Alman gazetesi Bild'den 50 maddelik göçmen manifestosu
Almanya'nın en çok satan tabloid gazetesi Bild, yeni gelenleri ülkenin değerlerine, demokrasisine ve anayasasına saygı göstermeye çağıran 50 maddelik bir göçmen manifestosu yayınladı.
Yayını "özgür toplumu bir arada tutan yol gösterici bir ilke" olarak tanımlayan gazete, metnin Almanya'da yaşayan ya da yaşamak isteyen herkese yönelik olduğunu iddia etti ve ekledi: "Sırf misafirlerimiz var diye yaşam tarzımızı değiştirmek istemiyoruz."
Manifesto, İslam geleneğinin bir parçasını oluşturan ve Almanya'ya yeni gelenlerin çoğunun geldiği Arap dünyasındaki birçok ülkede uygulanan şeriatta yer alan bir dizi ilkeye aykırı olan çeşitli yasal ve anayasal konulara değiniyor.
Bir maddede, "Bizim için inançsız diye bir şey yoktur. Herkes istediğine inanabilir- Noel Baba da dahil" yazıyor.
"Peçe takmayız ya da kendimizi örtmeyiz, birbirimizin yüzüne bakarız" diye ekliyor bir diğeri.
Alman anayasasını ya da hukuk sistemini bağlayıcı olmayan bir tavsiyeler bütünü olarak gören herkesi "Almanya'yı mümkün olduğunca çabuk terk etmeye" çağıran yayın, yeni gelenlere Almanca öğrenmelerini söylüyor ve "ancak aynı dili konuşursak birbirimizi anlayabiliriz" diyor.
Yeni gelenlere eşcinselliğin, diğer birçok liberal Avrupa ülkesinin yanı sıra Alman toplumunun da yasal ve kabul gören bir parçası olduğu hatırlatılıyor: "Erkeklerin erkekleri, kadınların da kadınları sevmesine izin verilir. Bununla sorunu olan herkes sorunun ta kendisidir."
Kadına saygı
Kadınların eşit haklara sahip olduğu, polis memurlarına saygı gösterilmesi gerektiği ve ifade özgürlüğünün Alman demokrasisinin temel taşlarından biri olduğu belirtilen manifestoda, bunun "insanları tehdit etmek ya da dövmek, taş atmak, arabaları ateşe vermek ya da katilleri kutlamak" gibi eylemleri kapsamadığı kaydediliyor.
Özellikle İslam dünyasından gelen göçmenlere yönelik diğer maddelerde domuz eti yemenin doğru olduğu, çocuklarla evlenmenin ya da birden fazla eşe sahip olmanın doğru olmadığı, zina yapan kadınları kovmanın kabul edilemez olduğu, "ve kesinlikle onları dövmenin ya da hatta taşlamanın doğru olmadığı" yinelendi.
"Yaşamı seviyoruz, ölümü değil"
Manifesto "Bira ve şarap buradaki kültürün bir parçasıdır. Buna saygı duymalısınız ve eğer içmek istemiyorsanız, içmeyin" diye devam ediyor.
Bildirinin son maddesi şöyleydi: "Biz yaşamı seviyoruz, ölümü değil."
Bildirinin yayınlanması, kısmen Orta Doğu'da Hamas yönetimindeki Gazze ile İsrail arasında devam eden çatışmanın, kısmen de liberal federal hükümetin kitlesel göçe bağlılığının ve son zamanlarda kamu hizmetlerini doyuran ve bazı eyaletlerde sosyal uyumun azalmasına yol açan yeni gelenlerin akınının yol açtığı, ülke genelinde tansiyonun yükseldiği bir döneme denk geldi.
"Almanya'da bulunma hakkı olmayanlar"
Almanya'nın ana akım siyasi partileri, kamuoyu yoklamalarında desteğini giderek arttıran ve şu anda ülke genelinde ikinci sırada yer alan sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) partisinin göçmen karşıtı söylemine doğru yavaş yavaş kayıyor.
Bu ayın başlarında Şansölye Olaf Scholz, ülkeye yasadışı göçün dramatik bir şekilde arttığı bir dönemde "Almanya'da bulunmaya hakkı olmayanları nihayet çok sayıda sınır dışı etme" çağrısında bulunurken, muhalefet lideri Friedrich Merz, reddedilen 300.000'den fazla sığınmacının ülkeyi terk etmemesini ve şu anda ücretsiz diş bakımı da dahil olmak üzere tam yardımlardan yararlanmasını eleştirdi.
Merz'in Hıristiyan Demokrat Birliği (CDU), AfD'ye olan desteği engellemek amacıyla daha kısıtlayıcı göç ve iltica politikaları uygulama sözü vererek, Avrupa Birliği'ne izinsiz giren göçmenlerin iltica hakkının kaldırılması için teklifler sundu ve gerçek mültecilerin doğrudan savaştan zarar görmüş ülkelerden alınması için tedbirler uygulama sözü verdi.
Kaynak: Ajans Bizim