Avustralya, Kraliçe'den ayrılmak istiyor! Peki halk neden umursamıyor?
Avustralya'da Anthony Albanese başbakanlığındaki yeni hükümet göreve başlarken ülkenin Kraliçe II. Elizabeth ile bağlarını koparmasına yönelik fikirler yeniden gündeme gelmeye başladı. Kağıt üzerinde ülkenin hükümdarı olarak Kraliçe gözükürken ülkede bir değişim heyecanı olmaması da dikkat çekiyor.
On yıllar boyunca pek çok Avustralyalı, devletinin başının binlerce kilometre uzakta Londra'daki tahtında oturan bir kraliçe olmasına anlam veremiyor. Zaman zaman Avustralya'nın monarşi ile olan son bağlarını koparma fikri ülke genelinde gündeme gelmekte ancak her zaman ülkenin bundan daha önemli bir gündemi olduğu da herkes için aşikar.
Ancak bu günlerde değişim hiç olmadığı kadar gündemde. En azından öyle görünüyor...
Yeni seçilen başbakan Anthony Albanese tüm varlığıyla cumhuriyete bağlı bir “cumhuriyetçi” olduğunu ifade eden bir insan. "Cumhuriyet Bakanı” adlı bir pozisyon açtı. Bunun altında ise elbette bir beklenti yatmakta. O beklenti de değişim ve monarşiye veda beklentisi.
Yine de bu isteğin o kadar da açık olmaması dikkat çekiyor. “Resolve Political Monitor” adlı araştırma şirketinin Ocak 2022'nin son günlerinde paylaştığı ankete göre oy kullanma çağındaki katılımcıların yüzde 36'sı, Avustralya'nın Birleşik Krallık ile tüm bağlarını koparmış bir cumhuriyet olmasından yana.
Bu fikre tamamen karşı olanların oranı ise yüzde 27. Katılımcıların yüzde 38'ini ise kararsızlar oluşturuyor.
SİYASETİN ÖZÜ: REÇEL PARADOKSU!
Fakat bazı uzmanlar bu oranın ya da gündem değişiminin hemen etki etmeyeceğini ve hızlı bir değişim beklemenin doğru olmayacağını düşünüyor. Melbourne'deki La Trobe Üniversitesi'nde görev yapan ve “God Save the Queen: The Strange Persistence of Monarchies” (Tanrı Kraliçe'yi Korusun: Monarşilerin Garip Sürekliliği) adlı kitabın yazarı olan Prof. Dennis Altman bu noktada Lewis Carroll'a gönderme yapıyor ve “reçel” hikayesine pas atıyor.
Alice Harikalar Diyarında adlı eserin devamı niteliğindeki “Aynanın İçinden” adlı kitapta Kraliçe, Alice'e yaptığı iş teklifinde “Kural şu: yarın reçel, dün reçel, ama asla bugün reçel yok” der. Alice “Ama bugün reçel verildiği oluyordur mutlaka” diye sistemi anlamaya çalışsa da “Hayır, asla! Reçel gün aşırı veriliyor. Bugün gün aşırı değildir, bildiğin üzere” yanıtını alıyor.
Kraliçe'nin paradoksu bugünün bugünden bakıldığında asla dün veya yarın olamayacağı üzerine... Carroll'ın 1871'de kaleme aldığı kitap o günden aslında siyasetin de doğasına işaret etmeyi başarmış.
'NE ZARARI VAR Kİ' YAKLAŞIMI!
Prof. Altman dillerdeki bu tartışmanın gerçeğe dönüşmesini pek olası görmüyor. 1901'de bağımsızlığını kazanan ülkenin o dönemde de bağları koparmayı düşündüğünü ancak bunu yapmadığını ileri sürüyor ve bunun “çok da önemli bir sorun teşkil etmediğini ve kimseye de aslında zararının olmadığını” ifade ediyor.
Kraliçe II. Elizabeth'in tahttaki 70. yılını kutladığı Platin Jübile kapsamında Avustralya'da çok az kutlama yapılırken Albanese, Britanya tarihinin kadın hükümdarları hakkında bir konuşma yaptı. Albanese ilk "cumhuriyet bakanı" olarak ise İşçi Partisi'nden Matt Thistlethwaite'i atadı ve bu görev şimdilik sembolik olarak ifade edilse de söz konusu hamle son yılların en çarpıcı cumhuriyetçi hamlesi olarak yorumlandı.
Melbourne'deki Monash Üniversitesi'nden uluslararası ilişkiler uzmanı Dr. Ben Wellings ise “Cumhuriyetçilerin pasif bir cumhuriyetçiliğe karar verdiğini düşünüyorum. Monarşi tüm incelikleriyle hakim değil ve bundan memnunlar ancak aynı zamanda, mevcut düzeni gerçekten değiştirecek kadar da motive değiller” sözleriyle ifade ediyor.
Peki mevcut sistem ne? Avustralya “cumhuriyet” değil mi?
Resmi adıyla Avustralya Topluluğu (Commonwealth of Australia) federal anayasal parlamenter monarşi ile yönetilmekte. Ülkenin resmi hükümdarı Kraliçe II. Elizabeth. Ülkenin başında ise Kraliçe tarafından atanan bir genel vali bulunuyor. Bu isim ise 27. Avustralya Genel Valisi David Hurley. Kraliçe ve kendisini temsil eden Genel Vali çok büyük ölçüde sembolik. Haliyle değişimin ne getireceği sorusuna net bir cevap gelemeyince değişimin kendisi de cazibesini yitiriyor.
Aynı zamanda Avustralya'nın 1999'da kraliyetten tamamen bağımsız olabilmek için referanduma gittiğini de hatırlatmakta fayda var. Söz konusu referandumda yaklaşık yüzde 55, oylarını monarşiyle yönetimine devam etme yönünde kullanmıştı.
Dönemin Avustralya Başbakanı John Howard ise “Avustralya halkının cumhuriyet önerisini reddettiği açıkça görülmüştür. Şimdi hükümet dikkatini, yaşamı doğrudan etkileyen sorunlara yönlendirecektir” demişti. Mevcut hükümetin cumhuriyet fikrinin 23 yıl sonra halkı heyecanlandırıp heyecanlandırmadığı üzerine nabız yoklaması bekleniyor.
*The New York Times (Australia’s Baby Steps Toward Severing Ties With the Queen), The Sydney Morning Herald (Support for republic is strong enough to win approval in bigger states: poll)
Kaynak: Web Özel