Ankara'daki kritik zirve sonrası Erdoğan ve Serrac'tan önemli açıklamalar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Libya Başbakanı Fayiz es-Serrac ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki  basına kapalı bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmenin ardından Erdoğan ve Serrac kameraların karşısına geçti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın  konuşmasının satır başları şöyle:

Yüz yılın hasreti ile çok sağlam ilişkiler kurduk. Bundan sonra kardeşlik hukukumuzun gereğini yapacağız. Türkiye'nin önceliği bir an önce Libya'nın siyasi istikrara kavuşturulmasıdır. 

Darbeci Hafter'in kalleş saldırılarına rağmen Milli Mutabakat Hükümeti salgın konusunda gerekli tedbirleri aldı. Darbeci Hafter'i destekleyerek Libya'yı kan ve gözyaşına boğanları tarih yargılayacaktır. 

Libya'yı asla darbeciler ve lejyonerlerin insafına bıraklayacağız. Libya'nın geleceğini sürekli tehdit altında tutan bir kişinin bu konuda masaya oturacak bir temsil kabiliyeti de olamaz. 

SONDAJ VE ARAMA İŞBİRLİĞİ

Libya topraklarındaki iş birliği alanlarımızı genişletme hususunda görüş birliğine vardık.

Doğu Akdeniz'deki doğal zenginliklerden faydalanmak üzere arama ve sondaj dahil iş birliğimizi ilerletmeyi hedefliyoruz.

(Libya'da BM himayesinde ve siyasi süreç içinde çözüm) Serrac ve hükümeti, darbeci Hafter ve çetelerinin işledikleri insanlık ve savaş suçlarına rağmen bu konuda her zaman müspet bir tutum takınmıştır.

Libya'daki sorunun meşruiyet ve hakkaniyet temelinde çözümü için tüm uluslararası platformlarda Serrac ile hareket edeceğiz. Darbeci Hafter'in Libya halkının hakkı olan petrolü kaçak yollardan satma girişimlerinin engellenmesi için çağrımızı tekrarlıyoruz.

''TÜRKİYE HER ZAMAN LİBYA'NIN YANINDA OLDU''

Libya Başbakanı Sarrac'ın konuşmasından öne çıkanlar:

''Bizler her zaman askerin despotizm tavrına karşı sert bir tutumumuz olmuştur. Bu konuda ben Türkiye'ye de teşekkür etmek isterim. Sizler her zaman yanımızda olduğunuz. Bu mücadelemizde asla adım atmayacağız. Hafter'in meşru davranmadığını da bilmekteyiz.

Hiçbir zaman müzakere tanımayacağız. Masum insanları öldürenlerin alması gereken cezalar olacağını da belirtmek isterim.

Libya'nın yeniden imarı sürecinde Türk şirketlerini Libya’da görmek istiyoruz.

LİBYA'DA NELER YAŞANDI?

Libya yönetimini ortadan kaldırmak üzere başkente girmesine ramak kalan Hafter'in ilerleyişi, Türkiye'nin Birleşmiş Milletler tarafından tanınan Trablus merkezli yönetimin talebi üzerine sağlamaya başladığı savunma işbirliği sayesinde önlenmişti.

Libya ordusu, 12 Ocak'ta Türkiye ve Rusya'nın girişimiyle Berlin konferansında sağlanan ateşkese uymayan Hafter güçlerine karşı, 25 Mart'ta Barış Fırtınası Harekatı'nı başlatmıştı. Hafter güçlerini hızla gerileten Libya ordusunun hamlesi sürüyor. 

Başkentin güneyi, Misrata açıkları ve Trablus'un batısı yönünde eş zamanlı ilerlemeler kaydeden Libya ordusunun başarısında SİHA'ların sağladığı hava desteği oldukça etkili oldu. Bu süreçte Türkiye ve SİHA'ların kullanımı, uluslararası alanda yoğun ilgi topladı. 

Harekatın son dönemdeki en önemli kazanımları, mart sonundan nisan ayı ortasına kadar Trablus'un batısından Tunus sınırına uzanan 3 bin kilometrekarenin Hafter güçlerinden temizlenmesi oldu.

Libya ordusu, 18 Mayıs'ta ülkenin batısındaki stratejik Vatiyye Hava Üssü'nü Hafter'den geri alırken, SİHA'lar Birleşik Arap Emirlikleri'nin gayrı meşru güçlere verdiği çok sayıda hava savunma sistemini imha etti.

Mayıs ayında Trablus'taki sivillerin korunması amacıyla başkentin güneyindeki Hafter güçlerinin püskürtülmesine başlandı. Çok sayıda stratejik askeri kamp ele geçirildi. Bu sırada Rus paralı askerleri olarak bilinen Wagner unsurları bölgeden ayrıldı. Libya ordusu son olarak Trablus Havalimanı'nı geri aldı.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu dün "Trablus'tan Tunus'a kadar sahil bandının ele geçirilmesi, uluslararası havaalanlarının ele geçirilmesi, havadan ve karadan ilerleme kaydedilmesi esasen gösteriyor ki Hafter bu savaşı kazanamaz." ifadelerini kullanarak gayrı meşru güçlerin lideri Hafter'i bir kez daha uyarmıştı.

Türkiye'nin son dönemdeki desteği, Libya ordusunun bugün itibarıyla başkent Trablus'un tüm il sınırlarını kontrolüne almasıyla yeni bir aşamaya geçti.