Dünyada sosyal medya düzenlemesi örnekleri
Meclisin açılmasıyla birlikte Türkiye'de sosyal medya düzenleme getirileceği son günlerde sıkça dile getiriliyor. Gerekçe olarak ise bu mecralarda yapılan dezenformasyon gösteriliyor. AK Parti İstanbul Seçim İşleri Başkanı Av. Şengül Karslı da bu konuya dikkat çekti.
AK Parti İstanbul Seçim İşleri Başkanı Av. Şengül Karslı, uluslararası örneklere de başvurarak sosyal medyadaki dezenformasyona dikkat çekti.
Şengül Karslı’nın açıklamaları şöyle:
“Günümüzde giderek artan internet kullanımı beraberinde sosyal medya kullanıcı sayısını da artırmıştır. Uluslararası kuruluşların internet ve sosyal medya kullanımına dair raporlarına göre 84.7 milyonluk nüfusumuzun yüzde 75-80’i internet erişimine sahip. Ülkemizde internete erişenlerin yaklaşık yüzde 70’i ise sosyal medya kullanmakta. Rakamlara bakıldığında sosyal medyayı en çok kullanan ülkelerin başında gelmekteyiz.
Ancak ne yazık ki sosyal medya kullanım oranının artmasıyla doğru orantılı olarak doğru bilgiye ulaşmakta bir o kadar güç hale geldi ve kötü amaçlı kullanımı sosyal medyada ‘dezenformasyon’ kavramını doğurdu.
Sosyal medya, dünyamıza faydaları kadar aynı zamanda bir yalan bilginin ya da terör propagandasının da birkaç dakika içinde milyonlarca insana ulaşmasına ortam sağlamakta. İnsanlar arasında hızla yayılan bu iletişim faaliyetleri ve dezenformasyonlar toplumun geniş kitlelerini etkiliyor veya baskı altına girmesini sebep oluyor. Öyle ki bazı kötü niyetli sosyal medya hesapları, adeta bir basın organı kılığına girerek paylaşımları ve yayınları ile toplumun bir kesimini provoke edebilmektedir.
Bunların yanı sıra sosyal medyayı elinde tutan bazı teknoloji ve sermaye gruplarının ideolojilerine uygun lobi çalışmaları ile kullanıcılarını yönlendirdiği ve bu alanı uluslararası politik baskı aracı ve stratejik bir silaha dönüştürdüğü görülmekte.
Aslında normal hayatta suç olan sosyal medyada da suç; fakat kimliği belirsiz kullanıcı hesapları sebebiyle bu alanda etkin mücadele yapılamıyor. Dezenformasyon dediğimiz sahte gerçeklik, toplum üzerinde algı operasyonlarına ortam sağlıyor. Bu yönde başta Avrupa ülkeleri olmak üzere bir çok ülkede dezenformasyonla mücadele anlamında yapılmış önemli yasal düzenlemeler mevcut. Türkiye’de de bu alanda ihtiyaç olan yasal mevzuatın, sosyal medyadaki dezenformasyonu engelleyecek, itibar suikastlerinin, nefret suçlarının ve tacizlerin önüne geçebilecek mahiyette olması gerekmektedir.
TBMM'de bu konuda bir çalışma olduğu, yapılacak olan yasal düzenlemeler öncesinde Almanya modelinin incelendiği ve sosyal medyada dezenformasyon suçunu işleyenlere 1 ila 5 yıl hapis ve sosyal medyayı bir süre kullandırmama gibi önerilerin olduğu biliniyor.
Almanya’da kanunun aradığı “hukuka aykırı içerik” tespit edildiğinde içeriğin yayından kaldırılması için sosyal ağ işletmelerine 24 saat süre tanınmakta, aksi takdirde 50 milyon Euro’ya kadar para cezası kesilmekte. Ayrıca ‘uyar-kaldır’ şikâyet sistemi uygulanarak dezenformasyon yapan kişiler 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanıyor.
Bangladeş ve Singapur'da da erişimi engelleme / içeriği kaldırma yönünde kararlar mevcut. Rusya’da bir yalan haberi 24 saat içinde sitesinden kaldırmayan kuruluşlara 50 milyon rubleye kadar para cezasını öngören yasa yürürlükte.
2018 seçimleri öncesinde İtalya’da yasal zemine sahip olan bir uygulama ile vatandaşların internette karşılaştıkları sahte haberleri iletebilecekleri ihbar hattı benzeri bir internet sitesi kuruldu. İncelemeye alınan ihbarlar ile gerçekten yasaları ihlal ederek yalan haberi yaydıkları tespit edilen hesapların sahipleri hakkında tutuklamaya varan müeyyideler uygulanmakta. Mevcut dezenformasyon suçuna karşılık yasalarda öngörülen cezaların dışında ABD’nin Kaliforniya eyaletinde dezenformasyonu önlemek için medya okuryazarlığının artırılması çalışmaları da yapılmakta.
Sosyal medya kullanıcıları olarak hepimizin suç unsuru olarak görülen dezenformasyona sebebiyet vermemek için sorumluluk bilinciyle hareket etmesi gerekmekte.Bu bilincin oluşması hepimiz için hayati önem taşımakta.
Pek tabidir ki sosyal medya, yoğun dezenformasyon ve algı yönetimi yapılmak sureti ile kitlelerin yanlış yönlendirilmesine müsait bir mecra olmasının yanı sıra, iyiye ve doğruya dair bilgilerin kitlelere yayıldığı ve toplumsal sorunlara çözümlerin üretildiği bir mecra olarak da kullanabilmesi mümkün olan bir alan.
Devletler arası yeni bir savaş yönteminin oyun sahası olarak görülen bu platformlarda, artık bir realite olan "kötü niyetlilere" alet olmamak kullanıcıların farkındalığı ile aşılabilir.
Buna uluslararası örneklerinden yola çıkılarak hazırlanacak yasal düzenlemelerin de eşlik etmesi, sosyal medyanın daha doğru kullanımına imkan sağlayacak bir ortamı tesis edebilir."