez. 

Sonraki Haber