1980'leri yeniden mi yaşıyoruz? Benzerlikler...

Küresel çapta bir nostalji dalgası tüm dünyayı etkisi altına almış durumda. Popüler kültürde açık bir 80'ler etkisi görülürken işin ilginç yanı benzer bir etki ekonomi ve dış politikada da gözlemlenmekte. Peki ne olmuştu, o zaman enflasyon krizi nasıl aşılmıştı?

Son Güncelleme:

Günümüz modasına baktığımızda açık bir nostalji havası hissedebiliyoruz. Spor ayakkabılarda, anoraklarda hatta geri dönen ancak bu kez bele takılmayan bel çantalarında 80'lerin günümüz dokunuşlarıyla geri döndüğünü görüyoruz. Bu durum yalnızca popüler kültürde geçerli değil. Ekonomik ve siyasi ortam açısından da bazı uzmanlar 80'lerin atmosferine oldukça benzer bir atmosfer içinde olduğumuzu söylüyor. Peki gerçekten durum böyle mi? Bu kanıya nasıl varabiliyoruz?

Popüler kültürden örnekler vermek gerekirse TikTok'ta 80'ler şarkılarının modern parçalarla mikslenmiş halleri oldukça popüler. Sinemada da bu döneme ve dönemin filmlerine yeniden bakış görülürken dizi sektöründe de 80'ler etkisi özellikle Stranger Things'le açık bir şekilde görülüyor.

KATE BUSH YENİDEN...

Netflix'te tüm zamanların en çok izlenen yapımlarından biri olan Stranger Things de bu nostalji akımından etkilenen ve bu akımı popülerleştiren de bir yapım. Öyle ki 80'lerin ünlü şarkıcılarından Kate Bush, dizinin dördüncü sezonunda yer verilen şarkısı Running Up That Hill ile Billboard Hot 100 listesinde 4. sırada yer almakta.

Aynı zamanda yine söz konusu dizide Metallica'nın da şarkılarına yer verilmekte. Grubun en önemli albümlerinden biri olan ve 1986'da yayınlanan Master of Puppets yeniden popülarite kazandı.

Bu işin popüler kültür boyutunun bir kısmı... İşin bir de ekonomi ve politika boyutu var ki bu çok daha önemli. Örneğin ABD'de enflasyon son 40 yılın zirvesini görmüş durumda. Keza Birleşik Krallık'ta da durum böyle. Türkiye de benzer bir şekilde son 40 yılda ikinci kez (1994 ve 2022) bu kadar yüksek seviyede seyreden bir enflasyonla karşı karşıya.

İsmi ABD'de 80'ler siyasetinin en çarpıcı figürü olan Ronald Reagan'dan gelen Reaganism'in geri döndüğüne dair argümanlar uzmanlar tarafından kaleme alınmakta. O döneme bakacak olursak ABD'de yükselen suç oranları ve stagflasyon ile birlikte toplumsal bir değişimin hakim olduğu görülüyor. Soğuk Savaş'ın son virajına girilirken ABD kültürel anlamda bir küresel odak merkezine dönüşüyordu.

70'lerin sonuna doğru ABD tarihi bir enflasyon dönemi yaşarken 81-89 arası başkanlık yapan Ronald Reagan, daha sonra “Reaganomics” denecek bir ekonomik model çerçevesinde enflasyonu düşürmüştü.

Bu modeli destekleyenler stagflasyonun aşılmasını, düşen enflasyonu, güçlü GSMH yükselişini ve girişimcilik devriminin doğuşunu öne çıkarırken eleştiriler ise gelir adaletsizliğinin hızla artmasını ve dış borcun üçe katlanmasını masaya koyuyor. Ancak Büyük Gerileme (The Great Recession) olarak da bilinen ve 80'lerin tamamına damga vuran süreç özellikle düşük gelir grubuna mensup insanların durumunun ABD, Birleşik Krallık ve pek çok Batı Avrupa ülkesinde oldukça bozulmasına neden oldu.

SERT POLİTİKALAR!

Aynı zamanda Birleşik Krallık'ta da 70'li yıllar tarihi enflasyon seviyeleriyle kapanırken burada ise kurtarıcı sert politikalarıyla Margaret Thatcher olmuştu. Enflasyonla mücadele vaadiyle göreve gelen Thatcher, faiz oranlarını yükseltirken kamu harcamalarında ciddi kesintilere gitti. Üretim ve ihracata zarar verme pahasına bu yola giden ülkede enflasyon düşerken, işsizlik ciddi oranda yükseldi.

O zaman da tüm dünyada enerji fiyatlarını etkileyen bir enerji krizi yaşanmaktaydı. Fiyatlar yükseldikçe şirketlerin maliyetleri artmış ve bu durum da düzenli zamları tetiklemişti.

İran-Irak Savaşı, Sovyet-Afgan Savaşı, Lübnan-İsrail çatışmaları ve ABD Donanması'nın Lübnan'ı adeta yerle bir etmesi, Birleşik Krallık-Arjantin arasındaki Falkland Savaşı ve bunların yanında suikastler de 10 yılın önemli krizleri arasında gösterilirken Çernobil de bu 10 yılda yaşandı. En nihayetinde ise 10 yıl SSCB'nin ve Doğu Bloğu'nun dağılması ve Almanya'nın birleşmesiyle sona erdi.

Dünya ne gibi sorunlar yaşayacak bilinmez. 80'lerin sorunları ile günümüz problemleri arasında benzerlikler bulunabilir olsa da dönemin kendi dinamikleri olduğu da açık. DataTrek Research Kurucu Ortağı Nicholas Colas, fark benzerliklerin para politikalara etkisini ise “Para politikaları önemli ancak Fed'in kontrolü dışında faktörler de var” diyor. 80-86 arasında petrol fiyatlarının yüzde 75 düştüğüne dikkat çeken Colas, “Örneğin tedarik zinciri problemleri de gelecek yıl, 80'lerin petrol fiyatları gibi ciddi bir şekilde eriyip gidebilir” ifadelerini kullanıyor ve aradaki farkın Fed'in adımlarını temkinli atması olarak vurguluyor.

*The Week, Bloomberg, Financial Times, NPR, BBC

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber