ABD neden 50 Afrika liderini ağırlıyor? Beyaz Saray, 'Hedef Çin ve Rusya değil' dese de...

Barack Obama döneminden sonra düzenlenen ilk ABD-Afrika Liderler Zirvesi, Washington'da gerçekleşiyor. ABD Başkanı Joe Biden, yaklaşık 50 Afrika liderini ağırlarken zirvenin Çin ve Rusya'nın bölgede artan hakimiyetiyle alakalı olmadığı söyleniyor ancak ibareler farklı bir hikaye anlatmakta!

Son Güncelleme:

Dünyanın en önde gelen ekonomileri, şu sıralar gözünü Afrika'ya çevirmiş durumda. Çin, Fransa ve Rusya, kadim kıta üzerindeki etkilerini artırmaya çalışırken ABD ise Donald Trump döneminde büyüyen diplomatik mesafeyi kapatmak istiyor. Bu sebeple Beyaz Saray, 40'tan fazla Afrikalı lideri ağırlamakta. ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, zirvenin amacının Afrika'ya Çin ve Rusya gibi güçlere alternatif olarak ABD'yi göstermek olmadığını söylese de gözlemciler ve uzmanlar bunun kaçınılmaz olduğunu öne sürüyor. Peki gerçekten bu dev zirvenin amacı ne?

Bir süredir ABD dışında pek çok ülke, Afrika'ya yatırımları büyütmek için çeşitli girişimlerde bulunuyor. Bu somut gelişmeler, Afrika liderlerinin ABD ziyaretindeki arayışlarını net bir çizgiye yerleştiriyor: “Afrikalı liderler somut sonuçlar ve aynı zamanda daha fazla jeopolitik etki arıyorlar.”

'BİRAZ PARAYA İHTİYACIMIZ OLACAK...'

Hatta Senegal Devlet Başkanı Macky Sall çok açık konuşuyor ve “Elbette, biraz paraya ihtiyacımız olacak ancak önce Afrikalılarla bir çalışma isteği görmeliyiz” diyor. Beyaz Saray, Afrika'ya 55 milyon dolarlık bir yardım taahhüt etti, bir Beyaz Saray yetkilisi ise The New York Times'a bilgi verirken Başkan Biden'ın Afrika Birliği için G20'de kalıcı bir yer açmak adına çalışmalarda bulunacağını dile getirdi.

Afrika Birliği'ne de başkanlık eden Senegal Devlet Başkanı Sall ise “Dünyanın kaderine karar verirken Afrika'ya daha fazla yer verilmeli” ifadelerini kullanmakta.

Güney Afrika Uluslararası İlişkiler Enstitüsü'nde görev yapan kıdemli araştırmacı Gustavo de Carvalho, “Kıtanın, tamamen Rusya ve Çin'in ilerleyişine karşı koymak için bir tiyatro sahnesi olduğunu düşünürsek pek çoğumuz için odak noktası olmadığımız çok açık” ifadelerini kullanıyor.

Sekiz yıl sonra gerçekleşen ilk ABD-Afrika Liderler Zirvesi'nde gıda güvenliği, kalkınma, Covid-19 salgını, sağlık hizmetleri, güvenlik ve iklim değişikliği gibi konuların ele alınması planlanıyor. Özellikle Rusya-Ukrayna Savaşı'nın Afrika'daki gıda kıtlığını şiddetlendirirken Covid-19 da tedarik zincirlerini bozmuştu.

TRUMP İLE BOZULAN İLİŞKİLER...

Ancak hatırlanacağı üzere Donald Trump, başkanlığı döneminde Afrika ülkeleri dahil olmak üzere pek çok üçüncü dünya ülkesini büyük ölçüde görmezden gelmiş hatta zaman zaman küçümseyici ifadeler kullanmaktan geri durmamıştı. Başkan Biden, söz konusu büyük konuların kararlılıkla ele alınacağının altını çizerken zarar görmüş ilişkileri de onarmayı planladıklarını ifade ediyor.

Yine de Afrika'nın bir jeopolitik rekabet alanına dönüştüğü de aşikar. Rusya'nın askeri, Çin'in ise mali olarak bölgede tahakküm kurma çabalarına ABD'nin karşılık vermeye çalıştığı düşünülüyor. ABD'li diplomatlar, zirvenin hedefinin Çin'le rekabet olduğu gibi bir algının oluşmasını istemiyorlar. Fakat gerçek bu gibi... ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Çin'in ABD'nin en büyük uzun vadeli rakibi ve dünya çapında “Amerikan gücünü gasp etmeye çalışacak yetenek ve kaynaklara sahip tek ülke” olduğunu söylüyor.

Blinken ağustos ayında Güney Afrika'da düzenlediği basın toplantısında yönetimin Afrika stratejisinin Çin ve Rusya ile rekabete dayalı olmadığını söylese de aynı gün Joe Biden, Sahra-altı Afrika stratejisine ilişkin yayınlanan bir Beyaz Saray belgesinde “açık toplumları güçlendirme çabalarının kısmen Çin, Rusya ve 'diğer yabancı aktörlerin' zararlı faaliyetlerine karşı koyma amaçlı” olduğunu belirtiyordu.

Çin'in Washington Büyükelçisi Qin Gang hafta başı yaptığı açıklamada “Çin'in Afrika'daki rolüne ilişkin diğer ülkelerin görüşleri bizi ilgilendirmiyor. Afrika'nın jeopolitik kazançlar ve büyük güçlerin rekabeti için değil, uluslararası işbirliği için düşünülen bir yer olması gerektiğine inanıyoruz” ifadelerini kullanıyordu.

BM raporuna göre Afrika kıtası 2050'de dünya nüfusunun dörtte birine ev sahipliği yapacak. Öte yandan Birleşmiş Milletler demişken, BM'nin mevcut sisteminin bu noktada İkinci Dünya Savaşı sonrası, pek çok Afrika ülkesinin hala sömürge olduğu yıllarda kurulduğunun da altı çiziliyor. Gelecek yıllar köklü değişikliklere gebe. Ancak kıtanın neredeyse her noktasında görülen irili-ufaklı gerilimler de kıta için ilerlemeyi zorlaştırıyor.

Güney Afrika'daki Cape Town Üniversitesi Mandela Kamu Yönetimi Okulu'ndan Prof. Carlos Lopes, “Kıtada daha fazla birlik ile başlamalıyız" dedi. “Birlik olmadan, çok fazla ağırlığınız yok” diye konuşuyor.

Kaynaklar: The New York Times, VOA, NPR, Reuters, US Department of State

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber