Twitter bize iyi insan olmayı öğretebilir mi?
Sosyal medya ağlarının, özellikle de Twitter'ın bize yaşattığı duyguların başında öfke de geliyor. Twitter'da her konuda dönen bu büyük kavga, uygulamanın kitlesini de büyütürken aktif de tutuyor. Ancak bu sıralar Twitter, kavgalara noktaya koymayı, yangını söndürmeyi düşünüyor... Ama nasıl?
Twitter, Türkiye'de popüler olduğundan beri pek çoğumuzun hayatının adeta bir parçası oldu. Düzenli olarak Twitter kullanan hemen herkesin bir numaralı haber kaynağı da bu popüler platform. Bazen insanlar sesini buradan duyurdu, bazen mizahın en şahanesi burada döndü. Bu durum hala böyle. Hala insanlar Twitter'dan sesini duyuruyor, şahane mizah burada dönüyor.
Fakat... Twitter'ın bir “ama”sı var. O da korkunç tartışma ortamı. Türkiye'de Twitter'ı Instagram ve Facebook'tan ayıran en büyük fark, Twitter'ın oldukça yoğun bir şekilde politize olması. Filtrelerin ortadan kalktığı ve insanların bir kullanıcı adının, bir personanın arkasına geçerek dilediği gibi kendini ifade ettiği böylesi bir ortamda kutuplaşma kaçınılmaz.
TWITTER DEĞİŞİM İSTİYOR
Twitter'daki bu kutuplaşma aslında Türkiye'nin genel olarak kutuplaşmaya yatkın havasını destekler biçimde bu platforma özgü de bir durum. Twitter tam da bunu değiştirmek istiyor.
Güzel anıların yanı sıra Twitter, hakaretler içeren çok sert ve çok keskin kavgaların da döndüğü bir ortam. Peki Twitter bu atmosferi nasıl değiştirecek?
İlk adımını geçen yıl atan Twitter, seçimler ve Covid-19 gibi konularda yanlış bilgileri retweetlemek üzere olan kişileri uyarıyor ve son zamanlarda insanlardan retweet yapmadan evvel makaleyi gerçekten okumalarını istiyor. Bunun yanı sıra yeni geliştirilmekte olan bir özellik sayesinde kullanıcılar “kötü veya rahatsız edici” bir paylaşımda bulunmaya çalışırsa otomatik bir pencere açılıyor ve uygulama kullanıcıyı yeniden düşünmesi konusunda uyarıyor.
MÜTEVAZI DEĞİL RADİKAL
Bu değişiklikler mütevazı gelebilir, ancak teknoloji şirketlerine göre gayet radikal hamleler. Büyük sosyal ağlar (Facebook, Twitter ve YouTube) tarihsel olarak kullanıcıları hizada tutmak için koydukları kurallara ve kullanıcı sözleşmelerine güvendi ancak bunlar bile her zaman net veya tutarlı bir şekilde uygulanmadı.
Ancak Twitter'ın, kullanıcıları provokasyon veya kavgadan caydıracak değişiklikleri keşfediyor olması pek alışılagelmiş bir durum değil... Bu tarz davranışlar takipçi ve beğeni sayısını bir tür oyuna dönüştüren ve dolaylı yoldan teşvik edilen davranışlar.
Twitter'ın kurucusu ve CEO'su Jack Dorsey 2019'da bir konferansta Twitter atmosferinde sağlıklı bir iletişim kurulmasını ve bu atmosfere sağlıklı katkılar verilmesini amaçladıklarını ve bu düşünce üzerinde çalıştıklarını dile getirmişti.
Şirketin ürün müdürü Kayvon Beykpour'a göre şirket "ürün içine sağlıklı ortamı daha doğal bir şekilde inşa etmek" için mücadele ediyor.
Yani aslında başka bir deyişle Twitter, biraz imkansız bir şeyi başarmaya çalışıyor. Başarmaya çalıştıkları şey kullanıcılarını "iyi, anlayışlı, kibar" insanlara dönüştürmek. Twitter ve Donald Trump'ın girdiği münakaşayı ve bu münakaşanın sonunda Trump'ın Twitter'dan atıldığını düşününce bu çaba kulağa manasız ve uygulanması imkansız gelebilir ancak bunun olumlu bir çaba olduğu da çok açık.
Ama gerçekten bu nasıl olacak? Twitter bir "ayar verme" ve "linç edilme" dünyası... Ve bu dünyanın dört bir yanında böyle. Bitcoin, iklim değişikliği, Covid-19, futbol, siyaset... Konu hiç önemli değil. Konunun içinde kutuplaştırıcı bir detay olduğu sürece attığınız tweet size yönelik kitlesel bir online saldırıya dönüşebilir. Veya yaptığınız bir paylaşıma biri zekice, esprili bir "ayar" verir, tarihe geçersiniz!
Elbette her ayar komik değil. Bazen Twitter'da bir kişiye yüklenildiğinde işin boyutu hızlıca lince, ağır hakaretlere varabiliyor.
İŞE YARAR GİBİ...
Twitter'ın düşündüğü "kötü paylaşım öncesi uyarı sistemi" bir noktaya kadar işe yarayacak gibi. Örneğin; Twitter, retweetlerin yüzde 20 oranında azaldığını söylüyor ve bunun retweet butonuna tıkladığınızda karşınıza çıkan seçenek ekranından kaynaklandığını öne sürüyor.
Bilindiği üzere retweet butonuna tıkladığınızda alıntı ya da direkt retweet seçeneği karşınıza çıkıyor. Bu da yanlış bir bilgiyi direkt olarak rtweetleyip geçmenizi elbette yavaşlatıyor.
Bununla birlikte okumadığınız makaleleri retweetlerken karşınıza çıkan "paylaşmadan önce okumak ister misin" sorusu da işe yaramış. Twitter'ın açıkladığı verilere göre bu uyarıyla karşılaşanların yüzde 40'ı makaleyi açmış.
Twitter'ın bu çalışmasının uygulamaya ve kullanıcılara nasıl yansıyacağı şimdiden merak konusu.
*Bu haberdeki bilgilerin büyük bir kısmı Bloomberg Businessweek'te Kurt Wagner imzasıyla yayınlanan "Can Twitter Get Us to Be Nice?" başlıklı makaleden derlenmiştir.
Kaynak: Web Özel