Sosyal medyaya bir de böyle bakın... Platon nasıl tweet atardı?

Antik Yunan'da agoralarda başlayan felsefe bugün sosyal medyaya taşındı. Yapılan tartışmaların kalitesi aynı düzeyde olmayabilir ama bugünün agorasının da sosyal medya olduğunu kabul etmek gerek. Peki sosyal medya asırlar önce icat edilmiş olsa Platon nasıl tweet atardı? Diyojen trol olur muydu?

Son Güncelleme:

Bazen sosyal medyadaki insanlar kendilerini Yunan şehir devletlerindeki agoralarda (büyük meydanlar) gibi hissediyorlar. Agoralar kentin hem fiziksel hem de ekonomik ve sosyal merkeziydi. Buralarda ticaret yapılır, mallar alınır satılır aynı zamanda fikirler tartışılırdı.

Sosyal medya da agora ile bu anlamda benzerlikler gösteren bir mekan. Bu agoraya gelmek korkutucu olabilir, kişisel, finansal (dolandırılmak) ve ideolojik olarak incinebilirsiniz. Buradaki her insanla konuşacak mısınız? O ürünü almalı mısınız? Bu fikri söylemeli misiniz?

İnsanoğlu agroralarda felsefenin doğuşuna da tanıklık etti. Felsefenin başladığı Antik Yunan’da yazılı kültür çok yaygın değildi. Ünlü filozofların sözlerinin çoğu, onları dinleyenlerin yazıya aktarması sonucu günümüze kadar ulaştı. Örneğin Sokrates’in yazdığı tek satır bile yoktur. Onun bütün sözlerini öğrencisi Platon (Eflatun) daha sonra yazıya aktardı.

SÖZLERİ FLOOD OLUR MUYDU?

Sokrates’ten önceki döneme ait olan Xenophanes genellikle fikirlerini iki filozofun bir aşık gibi karşılıklı atışmasının benzeri yarışmalarda dile getirirdi. Gösterişli mor bir elbise giyer altın bir kemer takar ve sandaletlerinin bronz olmasına özen gösterirdi. Toplum içinde kendisini bir Yunan tanrısı gibi tanıtmaya çalışıyordu.

Eğer bu filozoflar zamanında sosyal medya olsaydı çektikleri pek çok videonun viral olacağına şüphe yok. Örneğin Platon’un, Sokrates’in hakkında yazdıkları da günümüzde belki de en fazla alta alta sıralanan bir tweet dizisi (flood) olurdu.

Sosyal medya çağında bir bilgenin bunu gösterme yolu, ne kadar bildiğinden ziyade bunu nasıl sergilediğinde saklı. Yani bugün bütün bilgeler fikirlerini bir seyyar satıcı gibi agoralarda bağırarak satmaya çalışıyor. Peki iyi bir seyyar satıcı olmanız sizin illaki alanınızda yetkin biri olduğunuzu gösterir mi?

Platon asırlar önce bu ayrımı ‘bilginin sevgilileri’ ve entelektüelliği kendi çıkarları için kullanan insanlar olarak ortaya koymuştu.

"Bildiğim tek şey, hiçbir şey bilmediğimdir." Sokrates/Fotoğraf: Shutterstock

SOSYAL MEDYADA MUTLAK DOĞRU

Peki ya sosyal medyadaki herkes yanılıyorsa ve bütün influencerlar güvenilmez insanlarsa neyin doğru olduğunu nasıl bileceğiz? Burada bir sofist olan Protagoras devreye girer ve ‘görelilik’ kavramını ortaya atar. Ona göre herkes olaylara kendi perspektifinden bakmaktadır ve kendi gerçekliğini inşa eder, yani mutlak bir doğru yoktur.

Platon, Protagoras’ın göreliliğini reddeder ve objektif gerçeğe ulaşılabileceğini savunur. Platon baş yapıtı ‘Devlet’ kitabında objektif olarak gerçeğe ulaşabilen filozofların rehberliğinde bir toplum hayal eder. Antik Yunan’da herkesin sosyal medya kullanacağını da düşünmeyelim. Etik ve ahlaki olarak düşük seviyede kabul edilebilir ve bu yüzden soylular tarafından tercih edilmeyebilirdi. Unutmayalım ki vücut geliştirme ve felsefe gibi alanların serpildiği Antik Yunan’da bu branşlar ile uğraşan insanların onlar adına çalışacak onlarca kölesi vardı ve çoğunun her gün çalışmaları gereken bir işi yoktu.

DİYOJEN TROL MÜ?

Platon aynı zamanda eğitim ve eğlencenin sıkıca düzenlenmesi gerektiğini savunuyordu. Burada Diyojen’den ayrılıyor. Diyojen bir felsefecinin topluma rehberlik etmemesi gerektiğini kenara çekilip onun eksikleri ile dalga geçmesi gerektiğini düşünüyor. Diyojen sokaklara tuvaletini yapan ve hiçbir şeyi umursamayan biri olarak tarih kitaplarında yer alıyor. Bu da onu günümüzün troll kavramına çok iyi oturtuyor.

Sinop'taki Diyojen heykeli. Fotoğraf: Shutterstock

Platon herkesin okur yazar olması konusunda da enteresan fikirlere sahipti. Phaedrus isimli eserinde Mısır mitolojisine referans verirken tanrı kral Thamus’un, Tanrı Theuth’a yazının insanoğluna hediye edilmesine ilişkin eleştirisini şöyle aktarır: 

Hiçbir şey öğrenmeyen dinleyiciler olacak, bir şey bilmeden ortaya çıkacaklar, genelde hiçbir şey bilmiyor olacaklar ve ortalıkta acınası şekilde dolaşacaklar, bilge gibi gözükecekler, ama aslında bilge olmayacaklar.

Bu itirazın arama motorlarından okudukları ile bilgi sahibi oldukları düşünen insanlara yönelik olduğunu düşünmek çok da absürt olmaz değil mi?

 -Yukarıdaki derlemede yer alan bilgi ve yorumların önemli bir kısmı BBC'de Nathan Dufour imzasıyla yer alan 'Would Plato tweet? The Ancient Greek guide to social media' isimli makaleden alınmıştır.

Sonraki Haber