Fas, İspanya'yı nasıl kilitledi? Tarihi başarının perde arkası...

Dünya Kupası'nda son 16 turunun en çok merak edilen karşılaşmalarından biri de Fas ile İspanya'yı karşı karşıya getiren mücadeleydi. Akdeniz'in Atlantik'e açılan kapısının iki ucunda yer alan iki ülke, tarih boyunca karşılaştı, savaştı, birlikte yaşadı, komşu oldu. Bu bağlamda önemi biraz daha artan eşleşmede gülen taraf, beklentilerin aksine Fas oldu. Turnuvaya gümbür gümbür 7-0'lık Kosta Rika galibiyeti ile başlayan ancak daha sonra oyununda bir düşüş gözlenen İspanya, Katar'a veda ederken ortaya tarihi bir sonuç çıktı. Peki Fas bunu nasıl başardı?

Öncelikle tarihi sonucun ne olduğuna bir bakalım... Fas, normal süresi ve uzatma bölümü 0-0 biten maçta İspanya'yı penaltılarla 3-0 mağlup ederek çeyrek finale çıktı ve tarihte bunu başaran dördüncü Afrika temsilcisi oldu. 1990'da Kamerun, 2002'de Senegal, 2010'da ise Gana bu başarıya ulaşmıştı. Dünya Kupası'nda yarı final oynamayı başaran bir Afrika ülkesi bulunmuyor.

Çeyrek finalde İber Yarımadası'nın diğer iddialı futbol ülkesi Portekiz'le karşı karşıya gelecek olan Fas, tarihi yazmaya çalışacak.

SAVUNMA, SAVUNMA, SAVUNMA...

Belçika, Hırvatistan ve Kanada ile birlikte F Grubu'nda mücadele eden Fas, gruptan 7 puanla lider çıkarken üç maçta kalesinde sadece 1 gol gördü. Grubun son maçında Kanada'ya karşı skoru 2-1'e getiren golü Aguerd kendi kalesine atacaktı. Fas'ın yediği tek gol bu oldu. Bu golün duran toptan geldiğini de ifade etmek gerek. Kuzey Afrika ülkesi akan oyunda kalesinde gol görmedi.

Fas, dikkat çekici bir şekilde oynadığı dört maçta da kağıt üzerinde farklı savunma şablonları kullandı. Walid Regragui'nin öğrencileri için değişmeyen tek şey katı ve oldukça disiplinli bloklar halinde rakibi karşılamalarıydı. Topun gittiği rakibe pres yapmak için bloğundan ayrılan oyuncunun yeri derhal doluyordu.

4-3-3, 3-2-4-1, 4-2-3-1 dizilişlerini akışkan bir şekilde kullanabilen Fas, alanı o kadar daraltıyor ki kilit isimler (örneğin Hırvatistan'da Luka Modric, Belçika'da Kevin de Bruyne ve İspanya'da Sergio Busquets) topla istedikleri gibi buluşamıyorlardı.

İspanya maçında Matadorlar'ın en kilit pas bağlantısı oyuncusu olan Sergio Busquets, ilk yarıda sadece 22 isabetli pas yapabilirken Rodri 77, Laporte ise 72 pas yaptı. Busquets'in bu denli düşük bir sayıda kalması tamamen plan dahilindeydi. Deneyimli orta saha maçı sadece 68 isabetli pasla noktaladı.

TURNUVANIN EN İYİLERİ

Fas savunma hattının merkezinde Beşiktaş forması giyen Romain Saiss ve West Ham oyuncusu Nayef Aguerd yer almakta. Oldukça sağlam ikili geçit vermezken asıl farkı ise kanat bekleri yaratıyor. Bayern Münih forması giyen sol bek Noussair Mazraoui ve Paris Saint-Germain'in yıldız sağ beki Achraf Hakimi adeta ders niteliğinde oyunlar oynuyor.

The Athletic için taktiksel analizler kaleme alan antrenör Liam Tharme, ikilinin turnuvanın en iyi bek ikilisi olduğunu öne sürüyor.

SOFYAN AMRABAT!

Özellikle İspanya maçında bir dönem Kayserispor ve Galatasaray forması da giyen Nordin Amrabat'ın kardeşi Sofyan Amrabat, sahanın her yerindeydi. Rakiplerine nefes aldırmayan 26 yaşındaki defansif orta saha yıldızlaştı.

İSPANYA'NIN SIKINTISI

Luis Enrique'nin pas oyunu Fas karşısında üretime dönüşemedi. Oynanan 120 dakikada 967 isabetli pas yaparken stoper ikilisinden Rodri 204, Aymeric Laporte ise 179 isabetli pasa imza atacaktı. Fas'ta bu sayı 229'du. Kuzey Afrika ülkesi maç boyu 6 şut çekerken bunların 3'ü kaleyi buldu. Maçı yüzde 68.4 topla oynama yüzdesiyle bitiren İspanya'nın ise 13 şutundan sadece 1'i kaleyi buldu.

Dünya Kupası sahnesinde 6. mücadele eden Fas, 1970'ten sonra ikinci Dünya Kupası deneyimi olan 1986'da grubunu lider bitirerek bunu başaran ilk Afrika temsilcisi olmuştu. Aynı başarıyı 1990'da Kamerun ve 1994 ile 1998'de Nijerya elde edecekti. Fas bu başarıya yeniden imza atarken şimdi ise bir ilk daha yaşayarak turnuvada yarı final görmek istiyorlar. Sahadaki oyun ise bunun mucize olmayacağını gösteriyor...

Kaynaklar: The Athletic, FIFA, The New York Times

Kaynak: Web Özel