Kahvaltı hep var mıydı? Üç öğün beslenmek nereden çıktı?

Kahvaltı hep var mıydı? Üç öğün beslenmek nereden çıktı?
Kimilerine göre kahvaltı 'günün en önemli öğünü'. Fotoğraf: Shutterstock

Mesai saatleri belli olana kadar dünyanın dört bir noktasında kahvaltı diye bir öğün yoktu. Batı dünyasında mesai kavramı ile ortaya çıktığında et ağırlıklı olan bu öğün, daha sonra biraz daha hafifleşmeye başladı.

Bugünden geçmişe bakıldığında insanların bazı yaşam alışkanlıklarını kavraması mümkün değil. Örneğin ortaçağ mahkeme kayıtlarında insanların gecede iki kez uyudukları, ilk uyku ile ikinci uyku arasında ciddi bir zaman farkı olduğu ortaya çıkıyor. Veya 19. yüzyılın İngiltere’sinde sadece çocukların çalıştığı fabrikalar olduğunu biliyor muydunuz? Bu çocuklar öyle çalışıyordu ki haftanın bir günü bile izin yapmıyor, aynı zamanda üzerlerinde ‘çocuk kıyafeti’ diye bir kavram olmadığı için ceket ve pantolon ile geziyorlardı.

Peki ya yeme alışkanlıkları? Bugün yiyeceklerin besin değerleri ile ilgili olarak hiç olmadığımız kadar bilgiye sahibiz. Hangi yiyecekte kaç gram protein, kaç gram şeker veya yağ olduğunu biliyoruz. Peki hep üç öğün mü besleniyorduk?

Bazı uzmanlara göre işin burası karışık. 20. ve 21. yüzyıldaki klasik inanç günde üç kez (sabah-öğlen-akşam) yemek yenmesi yönünde. Sabah 09:00-17:00 mesaide çalışan biri için bu öğün döngüsü ideal gözüküyor.

UYANIR UYANMAZ YEMEK YEMEK VARDI

Aslında sabah uyanır uyanmaz beslenmek yaygın olmasa bile geç taş devri döneminde vardı. Romalı askerler de bu geleneğe uyuyordu. Kahvaltıya ‘pulmentus’ ismini veriyorlardı. Bugün bildiğimiz anlamıyla kahvaltı düzeni endüstriyel zamana geçiş ile başladı. Sanayileşmeden önce insanlar mesailerine sabah saat 10:00 gibi başlıyor ve ilk yemeklerini o zaman yiyorlardı. Bugün saat 10:00’da ilk yemeğini tüketen birine ‘geç kahvaltı etmişsin’ diyoruz.

Saat 10:00 sularında yenen bu yemeği bugün için kahvaltı ve öğle yemeği arası bir öğün olarak düşünebilirsiniz, İngilizler bu öğünü kuvvetli yiyorlardı. Hatta daha sonra buradan hareketle klasikleşmiş İngiliz kahvaltısı (English Breakfast) ortaya çıktı. I. Dünya Savaşı ile birlikte batı dünyasında dünyada belki de biraz gıdaya erişmenin güçlüğü ile daha hafif kahvaltılar edilmesi alışkanlığı ortaya çıktı.

İngilizler ilk etapta kahvaltıyı et ağırlıklı ederken, bu ülkede çıkan bazı gruplar sabah saatlerinde bu kadar sosis ve pastırma tüketmenin sağlığa zararlı olduğunu savunuyordu.

MISIR GEVREĞİ OLAYI DEĞİŞTİRDİ

Kahvaltının önemi mısır gevreğinin 20. yüzyılın başlarında icadı ile medya tarafından halka daha sık anlatılmaya başlandı. Paketli gıdalar altın çağını yaşarken John Kellogg, W.K. Kellogg (Kellog’s), Henry Perky ve C.W. Post gibi iş insanları mısır gevreği gibi ürünlerden ciddi karlar elde ettiler.

İlerleyen yıllarda şirketler “İyi kahvaltı edersen işinde başarılı olursun” gibi sloganlar ile yeni oluşan orta sınıfa ne yemeleri gerektiğini anlatıyorlardı.

Tarihçi Caroline Yeldham’a göre Romalılar ağırlıklı olarak günde bir öğün yemek yiyordu. Kızılderililer ise öğün saati belirlemiyor acıktıkça bir şeyler atıştırıyorlardı. Paleontologlar 5 bin yıl öncesinde insanların bugün kahvaltı ile özdeşleşen krepe benzer yiyecekleri yaptıklarını ifade ediyorlar.

Tıpkı İngiltere’de olduğu gibi ABD’de de kahvaltı tavuk, et ve tatlı ağırlıklı olarak yapılmaya başlanmış daha sonra bunun doğru olmadığı tahminimizce mide ağrılarından anlaşılmıştı. 19. yüzyılda ABD’de yaşamış yemek eleştirmeni Lowell Dyson, “Amerikanlar hep et, et, et ister. Ve patates. Ve kek ve turta” diyerek ülkedeki yaygın kahvaltı etme biçimini eleştiriyordu.

10 ve 11. yüzyıl kayıtları incelendiğinde Orta Asya Türk mutfağında kahvaltının izlerine rastlanmıyor. Orta Asya’daki Türkler biri kuşluk vakti olmak üzere günde iki kez besleniyordu. İnsanlar genellikle uyandıktan sonra çalışmaya başlar 5-6 saat sonra sofraya otururlardı.

Tarihçi Emre Safa Gürkan ise kahvaltının daha sonradan yaratılmış bir öğün olduğunu şu sözlerle anlatıyordu:

Peki bugün kahvaltıyı atlamaya başlasak vücudumuzda ne gibi değişimler olur? İngiliz Diyetisyen Sarah Elder, kahvaltının asla atlanmaması gerektiğini söylerken, “Vücudumuz gece kendini tamir etmek için enerji harcar; dengeli bir kahvaltı, bu enerjiyi geri kazanmamıza sebep olur” demekte.

Kaynaklar: BBC Future, Breaktfast Cereal Information Service, Priceeconomics, Haberglobal.com.tr

Kaynak: Web Özel