Bir göl daha kurudu... Flamingolar evlerini teker teker kaybediyor!
Göller Bölgesi, bu yıl, aşırı sıcak ve yağış azlığı nedeniyle Bayındır Gölü'nden sonra 16 kilometrekarelik Yarışlı Gölü'nü de kaybetti. Başta flamingolar olmak üzere birçok kuş türüne ev sahipliği yapan göl tamamen kurudu.
EN BÜYÜK NEDEN KÜRESEL ISINMA
Göller Bölgesi'nde başta lavanta olmak üzere, kekik, adaçayı, melisa üretimiyle bölgede su kaynaklarının korunması için susuz tarımı teşvik etmeye çalışan Lisinia Doğa Yaşam Alanı kurucusu Öztürk Sarıca, çocukluğunda derinliği neredeyse 4 metreye ulaşan Yarışlı Gölü'nün, son yıllardaki küresel ısınma kaynaklı yağış azlığı ve aşırı sıcak havalar nedeniyle tamamen kuruduğunu söyledi.
'BÖYLE GİDERSE BURDUR GÖLÜ DE KAYBEDİLECEK'
Mermer ocaklarının oluşturduğu toz kümelerinin tarımı da ciddi anlamda etkilediğini anlatan Sarıca, "Bu da ister istemez insanları burada büyükbaş hayvancılığa mecbur bırakıyor ki, büyükbaş hayvancılıkta üretilen mısır ve yonca suların hızla tüketilmesine sebep oluyor. Önümüzdeki yıllarda küresel ısınmanın da bu şekilde devam edeceğini düşünürsek Göller Yöresi pek çok sulak alanını ve Burdur Gölü'nü kaybedecek. Sanayileşmiş ülkeler karbon salınımını azaltma noktasında verdikleri hiçbir sözü yerine getirmiyor. Dolayısıyla yerküremiz biraz daha ısınıyor ve Türkiye ve Göller Yöresi bundan nasibini fazlasıyla alıyor" dedi.
KARBON SALINIMI MİNİMUMA ÇEKİLMELİ
Sanayileşmiş ülkelerin karbon salınımlarını azaltmaları ve üzerine düşen görevleri yerine getirmiş olmaları durumunda hiç değilse bu durumun stabilize olabileceğini belirten Sarıca, şöyle konuştu: "Doğanın birtakım kazanımları tekrar yerine konulabilir. Maalesef her geçen gün artan karbon salınımı, daha fazla küresel ısınma, bundan daha fazla nasibini almış bir Türkiye ve Göller Yöresi görüyoruz. Önümüzdeki yıllarda içme suları konusunda ciddi anlamda ülkemizi ve Göller Bölgesi'ni tehlikeler bekliyor. Dünyanın bu hale gelmesinin en büyük sebebinin küresel ısınma, küresel ısınmada da en büyük problemin karbon salınımları, karbon salınımlarındaki en büyük pay sahibinin de sanayileşmiş ülkeler olduğunu biliyoruz. Karbon salınımlarını bir an evvel minimum noktaya çekmeleri gerekiyor."