ABD'nin başı kazlarla dertte! "İnsan yapımı bir sorun"
Bir zamanlar soylarının tükendiği sanılan Kanada kazlarının ABD'de deki nüfusu 3 buçuk milyonu aştı. Ancak artan kaz nüfusu şehirlerde bazı sorunlara yol açtı. Gürültü, park ve plajlardaki kaz pislikleri ve artan kaz saldırıları vakalarına karşı uzmanlar kazlara zarar vermeden bir çözüm arıyor.
ABD bugünlerle ilginç bir sorun ile boğuşuyor. Ülke genelinde vahşi "Kanada kazları" ile insanların mücadelesi sürekli olarak gündemdeki yerini koruyor.
ABD'de sayıları 3,5 milyonu aşan Kanada kazları, ülkenin kuzey bölgelerinde oldukça ünlüler. Özellikle Minnesota eyaletinin Rochester şehri için ayrı öneme sahip. Şehrin bayrağında bile yer alan kazlar ayrıca beyzbol takımı Rochester Honkers'in maskotu. (İngilizce'de korna sesi demek olan "Honk", aynı zamanda kaz sesi anlamına da gelmektedir.) Şehirde kazlarla ilgili bir tema parkı bile bulunuyor.
Ancak sayıları oldukça artan Kanada kazları gündelik hayatta sorun olmaya başlamış durumda. Oldukça sinirli, yer yer saldırgan bir tür olan bu kazlar, gün içinde insanlara, evlere ve arabalara maddi zararlar verebiliyor. Oldukça gürültülü hayvanlar olan Kanada kazları, kişi başı günde 2 kilo kadar dışkı üretebiliyor.
ABD'nin Kanada kazları ile tanışması, bundan yüz sene önce, ABD'nin tanınmış doktorlarından Dr. Charles Mayo'nun çiftliğinde beslemek için 15 kaz getirtmesi ile başladı. 1962'de yapılan bir araştırmaya göre bu kazların yıllar önce soyları tükenmiş bir tür olduğu ortaya çıktı. Bu 15 kaz, 1960'larda 6 bine, günümüzde milyonlara ulaştı.
Kanada kazları, siyah bir baş ve boyun, beyaz yanaklar, çenesinin altında beyaz ve kahverengi bir gövdeye sahip büyük bir vahşi kaz olarak bilinmekte. Kanada kazlarından başka Kuzey Amerika kıtasında yosun kazı, koyu yosun kazı, sakarca kaz, beyaz cüce kazı ve kar kazı gibi başka vahşi kaz türleri de bulunmakta. Bunların yanında çiftliklerde sayısız evcil kaz türü de mevcut.
Çeşitli belediyeler, kaz nüfusunun artmasını önlemek için ölümcül olmayan bazı önlemler almaya giriştiler. Bunların başında "Addling" geliyor. Bu yöntem, Kanada kazlarının şehirlerin merkezlerine yakın yuvalarındaki yumurtaların gizlice sahteleri ile değiştirilmesi ya da "mısır yağı"na bulanması ile yapılıyor. Mısır yağı ise bulandığı yumurtanın gelişmesini önlüyor.
Yumurtaların sahteleri ile değiştirilmesi yönteminde ise orijinal yumurtanın alınıp yerine seramik ya da tahta yumurta koyulması ile yapılıyor. Belediyelerde özel tırpanlarla yumurtaları yakalayıp sahteleri ile değiştiren ekipler mevcut. Sahte yumurtayı gerçek sanan kazlar, kuluçkaya yatmaya devam ederek yumurtlamıyorlar.
Alınan bu yumurtalar ise itlafa gönderiliyor. Tabi yumurtaların itlaf edilmesi hayvan aktivistlerinin protestolarına neden oluyor.
Bir diğer yöntem kazların favori yuva mekanlarına uzun otlaklar ve çalılar dikilmesi. Her yıl yuva kurdukları mekanlarda yuva gören kazlar başka yer aramak için yollarına devam ediyorlar. Bu yöntemler sonucu uzmanlar yuva ve yumurta sayısının geçen yıla oranla yarı yarıya azaldığını belirtiyor.
Bunların yanında kazları korkutup kaçırmak için siren, lazer, ses dalgası kullanan, hatta collie cinsi köpekleri havlatarak kazları uzaklaştırmaya çalışan belediyeler de mevcut. Hatta kazlarla mücadele için bazı bölgelere kuğu takviyesi bile yapıldı. (Sonradan bu yöntemin yabani kuğuların göçlerini engelleyen bir sorun olduğu anlaşıldı). Ne yazık ki Kanada kazlarını itlaf etme yoluna giden belediyeler de yok değil. ABD'de geçtiğimiz yıl 26 bin Kanada kazının itlaf edildiği tahmin ediliyor.
KANADA KAZLARI EVCİL Mİ?
Kanada Kazları sanılanın aksine evcil birer kümes hayvanı değil, birer "sinantrop". Sinantroplar beslenme veya bir fayda sağlamak amacı ile insanlarla beraber ya da insanların yakınında yaşayan evcilleştirilmemiş hayvanlar. Bunlara rakunlar, fareler, sincaplar, güvercinler, geyikler ve kazlar örnek gösterilebilir.
Rochester şehir parkları sorumlusu Paul Widman, "Yerleşik Kanada kazları insan yapımı bir sorundur," diyor. Bu hayvanlar insanlarla beraber yaşayabilir ancak kesinlikle evcil değildir. Bu yüzden bu türler için en büyük tehdit yine insanlardır. İnsanlar tarafından yaşam alanlarının bozulması, kazların şehir içlerindeki bulduğu garaj, depo, çatı hatta kullanılmış lastik gibi yerlere yuva yapmasına neden oluyor.
İnsanlar tarafından ekmek gibi işlenmiş besinlerle beslenmeleri de onların besin dengesini bozuyor ve daha fazla kazı şehirlere çekiyor. Bu kadar kaz, kolera ve kuş gribi gibi hastalıkların da yayılmalarına sebep olabiliyor.
Çözüm ise kazlara müdahalede bulunmadan, onları insan yaşamına çekmeden yaşamak. Bazı uzmanlar, "Kazlarla mücadelenin en iyi yolu onları anlamaktan geçiyor" diyor. Kanada kazları hakkındaki şikayetlerin tümü, aslında kazların kendilerini insanlardan korumak için aldıkları önlemler. Kimi tehdit gördüğü araçlara saldırırken kimi de çocuklarını korumak için 2 kilo pisliyor.
Gönüllü olarak "addling" işlemine katılan Rochester'li bir fotoğrafçı Laura Zastrow da şehir merkezlerinde kazların zarar gördüğünü savunuyor. "Kazların daha kaliteli bir yaşam sürmesi ve bizim için onlardan uzaktan zevk almamız daha önemli." diyor.
Kaynaklar: The Atlantic, CBC, The Humane Society
Kaynak: Web Özel