Uzayda Güneş'ten elektrik nasıl elde edilecek? 'Her biri nükleer santral kadar...'
Avrupa enerji krizi ile boğuşurken ülkelerin akıllarına yeni çılgın fikirler geliyor. İngiltere merkezli SEI şirketi ve Avrupa Uzay Ajansı (ESA), uzaya güneş paneli çiftlikleri kurmayı planlıyor. İddiaya göre bu çiftlikler ile dünyadaki elektrik ihtiyacının tamamı karşılanabilecek.
Ukrayna Savaşı ile başlayan enerji krizi Avrupa ülkelerini yeni enerji kaynakları aramaya itiyor. Rusya doğal gazının Avrupa'ya akışının kısıtlanması sonucu bu yıl çok soğuk bir kış geçirmeye hazırlanan Avrupa ülkeleri, birbiri ardına çılgın fikirler ortaya atıyor.
İngiltere merkezli Space Energy Initiative (Uzay Enerjisi Girişimi) isimli bir şirketin Cassiopeia adı verilen projesi de bu çılgın fikirlerden biri. Projeye göre, dünyanın yüksek yörüngesine yerleştirilecek güneş panelleri taşıyan birçok uydu ile dünyaya güneş enerjisi sağlanacak. Uydular güneş enerjisini toplayacak ve dünyaya gönderecek. SEI olarak da bilinen Uzay Enerji Girişimi'nin başkanlarından Martin Soltau'ya göre, proje 2035 yılında hazır hale gelebilecek.
Soltau, "Teoride, proje dünyanın 2050 yılındaki enerji ihtiyacını karşılayabilecek kadar elektrik üretebilecek" demekte.
Birleşik Krallık hükümeti, uzayda güneş panelleri vasıtası ile elektrik enerjisi üretilmesinin projelendirilmesi ve geliştirilmesi için 3 milyon sterlinlik bir fon ayırdı. SEI, Cassiopedia projesi ile bu fondan büyük bir pay almayı da umuyor.
SEI'nin projesine göre, paneller ve dev panelleri taşıyacak uydu parçaları dünyada üretilip uzaya fırlatılacak. Uzayda bu parçalar otonom robotlar tarafından birleştirilecek.
HER BİR UYDU NÜKLEER SANTRALE EŞİT
Güneş panellerini taşıyan her uydu 2000 megavat enerji üretecek. Bu enerji bir nükleer santral reaktörünün ürettiği enerjiden fazla. Uzmanlar bu kadar çok elektriğin, panellerin uzayda olması sayesinde üretilebileceğini ifade ediyor. Dünya atmosferi, güneş ışığının çoğunu yansıtıyor ya da soğuruyor. Bu yüzden yeryüzündeki güneş panelleri bu kadar verimli çalışamıyor. Uzaydaki bir güneş paneli, yer yüzündekinden 10 kat fazla güneş enerjisi depolayabiliyor.
Panellerde toplanan güneş enerjisi, mikrodalga ışınlarına çevrilerek dünyaya gönderilecek. Yeryüzünde ise bu mikrodalga ışınları elektrik enerjisine çevrilecek.
Martin Soltau, "Sanılanın aksine bu mikrodalga ışınları insanlara zarar vermeyecek. Güneşli bir günde bir metrekareye 1000 watt güneş ışığı düşerken, projeyle metrekareye 240 watt mikrodalga ışını düşecek. Yani güneşli bir günde güneşten alınan enerjinin 4'te biri kadar enerji içerecek" diyor. Soltau günlük hayatta kullanılan Wi-Fi internet teknolojisinin de benzer bir teknoloji olduğunun altını çiziyor.
Projeye yönelik eleştiriler de yok değil. Portsmouth Üniversitesi'nin öğretim üyelerinden Dr. Jovana Radulovic, dünyanın henüz bu kadar karmaşık bir yapı için teknolojik olarak hazır olmadığını, hazır olsa bile bu proje için çok fazla roketin uzaya fırlatılması gerektiğini, bunun da hem uzayda hem de atmosferde kirliliğe yol açacağını belirtiyor.
Sadece SEI değil, Avrupa Uzay Ajansı (ESA) da benzer bir proje üzerinde çalışıyor. ESA, Dünya'nın yüksek yörüngesine 2 kilometre uzunluğunda bir güneş paneli çiftliği kurmayı hedefliyor. Çiftlik yeryüzünden 36 bin kilometre ötede olacak. ESA projesinde, enerjinin yeryüzüne iletilmesi konusunda Airbus ile çalışıyor.
UZAYDA MADENCİLİK ÇALIŞMALARI DA YÜRÜTÜLÜYOR
Ülkeler sadece elektrik enerjisinin değil, madenlerin de uzaydan karşılanması konusunda çalışmalar yürütüyor. Japon Uzay Enstitüsü ve ABD Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) bu ülkelerin başında geliyor.
Japonya, 2018 yılında Dünya'dan yaklaşık 100 bin kilometre ötedeki Ryugu asteroidine insansız Hayabusa-2 aracını göndererek ilk asteroit madenciliğini başlatmıştı. Hayabusa-2, asteroitten topladığı maden örneklerini dünyaya getirmişti.
NASA da 2020 yılında OSIRIS-REx uzay aracını Bennu asteroidinden maden örnekleri toplaması için yollamıştı. Dünya yakınındaki asteroitlerde çok büyük maden yatakları olduğu varsayılıyor. 1997 yılında bulunan 1.6 km çapındaki küçük bir asteroitte 20 trilyon dolar değerinde değerli metal yatakları olduğu tahmin ediliyor.
Ayrıca, bu asteroitlerde neodymium, europium, terbium ve germanium gibi dünyada nadir bulunan ve çok pahalı elementler de mevcut. Bu elementler akıllı cihaz ve çip üretiminde kullanılıyor.
Kaynaklar: BBC, Euronews , haberglobal.com.tr
Kaynak: Web Özel