ABD'de zorla kısırlaştırmanın tarihi ve gölgesi...

ABD'de 1970'lerin ortasına kadar devlet, "gerekli gördüğü" durumlarda zorla kısırlaştırmaya başvuruyordu. Siyahlar, yerliler, Latinler ve yoksul beyazları hedef alan uygulamanın gidişatını değiştiren ise Relf kardeşler oldu. Ancak korkunç uygulamanın izleri hala olduğu yerde duruyor...

Son Güncelleme:

Ebony dergisinde fotoğrafları çıktığında Mary Alice Relf henüz 12, Minnie Lee Relf ise 14 yaşındaydı. ABD'de devletin kadınlar ve 18 yaşından küçük kızlar adına cüretkar tercihler yapmasının bedelini ödemişlerdi. 1973'te federal olarak finanse edilen bir aile planlaması programı olan Montgomery Alabama Community Action Program (Montgomery Alabama Toplum Eylem Programı) aracılığıyla kısırlaştırıldılar.

Fikirleri sorulmadı. Olacaklara ilişkin bilgilendirilmediler. Zorla hayatları boyunca geri dönüştürülemez bir şekilde kısırlaştırıldılar. Doğum kontrolüne yönelik yeni gelişmeler yerli Amerikalılar, siyahlar, latinler ve yoksul beyaz kadınlar üzerinde denendi.

Irkçılık ve tıp etiği hakkında ciddi soruları gündeme getiren olay ülkede, özellikle siyahlar arasında şok etkisi yaratırken Relf kardeşlerin ailesi hukuk mücadelesine başladı.

İki kız kardeş altı kardeşin en küçük ikisiydi. Babaları Lonnie Relf geçirdiği bir trafik kazası sonrası çalışamadı. Ne kendisi ne de eşi okuma yazma biliyordu. Haziran 1973'te bir gün, aileye yardım eden ve barınma imkanı sağlayan Eylem Programı'ndan iki sosyal hizmet uzmanı, ikisi de zihinsel engelli olan kız kardeşler Mary Alice ve Minnie Lee'nin etrafında erkekler dolaşıyor endişesiyle Relf ailesinin yaşadığı evi ziyaret etti. Lonnie o gün evde değildi.

FORMA X İŞARETİ KOYARAK İMZA ATTI!

Çalışanlar kızlara aşı yapılacağını söyledi ve anne iki kızıyla birlikte hastaneye götürüldü. Okuma yazma bilmeyen anne Minnie, önündeki forma “x” işareti koyarak imza attı. O gün anne ve iki kız hastanede başlarına gelenden habersizken kardeşlerin 17 yaşındaki ablası Katie kendisini kısırlaştırmaya gelen görevlilere karşı kapıları kitleyerek direniyordu.

İki kız kardeş tam üç gün hastanede yattı. Aile ancak evde ameliyat izlerini fark etmişti. Gerçekten ne olduğunu öğrendiklerinde konuyu Güney eyaletlerindeki yoksulluk kaynaklı insan hakları ihlalleriyle ilgilenen Southern Poverty Law Center adlı hukuk organizasyonuna taşıdılar. Açılan davada federal fonlar ile yapılan istemsiz kısırlaştırma operasyonları tamamen yasaklandı. İki kız kardeş gibi pek çok örneğin yaşandığı ortaya çıktı.

DEVLETİN 'AŞAĞI' GÖRDÜKLERİ...

Buradaki motivasyon ise “öjeni” ile ifade ediliyor. Öjeni, kusurlu genlerin aktarılmasının önlenmesini hedefleyen, bilimselliği tartışmalı bir uygulama. ABD'de özellikle 20. yüzyılın ilk yarısında oldukça aktif olan öjenistler, “aşağı” olarak gördükleri popülasyonlarda üremeye engel olarak “toplumu iyileştirmeyi” hedefliyordu.

Öjenistlerin “aşağı” gördükleri arasında zihinsel engelliler de vardı. ABD'de yürürlüğe giren 1937 tarihli “Law 116” (116 sayılı kanun) ile ABD'ye bağlı Porto Riko'da “zihinsel engelli” ve “hastalıklı” bireylerin kalıcı olarak kısırlaştırılmasına karar verilecekti. Devlet bu insanların üremeyle ilgili karar verme mekanizmalarının yetersiz olduğunu savunuyor ve ayrıca bu insanların genlerini aktarmalarını da istemiyordu. Yasa ancak 1960'da kaldırılabildi.

Relf kardeşlerin davası ile çoğunluğu siyah, yerli ve Latin olmak üzere 100 bini aşkın kadının ve 18 yaşından küçük kız çocuğunun 10 yıllar boyunca devlet tarafından kısırlaştırıldığı ortaya çıktı. 1907 ile 1932 arasında 32 eyalette geçen öjeni yasaları yüz binleri mağdur ederken yasalar, ABD'nin kuzeybatısındaki Washington eyaletinde aktif olan bir versiyonu dışında tüm eyaletlerde kaldırıldı. Indiana, Virginia ve Kuzey Carolina anıtlarla bu korkunç lekeyi ölümsüzleştirirken 8 eyalet ise resmen mağdurlardan özür diledi.

'ÖJENİNİN MİRASI DEVAM EDİYOR'

Vermont Temsilciler Meclisi sözcüsü Jill Krowinski, “Öjeni uygulamaları ve politikaları artık mevcut olmasa da, etkisi ve mirası bugün derinden devam ediyor” ifadelerini kullanıyor. Hatta Center for Investigative Reporting tarafından yayınlanan bir rapor sadece California'da bir hapishanede 2006-2010 arasında 150 kadın mahkum zorla kısırlaştırıldığını öne sürüyor. 

İki kız kardeş her şeye rağmen o günü unutamıyor. Minnie Lee, Mary Alice'e bakarak “Uzun zaman önce olmuş olabilir ama yine de anıları geri getiriyor. Hala o günü düşünüyoruz” diyor. Öjeni üzerine yaptığı çalışmalara ve yazdığı kitaplarla tanınan hukuk profesörü Prof. Paul A. Lombardo meselenin genelde parayla ilgili olduğunu aktarıyor:

“Mesele, 'Vergilerimin gitmesini istemediğim bebekleri kim doğuruyor?' sorusuyla başlıyor. Sonra Relf kardeşleri işaret ediyorsunuz. Bu iki kız ırkçılık, yoksulluk ve adeta bir 'itham' gibi görülen engellilik fırtınasını kusursuz bir şekilde temsil ediyor.”

*Bu haberdeki bilgilerin büyük bir kısmı The New York Times'ta "The Long Shadow of Eugenics in America" başlığıyla yayınlanan makaleden derlenmiştir.

Kaynak: Web Özel

ABD
Sonraki Haber