Müsilajın çaresini buldular! Organik atıklar dönüşmeli

Marmara Denizi'ndeki müsilaj riskine karşı çalışmalar yürüten bilim insanları ilginç bir öneriyi gündem taşıdılar. Müsilajı önlemenin tek çaresinin komposto dönüşebilen organik atıkların geri dönüştürülmesi ya da düzenli depolanması gerektiği vurgulanırken, Marmara Denizi çevresindeki atıkların yüzde 67,5’inin bu türden olduğu ortaya çıkartıldı.
Geçtiğimiz Eylül ayından bu yana Marmara Denizi’nde yeniden gözlenmeye başlayan müsilaj riskine karşı bilim insanlarının çözüm arayışları da sürüyor. 2021’den bu yana uygulanan Marmara Denizi Eylem Planı'na rağmen azot ve fosfor yükü ile kirlenmeye devam eden Marmara Denizi'nde Nisan ayından itibaren yeniden müsilaj öbeklerinin oluşmasından endişe ediliyor. Yapılan çalışmaya göre, Marmara Denizi çevresindeki belediyelerin topladıkları atıkların yüzde 67,5’i organik atık. Organik atıkları, yüzde 13,5 ile kağıt, yüzde 9,4 ile plastik, yüzde 7 ile cam ve yüzde 2,5 ile metal atıklar takip ediyor.

MÜSİLAJIN BİRİNCİ NEDENİ
Müsilajın önlenmesi için tek çarenin komposto dönüşebilen organik atıkların geri dönüştürülmesi ya da düzenli depolanması gerekiyor. Aralarında Doç. Dr. Levent Bilgili, Doç. Dr. Afşın Yusuf Çetinkaya, Prof. Dr. Mustafa Sarı'nın olduğu bilim insanları organik atıkların kompost edilmesi gerektiğinin ortaya koyan yeni bir araştırmaya imza attılar. İstanbul, Kocaeli, Yalova, Bursa, Balıkesir, Çanakkale, Edirne, Kütahya ve Kırklareli belediyelerinin atıklarını analiz eden ve çevre üzerindeki etkilerini hesaplayan çalışmaya göre, belediye atıklarının yüzde 67.5'i organik atıklar oluşurken, organik ve evsel atıklar müsilajın da en önemli sebepleri arasında yer alıyor.
ÜÇLÜ TETİKLEYİCİ
Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Levent Bilgili ise
Marmara Denizi’nde müsilaj ile mücadele edebilmek için, ‘‘üçlü tetikleyici’’ olarak anılan; deniz yüzey sıcaklıklarındaki anomaliler, deniz şartlarındaki durağanlık ve denizin kirlilik yükü şartlarından en az birinin devre dışı kalması gerektiğinin altını çizerek şunları söyledi: "Yaptığımız çalışma, atıkların - bugün olduğu gibi - depolanmasının, müsilaj oluşumunda belirleyici rol oynadığını gösteriyor. Depolanan atıklardan ortaya çıkan kirletici sızıntılar, müsilaj yaratan algleri besliyor ve müsilaj oluşumunu tetikliyor. Bu nedenle, atıkların depolanmak yerine komposta dönüştürüldüğü bir atık yönetim sistemine acilen ve tam kapasite ile geçmek, büyük önem taşıyor."
BU YÜKÜ KALDIRMIYOR
Doç. Dr. Bilgili, Marmara Denizi çevresinde yaklaşık 25 milyon kişinin yaşadığına da dikkat çekerken, "Ayrıca Türkiye’nin yarısından fazlasına hizmet sunan endüstri de, yine bu denizin etrafında kümelenmiş durumda. Resmi veriler, Marmara Denizi’nin çok yoğun evsel, endüstriyel, denizcilik ve tarımsal kirliliğe maruz kaldığını gösteriyor" dedi.
2021'DEN KÖTÜ OLUR
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı ise balıkçıların ağlarından bile müsilaj çıktığını belirterek, şu uyarıları gündeme taşıdı: "Gerekli önlemler alınmazsa Nisan ayından sonra 2021'den daha kötü bir tablo görürüz. Yüzeye çıkmadığı sürece müsilajı görmüyoruz. Dilimde tüy bitti! Müsilaj yüzeye çıkmadığı sürece dikkat çekmiyor ancak müsilaj aros Körfezine kadar ulaşıyor."

YARISI ARITILIYOR
Dr. Erol Kesici (Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Bilim Danışmanı"
"Havaların ısınması ile dipteki müsilaj giderek yüzeye yaklaşacak. Önlem alınmadığı takdirde müsilaj, Marmara Denizinde, 5 metreden 25 metre derinliğe kadar olan alanları örümcek ağı gibi saracak. Endüstri, maalesef Marmara Denizi kirletmeye devam ediyor. Atıkların ancak yarısını arıtıyoruz. Kalan yarısı ise arıtılmadan denize boca ediliyor. Tarımsal, evsel ve denizcilik atıkları nedeniyle Marmara Denizi adeta foseptik haline geldi."
Kaynak: Web Özel