Trump'ın işi çok zor... Tarih ne söylüyor?
Eski ABD Başkanı Trump yine gözünü yükseklere dikmiş gibi görünüyor. ABD tarihinde bir dönem ara verip, tekrar göreve gelen başkan sayısı sadece bir! Amerikan halkı bir kez sırt çevirdiği lidere neden ikinci şansı vermiyor? Trump istisna olabilir mi?
Bugün yarın derken beklenen oldu ve Trump, 2024 seçimlerinde aday olacağını açıkladı. Ocak 2021'deki Kongre baskınının ardından görev süresi olaylı şekilde biten ve yeniden başkanlığa talip olan Trump'ın bu dönüşü de olaylı olacak gibi duruyor. Zira, ABD tarihinde bir dönem ara verip, tekrar göreve gelen başkan sayısı bir! Şimdi Trump, 1885 ve 1893 seçimlerini kazanan Grover Cleveland'dan sonra ikinci ve 21. yüzyılda bunu başarabilen ilk başkan olmak istiyor.
TARİHTE TEK ÖRNEĞİ VAR
ABD tarihinde bir dönem görev yapıp, bir dönem mola verdikten sonra aday olan eski başkanların sayısı 6. Bunlardan sadece biri, Grover Cleveland bir dönem ara verdikten sonra seçimleri kazandı. Başkanların istisnai haller dışında hep iki dönem görev yaptığı ABD'de, tek dönem başkanlık yapanların sayısı pek fazla değil. Bu nedenle pek çok aday risk alıp, mevcut başkanın ilk döneminin sonunda aday olmak istemiyor.
Amerikan siyaseti üzerine çalışmalar yürüten Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emre Erdoğan, bu konuda şu değerlendirmeyi yapıyor:
“ABD'de tek dönem başkanlık yaygın değil. Başkanlar genelde ilk dönemlerinde siyasetçi, ikinci dönemlerinde devlet adamı gibi davranıyorlar. Yani ilk dönem, ikinci dönemi kazanabilmek için biraz daha popülist tavırlar sergiliyorlar, daha kısa vadeli çıkarımlar yapıyorlar; ikinci dönemde de daha uzun vadeli adımlar atıyorlar.”
Hal böyle olunca da başkanlar genelde ikinci dönemde de görevlerini sürdürüyorlar. Emre Erdoğan, “Buradaki en önemli şeylerden biri şu: Şu an Trump-Biden örneğinde olduğu gibi bir dönem ara verdiğinizde karşınızdaki başkanın ilk döneminin sonunda çıkmış oluyorsunuz. Bu durumda da iki dönem görev yapması muhtemel rakibinizin karşısında yeniliyorsunuz” demekte.
Genelde mevcut başkana partisi içinden rakip çıkmadığına işaret eden Erdoğan, yakın dönemde tek dönem başkanlık yapan Carter ve Baba Bush'ta olduğu gibi büyük krizlerden sonra başkanın çok zayıf düştüğü anlarda meydan okumalarla karşılaşabileceğini dile getiriyor. Erdoğan, bunun Biden için geçerli olup olmadığı konusunda ise, “Biden'ın iyi gitmediği konusunda herkes hemfikir, parti desteği yüzde 40'larda” değerlendirmesini yapıyor.
DESTEKLEDİKLERİ KAYBETTİ, TRUMP'IN PLANI NE?
Mevcut durumda Trump'ın ilk yenmesi gereken rakibi kendi partisinden olacak gibi görünüyor. Florida Valisi 44 yaşındaki Ron DeSantis, Cumhuriyetçi Parti'nin 2028 seçimleri için en öne çıkan adaylarından biri. Ancak DeSantis, 2024'te de aday olabilir.
Amerikan siyaset yorumcusu James Oliphant, DeSantis'in kürtaj hakkı, sosyal medya şirketleri, ırk ve cinsiyet eşitliği gibi meselelerde faaliyetler yürüttüğünü belirterek, bazı Cumhuriyetçilerin DeSantis'i partinin geleceği olarak gördüğünü vurguluyor. Oliphant, DeSantis'in Cumhuriyetçi siyasetçilerin en çağdaşı gibi bir imaj çizdiğini, bu durumda Trump'ın “eski şarkılarını tekrar tekrar çalan, modası geçmiş bir rock grubu gibi” göründüğünü belirtiyor.
Peki, kazanması halinde göreve geldiği sırada 78 yaşında olacak Trump'ın, üstelik ara seçimlerde desteklediği adaylar da kaybetmişken adaylığını açıklamasının ardında ne yatıyor? Trump nasıl bir strateji yürütüyor?
Prof. Dr. Emre Erdoğan, Trump'ın adaylığını yaklaşık bir yıl erken açıkladığına dikkat çekiyor. DeSantis'in normal şartlarda 2028'i beklemesinin olası olduğunun altını çizen Erdoğan, bu konuda şu ifadelere yer veriyor:
“Cumhuriyetçilerin önde gelenleri 2028'i tercih edebilir ama Biden çok zayıf düşerse o da 2024 adaylığını açıklayabilir. Fakat o zaman da enerjisini Trump'la uğraşmaya harcayacak. DeSantis için 2028'de aday olması daha avantajlı. Çünkü bu kampanyalarda para harcıyorlar. O nedenle çıkacaksa da Trump çıksın demek daha yerinde olabilir.”
Biden'ın da Demokrat Parti içinde desteği kaybetmekte olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Erdoğan, “Bu da yeni aday çıkması halinde Demokrat Parti içinde bir rekabet başlaması demek. O zaman da Demokrat Parti zayıf düşmüş olur. İlk dönemini bitirmiş, herkesin arkasında durduğu bir başkan yerine, parti içi rekabetten çıkmış bir başkana karşı yarışmak avantajlı olabilir” yorumunu yapıyor.
Ek kaynaklar: Politico, Reuters, Business Insider, NPR, Whitehouse.gov, Haberglobal.com.tr
Kaynak: Web Özel