Bir pişmaniye nasıl dava konusu olur?

Bir pişmaniye nasıl dava konusu olur?
Bazı gıda ürünlerini beğenmediklerini sert ifadelerle belirten kişiler hukuk önünde hesap vermek zorunda kalabiliyor-Fotoğraf: Shutterstock

Türkiye'de pek çok gıda üreticisi ve satıcısı ürünlerinin 'aşağılandığı' gerekçesiyle soluğu mahkemede alıyor. Pişmaniye sevmeyenler, döner yemek istemeyen tanınmış isimler soluğu adliyelerde alabiliyor. Peki bunun hukuki altyapısı ne? Gıda ürünü satanları gerçekten zarara uğratıyorlar mı?

Bir yemeği sevmek veya sevmemek fanatik tartışmalara gidebildiği kadar ticari olarak da hukukun konusu olabiliyor. Tarihçi Prof. Emrah Safa Gürkan ile sunucu Ali İhsan Varol hakkındaki suç duyurusu açıklamaları bu tarz davaları tekrar gündeme getirdi. Gürkan sosyal medyada pişmaniye hakkında "Pişmaniye İzmit’in yoldan geçenleri vergilendirmek için bulduğu bir metottur...” paylaşımını yaptı.

Varol da sunduğu yarışma programında, “İzmitliler bunu yemez, satarız biz bunu. Yoldan geçenden vergi alalım” dedi. Bunun üzerine İzmit Pişmaniyesi Koruma ve Yaşatma Derneği Başkanı Mustafa Şahin, Gürkan ve Varol hakkında suç duyurusunda bulunacağını söyledi.

"Kazıklı Maria" takma adlı Türk yayıncı da bir podcastte 'şifalı taşlar' hakkında 'b.k' ifadesini kullandığı için ifadeye çağrıldığını belirtti. Maria, "Evet inanamayacaksınız ama şifalı taş satan kişilere hakaret ve iftira attığım ve ticari itibarlarını zedelediğim için şikayet edilmişim" ifadelerini kullandı.

TAVUK DÖNERDEN MİDESİ BULANAN SEN MİSİN?

Bu davaların en ünlülerinden biri televizyon programlarında beslenme tavsiyeleri ile gündeme gelen, İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay'a açılan davaydı. Karatay'ın “Tavuk döner satan büfelerin önünden geçerken midem bulanıyor” demesi üzerine Tüm Restoranlar ve Turizmciler Derneği (TÜRES) suç duyurusunda bulunmuştu. Karatay'ın iki seneye kadar hapsi istenmişti. TÜRES Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Bingöl, Karatay'ın açıklamalarının ardında döner satışlarında yüzde 30 düşüş olduğunu savunmuştu. 

'HERKES DAVA AÇABİLİR'

İstanbul Barosu'nun 1 no'lu Fikri Sınai Haklar Komisyonu Başkanı Avukat Tamer Pekdinçer, Anayasa'nın 36'ıncı maddesine göre herkesin suç duyurusunda bulunulabileceğini belirtiyor. Pekdinçer Anayasa'nın 36. maddesini şöyle belirtiyor: "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir

DAVA AÇMAK HAKSIZ REKABETİ KANITLAMAK ŞART!

Avukat Pekdinçer, suç duyurusunun Türk Ticaret Kanunu'nun 55. maddesindeki haksız rekabeti düzenleyen hükümleri çerçevesinde yapılabileceğini ifade ediyor. Hukukçu kanunun 55. maddesini  “Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarda bulunmak” şeklinde tanımlıyor. Avukat Pekdinçer, kovuşturma kararı için kuruma zarar vermek için beyanın kasten yapıldığının belirlenmesi ve kurumun zarara uğradığı ile ilgili delillerin sunulması gerektiğini söylüyor.

 Ancak Pekdinçer, yapılan beyanın haksız rekabet eylemi sayılabilmesi için 3 unsurun arandığını da söyledi. Pekdinçer, bu unsurları şöyle sıraladı:

1- Başkalarının iş ürünleri, faaliyetleri, ticari işleri veya fiyatlarına yönelik eylem bulunması

2-Bu eylemin haklılık ögesi içermemesi, yanlış veya yanıltıcı veya gereksiz yere incitici olması,

3-Eylemin çıkış noktası başlangıçta haklı görünse de bütün olarak amacı aşması, gereksiz biçimde incitici olması, failin kötüleme amacıyla davranması.

Pekdinçer "Haksız rekabet suçunu işlediklerinin delillerle sabit görülürse haklarında iddianame düzenlenmek suretiyle haklarında ceza davası açılır" diyor. Hukukçu, faillerin eylemlerinin kanunda tanımlanan haksız rekabet suçunu oluşturmaması halinde kovuşturmaya yer olmayacağı kararının çıkacağını söylüyor.

İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ VURGUSU 

Öte yandan Pekdinçer, Anayasa'daki düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti maddesi ile dava açılan kişilerin de koruma altında olduğunu söylüyor.

"Mağdur derneğin itibarı kadar, bu kişilerin Anayasa’dan kaynaklanan düşünce ve düşünceyi açıklama özgürlüğünün sınırlarının da göz önünde tutulması gerekliliği büyük önem taşımaktadır" diyen Pekdinçer, açıklamaların ifade özgürlüğü kapsamında görülebileceğini de sözlerine ekliyor. Avukat Pekdinçer, dava açılan kişinin dava sonucu mağdur edilmesi sonucunda tazminat davası açabileceğini vurguluyor. 

TWEET AVCISI AJANSLAR

Görüş aldığımız diğer hukukçular oluşan maddi zararı karşılanması için dava açan kurumların yanı sıra; her davada ve basında yer alma çabasının, bazı kişi veya kurumlar için reklam imkânı yaratabildiğini ifade ediliyor.

Ayrıca avukatlar bir konuya da dikkat çekiyorlar. Kötü niyetli bazı kişiler, karşı tarafı mahkeme ile tehdit edip korkutarak para kopartmaya çalışabiliyor. Bu kişiler, sosyal medyada bir ajans gibi çalışarak bu tarz eleştirel tweetleri tespit ediyorlar. Kendilerine hakaret edilene ulaşarak onlara avukat sağlama ve mahkeme tehdidi ile yüklü para koparma vaadi ile hakaret edilen kişi/kurumları ikna edebiliyorlar.

Kaynak: Web Özel