Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti grup toplantısında konuştu

Yeni yasama yılının açılışının ardından ilk grup toplantısını yapan AK Parti'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir konuşma gerçekleştirdi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti grup toplantısında konuşma yaptı. Erdoğan'ın açıklamasından satır başları:

"Dün Türk Konseyi 7. zirvesi dolayısıyla Bakü'deydik. İkili konuları ele aldık. Bugüne kadar 2 devlet bir millet derdik. Bugünden sonra 5 devlet 1 millet. Türkmenistan'ı da kattığımız zaman 6 devlet bir millet olarak bölgede çok daha güçlü yürüyeceğiz dedik. Macaristan geçen yıl olduğu gibi bu yıl da gözlemci statüsünde katıldı. Ayrıca Macaristan Budapeşte'de Türk Konseyi'nin bir temsilciliğini açtı. Böylece artık Avrupa'da da Türk Konseyi'nin bir iletişim merkezi var.

Barış Pınarı Harekatı başarıyla devam ediyor. Türkiye harekatı başlatma noktasına bir anda gelmemiştir. Yaklaşık 40 yıllık, Suriye sorunu bakımından ise 8 yıllık mazisi var. Ülkemize yüzlerce milyar dolar maliyet getiren terör meselesinin nasıl ortaya çıktığını daha iyi anlıyoruz. Müttefiklerimizin yüzümüze başka, arkamızdan başka işler çevirdiği açığa çıktı. Türkiye barıştan yana olmuştur, olacaktır. Biz Suriye yönetimini hiçbir çatışma yokken demokrasiden adaletten yana tavır takınması için çok çağrıda bulunduk. Horlanan Kürt kardeşlerimize, baskı altında tutulan Türkmen kardeşlerimize bizzat Esed'in kendisine defalarca söylemiş bir liderim. Tam tersine baskı, şiddet, zulüm yolu seçildi. Kriz işte böyle başladı. 12 milyon kişinin evlerinden kaçmasına, yarısının da ülke dışına gitmesine yol açan çatışmalar yaşanmıştır. 4 milyonu da ülkemize gelmiştir. 3.6 milyonu ağırlıklı Arap, Türkmen, Ezidi vs'dir. Tamamına yakını Kürt'tür ve ağırlıklı olarak Kobani'den gelenlerdir. Tamamına yakını Arap olan bu mülteciler bize maalesef, ifadeyi kullanmakta bile edep ettiğim Arap Ligi'ne hiç yakışmıyor. Ey Arap Ligi, siz ne kadar Suriyeli'yi kabul ettiniz. 

Yaşanan bu kaos ortamını fırsat bulan kimi güçler DEAŞ adında bir cinayet makinesi icat edip ortaya salmıştır. Arap Ligi'nin mültecilerle ilgili 1 Allah kuruşu destek verdiği vak'i mi? Hayır. AB'nin verdiği söz ise 6 milyar Euro idi. Bizim harcamamız 40 milyar Euro'yu aştı.

FIRAT KALKANI'NDA DİĞER TÜM BÖLGELERİ ÖZGÜRLEŞTİRECEK HAREKAT PLANLARIMIZ BİLE HAZIRDI

Bugün dahi hala bölgede Müslümanlar adına atılacak her adımın önüne DEAŞ faktörü bir engel olarak konulmaya devam ediyor. DEAŞ konusunda biz kimin ne rol oynadığını gayet iyi biliyoruz. El Bab'ta 3 bin DEAŞ'lıyı etkisiz hale getiren biz olduk. Başta FETÖ'cüler olmak üzere güya biz DEAŞ'a karşı müşfikmişiz algısı yarattılar. Bu örgütün foyasını Fırat Kalkanı Harekatı ile biz ortaya çıkardık. DEAŞ balonunu söndürdük. Fırat Kalkanı'nın ardından müttefiklere Rakka ve Deyrizor olmak üzere diğer bölgeleri de özgürleştirmeyi teklif ettik. Harekat planlarımız dahi hazırdı. Müttefikler Türkiye gibi meşru bir güç yerine PKK/YPG gibi bir terör örgütüyle hareket etmeyi tercih ettiler. Teröristler Fransa'da eylem yaptığında o acıyı paylaşmak üzere biz de oradaydık. Terör örgütü Türkiye'de çok sayıda vatandaşımızı katlettiğinde yanımızda kimseyi göremedik.
İki yol vardı: Ya teslim olacak kasap bıçağına boynumuzu uzatacak ya da mücadele edecektik.

Türkiye ve Türk milletinin mazisinde teslim olma seçeneği asla olmamıştır. Biz de gerekeni yaptık. Milletimizle birlikte mücadele bayrağını kaldırdık. Ya İstiklal ya ölüm diyerek devletini kurmuş bir devlete başka türlüsü de zaten yakışmazdı.

Suriye'de DEAŞ tehdidi ortadan kalktıktan sonra garip bir manzara bulduk.

Terör örgütü sınırlarımızda bir terör koridoru oluşturuyordu. Karşımıza dikilenlerin hiçbiri o günlerde sesi çıkmıyordu. Hiçbirinden destek göremedik. Afrin'i teröristlerden temizlerken sürekli eleştirilere maruz kaldık. Barış Pınarı Harekatı yürütürken çok daha aleni bir saldırıyla karşı karşıyayız. Birkaç batılı lider harekatı durdurmak için bizi arıyor. Bugüne kadar teröristler tarafından ülkemize atılan 900'den fazla roket, hayatını kaybeden ve yaralanan vatandaşlarımız için baş sağlığı veya geçmiş olsun diye de kimse aramadı.

Bunlara güvenilmez. Bunların derdi, ummuyorlardı bunlar. Türk Ordusu'nun bu kadar süratle mesafe alacağını kimse ummuyordu.

Sadece terör örgütü temsilcilerinin yönlendirmesiyle bizi itham etmeye kalkıştılar. Hepsine gereken cevabı verdik, veriyoruz.

Geçmişte de aynı tavırlarla karşılaşmıştık. 15 Temmuz Darbe Girişimi'nde sınırlı sayıda dostumuz dışında tamamen yalnız bırakılmıştık. Sadece teröristlerin çıkarlarını korumak için karşımıza çıktılar. Ey Batı, Ey Arap Ligi, azıcık da olsa vicdan ve ahlak sahibi tüm ülkeler, hepinize sesleniyorum: Bu devran elbet dönecek.

Yarın öbür gün siz de bizimle benzer sıkıntılarla karşılaşacaksınız. İşte o zaman birileri karşınıza teröristlere kol kanat vermek için çıkacak. Teröristler kapınıza dayandığında sınırlarınızdan içeri bombalar düşerken, şehirleriniz canlı bombalarıyla sarsılırken bakalım siz ne diyeceksiniz. Bu dünya etme bulma dünyasıdır. Türkiye binlerce yıllık devlet geleneği, kadim medeniyet mirası, milletinin sarsılmaz birlik ve beraberliği sayesinde bu mücadeleyi başarıya ulaştırır. Ama o kara gün geldiğinde siz ne yapacaksınız.

O zaman yine bu asil millet yanınızda olacaktır. Gelin bu mücadelede Türkiye'nin karşısında değil yanında yer alın. En azından karışmayın. Özellikle NATO üyesi ülkelere sesleniyorum. NATO üyesi ülkeler YPG/YPD'nin yanında yer alıyor ve her türlü desteği veriyor. Başta ABD. 30 bin tır Irak üzerinden silah, araç, mühimmat desteği verdi. Fransa, Almanya her türlü desteği veriyor. Suriye'de 90 km'yi aşkın tüneller var. Çimentosu nereden geliyor: Lafarge. Nasıl izah edeceksiniz. Ama bunların da hesabını verecekler.

SİVİL KATLİAM GÖRMEK İSTİYORSANIZ, ARAKAN'A, YUKARI KARABAĞ'A, BOSNA'YA BAKIN

Ülkemiz aleyhinde yürütülen karalamanın en önemli malzemesi sivil katliam yalanıdır. Türkiye tarihi boyunca sivil katliam yapmamıştır, yapmaz. Ama bunu söyleyenlerin geçmişleri sivil katliamlarla doludur. Macron'a söyledim, Ruanda ve Cezayir'de yüzbinlerce sivili katleden siz değil misiniz? Afrika'nın kitaplarında neler var neler. Bunların hepsi maalesef bu tür kara kaplı defter ve kitaplarla mazileri dolu. Suriye konusunda utanmadan bizi sivil katliamıyla itham edenler, sivil katliamı görmek istiyorsunuz Suriye'de Türkiye'nin ayak basmadığı yerlere bakın. Afganistan'a bakın, Arakan'a bakın, Kafkaslar'da Yukarı Karabağ, Balkanlar'da Bosna'ya bakın. Filistin'e bakın. Bölücü terör örgütünün kadın, çocuk yaşlı demeden ülkemizde yaptığı terör eylemlerine bakın.

1220 KİLOMETREKAREYİ TEMİZLEDİK

Türkiye bu konuda asla itham edilebilecek bir ülke değildir. Bugün dünyada böylesine kapsamlı terörle mücadele operasyonu yürütüp bu kadar temiz iş çıkarabilen Türkiye dışında başka ülke yoktur. Tek bir sivilin zarar görmemesi için çalışmış bir ülkeyiz. Barış Pınarı Harekatı'nda teröristler sırf sivil kayıp oluşsun diye evlerden, hastane, kilise, camilerden sniperlarla ateş ederken biz vurmadık. Çünkü orası bir ibadethaneydi. Bu kadar hassasız. Çıkmalarını bekledik. Sivillerden uzaklaşınca da imha ettik. Güya biz ibadethaneleri de bombalıyormuşuz.

Şu ana kadar 1220 kilometrekare alanı temizledik.

Türkiye Suriye'de sadece ve sadece teröristleri hedef alıyor. Ülkemiz Suriye topraklarında işgal değil terörle mücadele hareketi yürütüyor. Suriye halkına karşı değil Suriye halkıyla birlikte zalimlere karşı mücadele ediyoruz. Sırf ülkemize zarar vermek için teröristleri makamında ağırlayanlar bu utancı ömür boyu taşıyacaklardır.

Arabulucuk yapmaya çalışan liderler var. Uluslararası savaş hukukunda ne zamandır devletlerin terör örgütleriyle masaya oturduğunu gördünüz. Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihinde teröristlerle masaya oturmak yoktur.

İNŞA, İHYA EDERİZ, ZULÜM ETMEYİZ

Türkiye operasyon bölgesi içinde DEAŞ'lıların sorumluluğunu üstlenmeye hazır olduğunu Trump'a ifade ettik. Fakat PKK/YPG terör örgütü şantaj malzemesi olarak kullandığı DEAŞ mensuplarını cezaevinden serbest bırakmaya başlamıştır. Biz DEAŞ'lıları tepeleriz. Kontrol altına aldığımız yerlerde DEAŞ'lıları da etkisiz hale getirmeyi sürdüreceğiz. Türkiye Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygılıdır. Kimsenin itiraz etmeyeceği meşru hükümet kurulduğunda kontrol ettiğimiz bölgeleri kendilerine bırakacağız. Biz inşa, ihya ederiz ama asla zulmetmeyiz.

Barış Pınarı Harekatı 30-35 km derinliğe ulaşana kadar sürecektir. Hiçbir açık kapımız yoktur. Destek olanları da yolumuza taş döşeyenleri de not ediyoruz. Trump, 20 mili ifade ettiğinde daha sonra en doğudan 440 kilometre batıya olan bölgeyi güvenli bölge olarak ilan ettik. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı burayla ilgili proje çalışmalarını da yapmış bulunuyor. Bu kitapçığı BM Genel Kurulu'nda ilettim ve anlattım. Türk Konseyi'nde de kendilerine takdim ettik. Bal bal demekle ağız tatlanmıyor. Bala, yani paraya ihtiyacımız var. Bunu halleder lojistik desteğini de sağlarız. 2 milyona yakın Suriyeli'nin geri dönüşü için çalışmalara başlamak istiyoruz. Buna destek olmak tüm dünyanın görevidir. Türkiye teröristlerle pazarlık yapılmayacağını bilecek kadar tecrübe sahip ülkedir. Teröristle kucak kucağa yaşayanlar onlarla istediği pazarlığı yapabilir.

SURİYE'DE SORUNUN EN KESTİRME YOLU TÜM TERÖRİSTLER BU GECE TESLİM OLSUNLAR

Bizi arayıp teröristlerin talebini iletenlere şunu söylemek istiyorum: Mademe terör örgütünü bu kadar seviyorsunuz, masumların akan kanının değil teröristin ezilen başının derdindesiniz, size bir teklifimiz var. Bizim terörist bile olsa kimseyi tahammüden öldürmek niyetinde değiliz. Biz sizler gibi değiliz. Suriye'deki sorunun en kestirme yolu: Hemen bu gece tüm teröristler silahları ve malzemeleri bırakıp, tuzakları imha edip güvenli bölgeden dışarı çıksınlar.

Dert teröristlerin canını kurtarmaksa bile herkesin bu teklife olumlu cevap vermesi gerekir.

Barış Pınarı Harekatı ile veya harekat alanındaki herhangi bir yerle ilgili kimseye bir söz vermedik. Ama öncesinde Rusya, ABD, NATO hepsini bilgilendirdik. Soranlara sadece terör örgütünün sınırlarımızın 30 km uzağına çekilmesi konusundaki niyetimizi belirttik. Bu hedefe ulaşana kadar hiçbir güç bizi durduramaz.

YAPTIRIMLARA YANIT: AZDAN AZ ÇOKTAN ÇOK GİDER

(Yaptırımlar konusunda) Tehdit edenlere de diyoruz ki; azdan az gider, çoktan çok gider. Bizim kesilen sakalımız bir süre sonra çok daha gür yerine gelir ama sizin kayıplarınızın telafisi o kadar kolay olmaz. Suriye konusunu görüşmek üzere ülkemize gelen herkes bu yaklaşıma göre hazırlıklarını yapmalıdır. Aksi halde beyhude zaman ve enerji harcamış olur. Bize ülkelerine girme yasağı koyanlar, iyi düşünmelidir. Türkiye gibi bir devlete ülken8ize girme yasağı koyacaksınız. Bize düşen nedir? Hayırlı olsun. Gelmezsek ne olur. Biter miyiz, batar mıyız? Çok mu meraklıyız. Şahsıma, aileme, üç beş bakan arkadaşımla vize yasağı koyuyorlar. Gerekirse 7 düveli karşımıza almak pahasına bu milletin onurunu haysiyetini yere düşürmeyeceğiz.

Biz dik durursak, sağlam durursak, bir ve beraber olursak Allah'ın izniyle kimse bizim sırtımızı yere getiremez. Çeşitli spor müsabakalarında şampiyon olan başarıdan başarıya koşan sporcularımızın Mehmetçiklerimize verdiği selamın kendilerine başarıyla dönmesini Allah'tan niyaz ediyorum."

son dakika son dakika haber