Sosyal medyaya çocuk ayarı! Çok ciddi riskler var
Dünya genelinde çocukların sosyal medya kullanımına yönelik endişeler giderek artarken, birçok ülke bu doğrultuda yeni tedbirler alıyor. Son olarak Avustralya'da sınırlayıcı düzenlemenin yasalaştırılma aşamasına geldiği kaydedilirken, Türkiye'de de 13 yaş altındaki çocukların sosyal medyaya erişimine kısıtlama getirilmesi gündemde. Uzmanlar ise sosyal medyanın çocuklar için çok ciddi riskler taşıdığını söylüyor.
İngiltere, ABD, Fransa, Güney Kore, Rusya, İtalya ve Çin hükümetinin 16 yaşın altındaki gençlerin internet oyun süreleri ile sosyal medya kullanımını kısıtlamaya yönelik aldığı kararın ardından Avustralya da harekete geçti. Ülkede, 16 yaşın altındakilerin sosyal medyaya erişimini yasaklayacak yasa tasarısının hem iktidar hem de muhalefetin desteğiyle parlamentodan geçmesine kesin gözüyle bakılırken, gözler Türkiye’ye çevrildi. Yapılan son araştırmalara göre Türkiye'de toplam 75 milyon sosyal medya kullanıcısının olduğu bildirilirken, Türk vatandaşlarının günde 3 saatten fazla sosyal medya platformlarında vakit geçirdiğinin de altı çiziliyor. Uzmanlar, kullanıcı sayı ve süresinin çok fazla olduğuna dikkat çekerken, Türkiye'de de 16 yaşın altındaki çocuklar için sosyal medya kısıtlamasına gidilmesi gerektiğine işaret ediliyor.
13 YAŞ ALTINA KISITLAMA
Yaşanan toplumsal soruna yönelik ülke genelinde 13 yaş altındaki çocukların sosyal medyaya erişimine yasak getirecek düzenleme üzerinde son aşamaya geldiği kulislerden yansıyan bilgiler arasında. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından yürütülen çalışma ile çocukların dijital güvenliğinin sağlanması hedefleniyor. Uzmanlar ise çocukların korunmasına yönelik kısıtlama için geç bile kalındığında hemfikirler.
CİDDİ RİSK BARINDIRIYOR
Türkiye’de nüfusun büyük bir çoğunluğunun sosyal medya kullanıcısı olması, çeşitli toplumsal, teknolojik ve kültürel dinamiklerin bir araya gelmesiyle oluşmuş bir tablo olduğunu söyleyen Bilişim Uzmanı Osman Demircan, "İlkokul çağındaki çocukların sosyal medya kullanımı, birçok risk ve sorun barındırıyor. Özellikle dünya genelinde sosyal medya kullanımına yaş sınırları getirilirken Türkiye’de ilkokul çağındaki çocuklarda kullanımın yaygınlaşması ciddi riskler barındırıyor" ifadelerini kullandı.
"3 SAAT GEÇİRİYORUZ"
Sosyal Medya Uzmanı Ufuk Karakullukçu ise Türkiye’de genç nüfus oranının oldukça yüksek olduğunu, dijital platformlara olan ilginin arttığını söylerken, "2023 verilerine göre Türkiye'deki insanlar günde ortalama 6, 7 saat internet kullanıyor. Bu sürenin yarısı ise sosyal medyada geçiriliyor. Maalesef sosyal medya kullanım zamanımız dünya ortalamalarının üzerinde. Aşırı ve dengesiz sosyal medya kullanımı özellikle gençler üzerinde ciddi zararlara yol açıyor. Belirli yasal düzenlemeler ile çocukları koruma altına almak ve platformları denetlemek gerek. Yasal süreçlere uymayan sosyal medya şirketlerine ise büyük yaptırımlar uygulanmalı" diye konuştu.
"BAĞIMLI OLDUK"
Prof. Dr. Nevzat Tarhan (Psikiyatri Uzmanı)
"Toplum olarak hiperaktif bir topluluk haline geldik. Değişim ve yeniliği de seviyoruz. Bu durum Türkiye'de sosyal medyanın çok riskli kullanılmasına neden oluyor. Davranışsal bağımlılık oranı belki de dünyada en yüksek ülke Türkiye. Avustralya'da parlamentoya sunulacak karara Türkiye’nin daha çok ihtiyacı var. Toplumdaki sosyal medya alışkanlığının risklerini görüyoruz. Böyle bir yasa bizde de olursa aile ve eğitimcilerin eli güçlenir, çocuk psikiyatri vakaları azalır. Dolayısıyla Türkiye, bu konuda hızlı refleks almalı.
"DEPRESYON NEDENİ"
Prof. Dr. Hakan Türkçapar (Psikiyatri Uzmanı)
"Ekonomik olarak bir değer ortaya koyan sosyal medya gençlerin ilgisini çekiyor. Ancak sosyal medya beyin kimyasını etkileyerek bağımlılık yapıyor. Bu durum beraberinde yalnızlık, depresyon, kaygı bozukluğu gibi çeşitli ruh sağlığı sorunlarının yaşanmasına neden oluyor. 87 milyon nüfuslu bir ülkede 75 milyon sosyal medya kullanıcısından bahsediliyor. İlkokul çocuklarından emeklilik yaşını geçmiş bireylere kadar artık neredeyse herkesin sosyal medya hesabı var. Bu alışkanlık hem bireysel hem de toplumsal düzeyde bağımlılığın varlığını gözler önüne seriyor. Ebeveynlerin çocuklarının hangi içerikleri takip ettiklerini gözlemlemesi gerekiyor.
Kaynak: Web Özel